Muhammed Numan ÖZEL
Eğitimde Risale-i Nur Modeli Iska Geçilmemeli
Yeni bir eğitim ve öğretim zilleri bugün çaldı. Bu zille yeni körpe dimağlar eğitim ve öğretim sahnesine adım attı. Körpe dimağlara doğru ve sağlıklı bilgilerin verilmesi hiç şüphesiz ki özelde onu, genelde toplumu alakadar eden çok mühim bir husustur.
Dünyanın Aradığı Cevap
Bugün dünyada eğitim tartışmaları bitmiyor. Ezberci sistemler eleştiriliyor, katı öğretmen merkezli modellerin insanı körelttiği söyleniyor. Oysa bundan bir asır önce Bediüzzaman Said Nursî, bu sorunlara adeta bugünü gören bir basiretle cevap vermişti. Risale-i Nur’un sunduğu eğitim anlayışı, hâlâ taze bir model olarak önümüzde duruyor.
Merkezde Talebe Var
Bu modelin merkezinde “talebe” vardır. Talebe, sadece dinleyen değil; soran, araştıran, paylaşan ve meşveretle karar veren, talep edendir. Ferdî mütalaa ile başlayan dersler, grup müzakereleriyle olgunlaşıyor, ardından şûrâ ortamında kolektif akla dönüşüyor. Bu üçlü süreç, kişiden topluma, toplumdan ortak akla yükselen bir merdivendir. Merdivenin basamakları eksik kalırsa ya maksada ulaşılamaz veya çok müşkiller hasıl olur.
İman ve Hayat Birlikte
Eğitim ve öğretim sistemleri maalesef eğitimden uzak ve öğretim merkezi üzerine yoğunlaştığı için körpe dimağlara adeta bir yarış atı rolü, misyonu yükleniyor. Bu sürecin dozu artarak ilerde narsist, hedonist, bencil, sadist bir kimliğe bürünme süreci de başlamış oluyor.
“Tevhid, nübüvvet, haşir, adâlet ile ibadet”[1] kavramlarıyla yani tevhid hakikatleri de öğretim sistemi içinde yer edinip sadece öğretime dönmüş olan eğitim ve öğretim sistemi tekrar asliyetine dönmesi gerekmektedir. Çünkü bu hakikatlerin insanın dimağ ve ruhunda aktif olmasıyla insan eğitilir ve fen ve teknolojik bilgilerle de öğretim sistemi tamamlanır. Bazı ülkeler bu konuda yeni adım atan körpe dimağlara sadece ahlak ve maneviyat vermekte ilk senelerde. Çünkü ileriki senelerde zaten bilgi yüklemeleri yapılacak; ama ahlâk ve maneviyat olmazsa edindiği bilgileri zararlı sahalarda da kullanabileceğini biliyorlar. Tevhid’den uzaklaşan ruhlar sersem ve avare olması veya zararlı akımlara, mecralara kayması çok kolay olacaktır.
Bu sebeple sadece kuru bilgi ve ezberci modelden uzaklaşıp etkin öğrenme teknikleri her sahada aktif hale getirilmeli.
Çözüm Bediüzzaman’da
“Tevhid, nübüvvet, haşir, adâlet ile ibadet”, İhlâs, uhuvvet, hürriyet, meşveret, gibi ahlakî ve hayatı yani içtimaî konular da bu sistemde ele alınarak körpe dimağlar tam manada dindar ve vatansever bir ferd olarak yetişrilebilir. Çünkü din, hayattan kopuk bir kültür anlayışı değildir. Bizzat hayatın her sahasını forma sokan, dizayn eden doğru ve ilâhî bir sistemdir. Bu sebeple din’i eğitim basamaklarından tecrit etmek veya sembolik bir iki saatle sınırlamak çok yanlış bir metod olacaktır. Burada şunu da ifade etmek istiyorumki, hayattan kopuk din anlayışıyla, dinden kopuk hayat anlayışı kesinlikle benimsenemez.
Bugün eğitim dünyası yeni modeller arıyor. Risale-i Nur’un metodu, öğrenciye sadece bilgi yüklemiyor; onu hakikatin şahidi, hayatın öznesi ve toplumun sorumlu bir ferdi haline getiriyor. Bu, aslında modern dünyanın özlemini duyduğu katılımcı eğitim modelidir. Bu model hayatın lezzetini de kazandırmkata insane. Çünkü sadece din eğitimiyle insan taassup sahibi, sadece fen bilgileriyle de mataryalist bir anlayışa kapı aralanıyor.
Risale-i Nur’un sistemi insanın iki yüzünü de mücehhez ederek istikametli, dengeli fertler yetiştirmektedir. Bu metod, insana “bilgi sahibi” olmayı değil; araştıran, meşveretle güç bulan, şûrâ ile olgunlaşan, grup çalışmasına açık ve farklı fikirlere medenice yaklaşıp içerisinde kendine malzeme arayan girişimci, aktif, aksiyoner anlayışa sahip bir şahsiyet olmayı öğretiyor, kişilik geliştiriyor.
Bugün maarif dünyası yeni arayışlar içindeyken, Risale-i Nur’un sunduğu bu tecrübe göz ardı edilmemeli. Belki de yarınlarımızı inşa edecek nesilleri yetiştirmenin yolu bu modelden geçiyor.
Yeni eğitim-öğretim yılı başlarken dileğimiz şudur: Okullarımız, gençlerimize yalnızca bilgi değil; hakikati araştırma cesareti, meşveret kültürü ve hür bir ruh kazandırsın. Çünkü ancak böyle “donanımlı ve hür insan” yetişir, ancak böyle toplum gerçek terakki yoluna girer. Aksi taktirde bilgi yüklü harddiskler halinde teorisi belki mükemmel ama pratikten yoksun ve sinik fertler toplum sahnesinde yer edinecektir. Bazı ülkelerin gerçekten teknik alanda ilerlemesinin sebebi de aktif talebe ve eğitim metodu olduğu yadsınamaz.
Etkili ve yetkili kimselerden ricamız bu meseleleri ıska geçmemeleridir. Şimdi bu etki ve yetkiyi de kısaca ifade etmem gerekecekse, kimin elinde ne kadar sorumluluk sahası varsa herkesi bu sürece dahil ediyorum. Evde ebeveynler, okulda öğretmenler, politikacılarımız.. toplumda aktif rol alan herkes bu toplumsal ödevde mesuliyet sahasındadır.
Selam ve dua ile.
[1] İşaratü’l-İ’caz (12)
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.