Prof. Dr. Musa Kazım YILMAZ
Hz. Yusuf (as) ile Hz. Musa’nın (as) kıssaları arasındaki benzerlikler ve münasebetler
Bütün peygamberler aynı kaynaktan [vahiyden] beslendikleri için hayatları, serüvenleri, başlarına gelen musibetlere karşı gösterdikleri sabırları ve sınanma şekilleri birbirine benzer. Ama Hz. Yusuf (as) ile yaklaşık ondan 300 yıl sonra yaşayan Hz. Musa’nın (as) Kur’an’da geçen kıssaları ve hayatları arasında büyük benzerlikler ve özel münasebetler vardır. Kur’an’da birçok peygamber kıssası yer almaktadır. Ama en uzun ve detaylı iki kıssa bu iki peygamberin kıssasıdır. Şimdi bu iki kıssa arasındaki benzerlikleri ve ilginç münasebetleri görelim:
1) Her iki peygamberin kıssası da Mısır’da cereyan etmiştir.
2) Her iki peygamber de kaybolmuşlardır.
3) Ancak Hz. Yusuf gençliğinde kuyuya atılarak kaybolmuş, Hz. Musa ise bebekliğinde nehre atılarak kaybolmuştur.
4) Hz. Yusuf, kendisinden nefret eden kardeşleri tarafından kuyuya atılmıştır. Kur’an kardeşlerinin onu kuyuya atmalarını anlatırken şöyle der: (قَالَ قَائِلٌ مِنْهُمْ لَا تَقْتُلُوا يُوسُفَ وَأَلْقُوهُ فِي غَيَابَتِ الْجُبِّ يَلْتَقِطْهُ بَعْضُ السَّيَّارَةِ إِنْ كُنْتُمْ فَاعِلِينَ) “Onlardan biri, ‘Hz. Yusuf’u öldürmeyin; eğer mutlaka yapacaksanız onu kör kuyunun dibine bırakın, nasıl olsa gelip geçen kervandan biri onu bulup alır’ dedi.”[1]
Oysa Hz. Musa, kendisini en çok seven annesi tarafından nehre atılmıştır. Allah şöyle buyurur: (وَأَوْحَيْنَا إِلَىٰ أُمِّ مُوسَىٰ أَنْ أَرْضِعِيهِ فَإِذَا خِفْتِ عَلَيْهِ فَأَلْقِيهِ فِي الْيَمِّ وَلَا تَخَافِي وَلَا تَحْزَنِ) “Musa’nın annesine, ‘Onu emzir; başına bir şeyin gelmesinden endişe ettiğinde onu nehre bırak. Korkup kaygılanma’ diye vahyettik.”[2]
5) Hz. Yusuf’un kuyuya atılmasını ifade eden (أَلْقُوهُ) kelimesi ile Hz. Musa’nın nehre atılmasını emreden (أَلْقِيهِ) kelimesi arasında önemli anlam farkı vardır. Her ikisi de “atmak” anlamındadır, ama Hz. Yusuf’un kuyuya atılmasını ifade eden (أَلْقُوهُ) kin ve öfke barındırırken Hz. Musa’nın nehre atılmasını emreden (أَلْقِيهِ) kelimesi sevgi ve şefkat barındırmaktadır. Çünkü (أَلْقُوهُ) ifadesi beşerin tedbirini dile getiriyor. (أَلْقِيهِ) kelimesi ise Rabbü’l-Âlemîn’in tedbirini ifade ediyor.
6) Hem Hz. Yusuf hem Hz. Musa, her ikisi de muhteşem saraylarda yaşamışlardır. Birisi Firavun 2. Ramses’in sarayında, diğeri Mısır azizi Putifar’ın sarayında.
7) Hz. Yusuf’un babası onun için çok üzülmüştür, ancak Hz. Musa için annesi çok üzülmüştür.
