Abdulkadir MENEK

Abdulkadir MENEK

Muhammed

Rabbimizin bize takdir ettiği bu hayatın nerede ve ne şekilde sona ereceğini bilemeyiz.

Mümin olarak bizler, aklımızın bir köşesinde ölüm düşüncesini her zaman canlı tutmalıyız.

Tul-i emel düşüncesinden kurtulmak ve esas yurdumuz olan ahirete ciddi bir şekilde çalışmak için, ‘’lezzetleri tahrip edip acılaştıran ölümü çokça zikretmemiz’’ gerekir.

Belki bu düşünce, bizi bütün cazibesi ve şa’şaası ile kendine meftun etmeye ve peşinden sürüklemeye çalışan dünyanın hile ve tuzaklarına karşı uyanık tutmak için önemli bir çıkış yoludur.

Fakat biz bütün bunları bildiğimiz halde, birçok zaman dünyevi ve nefsani tuzakların oyuncağı olmaktan kurtulamayız.

İşte böyle zamanlarda hiç beklemediğimiz bazı vefatlar, bizlere çok ciddi bir ikaz ve nasihatçı hükmüne geçer.

Hele bu vefatlar çok erken gibi görünen vefatlar ise, bizleri uzun süre tesiri altında bırakır.

Aslında her ölüm erkendir.

Fıtratında ebedi hayat aşkı bulunan ve ebed için yaratılan insanı, ne kadar uzun olursa olsun bu fani dünya hayatının tatmin etmesi mümkün değildir.

İşte bunun için her ölüm biraz erkendir diyoruz.

Çünkü insanın ruhunu, ancak ebedi hayat tatmin edebilir.

Fakat bazı ölümler çok daha erken bir zamanda kapıları çalar.

İşte Muhammed’in vefatı, böyle bir vefat olarak onu tanıyanları derinden sarstı.

Hayırlı bazı hizmetler yapmak ve güzel bazı eserlere imza atmak için gayret ve heyecan dolu bir yolculuğa başlamıştı.

Daha yolun çok başında sayılırdı.
Buna rağmen kısa, etkili ve başarılı birçok çalışmaya imza attı.

İki Cihan Güneşi Peygamber Efendimize (asm) ait bazı hadisleri, kısa filmlerle ve ders verici bir üslupla film haline getirerek önemli bir görevi üstlenmeye çalıştı.

Bu çalışmaların sonucu olarak, sinema alanında genç yaşında bazı ödüllere de layık görüldü.

Yaşasaydı, bu konudaki çalışmalarına devam edecek ve kim bilir ne kadar güzel çalışmalara öncülük edecekti.
Olmadı.
Kader, daha fazlasına müsaade etmedi.
İlahi takdire boyun eğmek ve rıza göstermek her müminin görevidir.
Kaderin her hükmüne karşı, boynumuz kıldan incedir.

Babası İsmail Bey başta olmak üzere, aile efradı bu takdire tam bir teslimiyet ve inkiyad ile rıza gösterdiler ve İlahi hükmü sabır ile karşıladılar.

Bu mümin duruşu ve teslimiyeti, İlahi takdirin karşısında boyun eğiş, inşallah ebedi âlemde bir büyük mükâfatı netice verecektir.

Hayatı hizmet ile yollarda geçen bir babanın ve çilekeş bir annenin evladı olmak kolay değil.

Erken yaşta büyük sorumlulukları da beraber getiren ve bir büyük yükün altına girerek yola devam etmeyi gerektiren bu hayat, kimileri için İlahi bir lütuf manası da taşır.

Muhammed çok genç bir yaşta ve adeta her şeyin yeni başladığı bir dönemde, vazifesini tamamlayarak külfet ve hizmet diyarından ücret ve mükâfat diyarına kanat çırptı.

Binlerce insanın hüsnü şehadeti ve hayır duaları, her insana kolayca nasip olmuyor.

Geride kalanlar; babası, annesi, eşi, kardeşleri, dayıları ve amcaları muhakkak ki çok üzgündürler.

Masum Ayşe’nin bundan sonraki hayatında hep başarılı ve müstakim olması, Rabbimizden gönülden niyazımızdır.

Çok genç yaşta böyle bir vefatın, sevenleri için en büyük teselli kaynağı, binlerce insanın kalbi duaları ve mağfiret niyazları olsa gerektir.

Allah Muhammed’i rahmet ve mağfireti ile kuşatsın.

Kabir âlemi inşallah kendisi için cennet bahçelerinden bir bahçe olur ve burada yarım bıraktığı projeleri ve çalışmaları ile ebedi cennet diyarını intizar eder.

Rabbimizden niyazımız budur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum