Hekimoğlu İSMAİL

Hekimoğlu İSMAİL

Müslüman'ın türbe ziyareti nasıl olmalıdır?

Türkiye'de binlerce türbe var; milyonlarca insan bu türbeleri ziyaret ediyor. Devlet büyüklerinin, âlimlerin, şeyhlerin ve şehitlerin kabirleri türbe olabiliyor. İslam büyüklerinin mezarlarını ziyaret edenler, "Bu adam nasıl yaşamış ki, kabri türbe olmuş?" diye düşünmeli, kendi mezarının da türbe olabilmesi için ilmini artırmalı, yaşayışını bir gözden geçirmelidir.
Bazı insanlar türbeleri ziyaret edip, bir sevap bir şefkat bekliyor. Ziyaretçilerin evlenmekten, aile saadetinden sağlığa kadar pek çok istekleri var. Türbelerde mum yakmak, bez bağlamak, para atmak gibi âdetler de göze çarpıyor.

Şu husus çok önemlidir: Türbeden bir şey istemek, hem batıldır hem haramdır. Çünkü Kâdir-i Mutlak Allah'tır. Sadece Allah'ın gücü her şeye yeter. Bütün iyilikler Allah'tandır.

Türbeler ve mezarlıklar, ibret için ziyaret edilmeli. Bir başka âlemden yola çıktık, irademiz dışında bu dünyaya geldik ve gidiyoruz. Her mezar, dünyadan gidenleri gösterir. Kabir ziyaretinde bunlar düşünülürken, okuduğumuz Fatiha, İhlâs ve Yasin sûrelerinin manasını, eve gelince tefsirden okuyalım. Göreceğiz ki bu sûreler ölüye bir şey demiyor, dirilerin hayatını düzenliyor. Fatiha Sûresi'nin birinci ayetinin meali: "Âlemlerin Rabbi olan Allah'a hamd ederim." Ölüler değil, diriler bu işi yapacak. Hâsıl olan sevaptan inşallah ölüler de pay alır.

Mübarek insanların türbesini ziyaret eden, "Bu şahıs nasıl bu makama ulaşmış?" diye düşünmeli. İslam'da haramların sayısı çok azdır. Bir veya birkaç harama takılan Müslüman, bunları terk etmeden, türbeden ne bekler?

Türbeler ve türbe ziyaretleri İslam'a ters bir durum aldıkça, dinle alakası olmayanların mezarları da türbeye dönüştü. Mezarlıklar mermerlerle doldu. Bazı mezarların imarında servet yatıyor. Keşke bu mezarların içi de dışı gibi güzel olsa. O ölülerin hayrı için, o paralar faydalı işlere yatırılsaydı hem sevap olurdu hem de ülke kalkınırdı. Tüketim ekonomisi o kadar hâkim ki, diri de ölü de para tüketiyor.

Mehmed Akif diyor ki,

"Ya açar Nazm-ı Celil'in, bakarız yaprağına

Yahut üfler geçeriz bir ölünün toprağına

İnmemiştir hele Kur'an bunu hakkıyla bilin.

Ne mezarlıkta okumak, ne de fal bakmak için."

Bazı insanlar Kur'an'ın herhangi bir sayfasını açıyor, o sayfanın mealini okuyor; mealden anladığını kendine fal sayıyor. Hâlbuki Kur'an'da okuduklarımızı anlasak, hayatımıza uygulasak zaten kurtuluruz.

Mezarlığa ibret almak için gideriz. Ben de bir gün öleceğim. Maliyeye hesap verir gibi, Allah'a hayatımın hesabını vereceğim...

Her şehirde bir sürü mezar vardır. Bu mezarlardan birini türbe yapan, içinde yatan şahıstır.

Yeni Şafak

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.