8) Hz. Musa’nın yaşadığı sarayda saray sahibinin eşi, Musa’yı yetiştirmek istemiş, kocasıyla konuşmuş ve yaşatılması için birçok tedbir almıştır. Allah şöyle buyuruyor: (وَقالَتِ امرَأَتُ فِرعَونَ قُرَّتُ عَينٍ لي وَلَكَ لا تَقتُلوهُ عَسى أَن يَنفَعَنا أَو نَتَّخِذَهُ وَلَدًا وَهُم لا يَشعُرونَ) “Firavunun karısı, “O senin ve benim göz aydınlığımız, muradımız olsun. Onu öldürmeyin; belki bize faydası dokunur veya onu evlat ediniriz’ dedi.”[3]
Ama Hz. Yusuf’un yaşadığı sarayda sarayın sahibi olan erkek Hz. Yusuf’u yetiştirmek istemiş ve bunun için karısıyla konuşmuştur. Allah şöyle buyuruyor: (وَقالَ الَّذِي اشتَراهُ مِن مِصرَ لِامرَأَتِهِ أَكرِمي مَثواهُ عَسى أَن يَنفَعَنا أَو نَتَّخِذَهُ وَلَدًاَ) “Onu satın alan Mısırlı adam karısına, ‘Ona değer ver ve ona güzel bak. Umulur ki bize faydası olur veya onu evlat ediniriz’ dedi.”[4]
9) Musa’nın yaşadığı saray sahibinin eşi, Musa’nın en büyük güvencesiydi. Çünkü Firavun’un eşi onun teyzesiydi. Fakat Hz. Yusuf’un yaşadığı saray sahibinin eşi Hz. Yusuf’un en büyük kâbusuydu. Çünkü onu nefsine davet etmişti.
10) Kur’an-ı Kerim her iki peygamberin rüşte ermesinden söz ederken az bir farkla birbirine çok yakın bir ifade kullanmaktadır. Hz. Yusuf için şu ifadeyi kullanır: (وَلَمَّا بَلَغَ أَشُدّهُ آتَيْنَاهُ حُكْمًا وَعِلْمًا وَكَذَلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنِينَ) “Hz. Yusuf erişkinlik dönemini tamamlayınca ona güçlü bir muhakeme yeteneği ve ilim verdik. İşte güzel davrananları biz böyle mükâfatlandırırız.”[5]
Hz. Musa için şöyle der: (وَلَمَّا بَلَغَ أَشُدَّهُ وَاسْتَوَىٰ آتَيْنَاهُ حُكْمًا وَعِلْمًا وَكَذَٰلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنِينَ) “Musa erişkinlik dönemini tamamlayıp olgunlaşınca ona güçlü bir muhakeme yeteneği ve ilim verdik. İşte güzel davrananları biz böyle mükâfatlandırırız.”[6]
11) Kur’an Hz. Musa’nın annesinin üzüntüsünden söz ederken şöyle der: (وَأَصْبَحَ فُؤَادُ أُمِّ مُوسَى فَارِغًا) “Musa’nın annesinin yüreği yalnızca çocuğuyla meşguldü.”
Hz. Yusuf’un babasının üzüntüsünden söz ederken şöyle der: (وَتَوَلَى عَنْهُمْ وَقالَ يَا أَسَفَى عَلَى يُوسُفَ وَابْيَضَّتْ عَيْنَاهُ مِنَ الْحُزْنِ) “Onlardan yüz çevirdi ve: ‘Ah Yusuf’um ah! İçim yanıyor’ demeye başladı. Sonunda üzüntüden gözlerine boz geldi.”[7]
12- Hz. Yusuf’u kıskanıp onu kuyuya atan ve ona eziyet edenler Hz. Yusuf’un kardeşleriydi. Fakat Musa’yı arayıp bulan ve ona yardım eden onun kız kardeşiydi.
13- Musa’nın araştırılmasını ve bulunmasını isteyen, bunun için Musa’nın kız kardeşini görevlendiren Musa’nın annesidir. Allah şöyle buyuruyor: (وَقَالَتْ لِأُخْتِهِ قُصِّيهِ فَبَصُرَتْ بِهِ عَن جُنُبٍ وَهُمْ لَا يَشْعُرُونَ) “Musa’nın annesi Musa’nın ablasına, ‘Onu izle” dedi. O da, diğerleri farkına varmadan onu uzaktan gözetledi.”[8]
Fakat Hz. Yusuf’un araştırılmasını, bulunmasını isteyen ve bunun için kardeşlerini Mısır’a gönderen Hz. Yusuf’un babasıdır. Allah şöyle buyuruyor: (يا بَنِيَّ اذْهَبُوا فَتَحَسَّسُوا مِنْ يُوسُفَ وَأَخِيهِ وَلا تَيْأَسُوا مِنْ رَوْحِ اللَّهِ) “Ey oğullarım, gidin de Hz. Yusuf’u ve kardeşini iyice araştırın. Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin.”[9]
14- Hz. Musa’nın annesinin daha fazla üzüntüde kalmaması için ona bir müjde verildi. Allah şöyle buyurdu: (وَحَرَّمْنَا عَلَيْهِ الْمَرَاضِعَ مِن قَبْلُ فَقَالَتْ هَلْ أَدُلُّكُمْ عَلَىٰ أَهْلِ بَيْتٍ يَكْفُلُونَهُ لَكُمْ وَهُمْ لَهُ نَاصِحُونَ) “Biz önceden Musa’nın, başka sütanneleri kabul etmesini engellemiştik. Bunun üzerine ablası, ‘sizin adınıza onun bakımını üstlenecek ve üzerine titreyecek bir aile bulayım mı?’ dedi.”[10]
Hz. Yusuf’un babası Yakub’un daha fazla üzüntüde kalmaması için de ona bir müjde verildi. O müjdeyi bildiren ayet şudur: (وَلَمَّا فَصَلَتِ الْعِيرُ قَالَ أَبُوهُمْ إِنِّي لَأَجِدُ رِيحَ يُوسُفَ لَوْلَا أَن تُفَنِّدُونِ) “Kafile Mısır’dan ayrılıp yola çıkınca babaları, ‘Eğer bana bunamış demezseniz, inanın ben Hz. Yusuf’un kokusunu alıyorum’ dedi.”[11]
15) Âlemlerin Rabbi olan Allah Hz. Musa’nın annesine vahiy göndererek ona oğlunu geri göndereceğini bildiri. Allah şöyle buyurdu: (إِنَّا رَادُّوهُ إِلَيْكِ وَجَاعِلُوهُ مِنَ الْمُرْسَلِينَ) “Allah Musa’nın annesine, ‘Biz onu sana geri döndüreceğiz ve onu peygamberlerden biri yapacağız’ diye vahhyetti.”[12]
Âlemlerin Rabbi olan Allah, Hz. Yakûb’a da, oğlu Hz. Yusuf’u ona geri getireceğini bildirmiştir. Bunu, onun şu sözünden anlıyoruz: (قَالَ إِنَّمَا أَشْكُو بَثِّي وَحُزْنِي إِلَى اللَّهِ وَأَعْلَمُ مِنَ اللَّهِ مَا لَا تَعْلَمُونَ) “Yakup da, ‘Ben acımı ve kederimi ancak Allah’a arz ediyorum ve ben sizin bilmediklerinizi Allah’tan gelen bilgiyle biliyorum’ dedi.”[13]
16) Hz. Musa büyüyünce, yetiştiği sarayın sakinleri olan Firavun ve adamalarıyla ciddi ihtilafa düştü ve ashabıyla birlikte gece vakti sarayı terk edip onlardan uzaklaşmaya başladı. Firavun ve adamları da onların peşindeydi. Allah şöyle buyurdu: (فَأَتْبَعُوهُم مُّشْرِقِينَ فَلَمَّا تَرَاءى الْجَمْعَانِ قَالَ أَصْحَابُ مُوسَى إِنَّا لَمُدْرَكُونَ) “Olaya gelince, Firavun ve adamları gün doğarken onlara yetiştiler. Nihayet iki topluluk birbirini görünce Musa’nın ashabı, ‘İşte şimdi yakalandık’ dediler. Musa ise, ‘Hayır, eminim ki Rabbim benimledir ve bana bir çıkış yolu gösterecektir’ dedi.”[14]
Hz. Yusuf’un yetiştiği sarayın sakinleri ise Hz. Yusuf büyüyünce onu kendilerine yaklaştırıp ona büyük güvence verdiler. Allah şöyle buyurdu: (وَقَالَ الْمَلِكُ ائْتُونِي بِهِ أَسْتَخْلِصْهُ لِنَفْسِي فَلَمَّا كَلَّمَهُ قَالَ إِنَّكَ الْيَوْمَ لَدَيْنَا مَكِينٌ أَمِينٌ) “Kral, ‘Onu bana getirin, onu kendime özel danışman yapayım’ dedi. Onunla konuşunca, “Bugün sen katımızda yüksek mevkii olan güvenilir birisin’ dedi.”[15]
Kur’an’ın kıssaları arasında ne kadar ciddi bir münasebet vardır!
(Abdullah b. Abduh’tan)
[1] Yusuf, 12/10.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.