'Minimal invaziv' yöntemi ile kalp cerrahisinde enfeksiyon riski azalıyor

'Minimal invaziv' yöntemi ile kalp cerrahisinde enfeksiyon riski azalıyor

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) pandemi sürecinde, hastanede yatış süresini önemli ölçüde azaltan küçük kesi tekniği ile yapılan minimal invaziv/robotik kalp operasyonlarının öneminin arttığı bildirildi.

Kritik kapak fonksiyon bozukluğu, kalp krizi riski yüksek baypas gereksinimi ve aort anevrizması gibi kritik damar genişlemesi olan hastalarda uygulanabilen minimal invaziv kalp cerrahisi ile hastanede kalma süreleri azaldığı için Kovid-19 bulaş riskinin azaltılabildiği, dikiş az olduğundan yaranın iyileşme süresinin kısaldığı ifade edildi.

Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Kalp-Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serkan Durdu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kovid-19 salgınının birçok ülkede sağlık kaynaklarını tükettiğini ve dünyadaki çoğu sağlık merkezinde acil olmayan ameliyatların durduğunu söyledi.

Yapısal kalp hastalığı ve kapak hastalığına sahip hastaların sağlık durumlarının tespitinin salgın sürecinde zorlaştığını ifade eden Durdu, bu süreçte hangi hastanın gerçekten hastane şartlarında ve ameliyatla tedavi edileceğine karar verirken birçok olasılığın değerlendirildiğini anlattı.

Durdu, bu süreçte objektif bilimsel verilere dayanmayan bilgilerin, kişisel değerlendirmelerin son derece tehlikeli sonuçlara yol açabileceği uyarısında bulunarak "Birçok meslektaşım kendi uzmanlık alanları olmamasına rağmen bir virolog kadar Kovid-19 biyolojisi hakkında, enfeksiyon hastalıkları uzmanı gibi hastalığın tedavi sürecine yorumlarda bulunmakta, bir kalp-damar uzmanı kadar da kalp hastalarına önerilerde bulunmaktadır. Bu gibi zor zamanlarda, meslek etiği ve ahlaki değerleri yücelterek popülist tavırlardan uzak davranışlarda bulunma zorunluluğu biz bilim insanlarına düşen en önemli vazifelerden birisidir." değerlendirmesinde bulundu.

"Kalp hastalıkları pandemiye bağlı ölümlerin daha fazlasına neden olmaktadır"

Kalp ve damar hastalıklarının dünya genelinde ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer aldığına dikkati çeken Durdu, "Bu bilimsel gerçek, Kovid pandemisi günlerinde bile değişmedi. Kalp-damar hastalıkları Kovid-19 pandemisinin sebep olduğu can kayıplarından daha fazlasına sebep olmaya devam etmektedir." bilgisini paylaştı.

Doç. Dr. Durdu, yapısal kalp hastalığı nedeni ile ameliyat gereksinimi olan hastaların durumu ile ilgili karar verirken çok dikkatli bir değerlendirme yapılması gerektiğine işaret ederek şöyle konuştu:

"Çünkü doğru bir erteleme kararı verilemezse bu hastaların durumu hayati risk taşıyacak komplikasyonlarla beraber kendini gösterecektir. Bu zorluklar coğrafi farklılıklar gösterebilmekle beraber pandeminin zirve seviyeye ulaşmasından sonra sağlık kaynaklarının yeniden düzenlenebilmesiyle aşılabilecek gibi gözükmektedir. Fakat bu sürenin de ne kadar olacağını kestirmek zordur. Bu süreçte, kalp-damar hastalarının Kovid 19 ile maruziyetini mümkün olduğu kadar önlemek, pandemi sırasında cerrahi gereksinimi olanlara en kaliteli ve en uygun ameliyat hizmetini sunabilmek, hastane kaynaklarını tüketecek gereksiz eylemlerden sakınmak, yüksek riskli olup genel durumu bozulması öngörülen hastaların tedaviye ulaşmasındaki gereksiz ertelemeyi engellemek önem taşıyor."

"Yan dal hastaneleri ve kalp merkezlerinde hizmet devam ediyor"

Durdu, mevcut kalp-damar hastalığı nedeniyle tedavi alan tüm hastaların kendi başlarına tedavilerinde herhangi bir değişiklik yapmaması gerektiğine işaret ederek "Çok tartışılan yüksek tansiyon hastalarının kullandığı bir grup ilaçlarla ilgili endişe duyulacak herhangi bir sorun bulunmamaktadır." dedi.

Kalp-damar hastalığı bulunanların Kovid-19 salgını nedeniyle kişisel güvenlik ve izolasyon önlemlerine mutlaka dikkat etmeleri gerektiğini dile getiren Durdu, bu dönemde özellikle korunaklı kalan yan dal hastaneleri, kalp merkezlerinin kritik kalp ve damar hastalarına güvenle hizmet vermeye devam ettiğini hatırlattı.

Sonraya ertelenebilecek kalp hastalıklarının tedavilerinin kalp-damar uzmanları tarafından dikkatle değerlendirildiğini ifade eden Durdu, "Ancak bazı kalp rahatsızlıkları vardır ki tedavi edilmediği takdirde ölüm riski yüksektir. Bu hastaların cerrahi tedavileri birçok uzmanlığın ortak kararıyla hastalarımıza en az zararlı olacak şekilde planlanmaktadır." diye konuştu.

Tedavisi ertelenemeyecek kalp ve damar hastalıkları

Doç. Dr. Durdu, bazı hastaların ise tedavisinin ertelenemeyeceğine işaret ederek şu uyarılarda bulundu:

"Ciddi aort darlığına bağlı semptomatik olan ve kalp kasılma fonksiyonlarında düşme olan hasta grupları, aort darlığına bağlı kalp yetmezliği olan veya geçirilmiş bayılma hikayesi olan hasta grupları, ciddi fonksiyonel mitral kapak yetmezliği olup hastanede yatan ve kalp yetmezliği uzmanı tarafından uygulanan maksimum ilaç tedavisine rağmen taburculuğu tolere edemeyen hastalar, ciddi fonksiyonel mitral kapak yetmezliği ile ayaktan takip edilen ve son 30 günde maksimum ilaç tedavisine rağmen kalp yetmezliği nedeni ile hastane yatışı yapılmış hastalar, akut miyokard enfarktüsü sonrası gelişen ciddi mitral kapak yetmezliği ve kalp yetmezliği boyutuna gelmiş mitral kapak hastaları, yürüme mesafesinde önemli azalma olan, otururken dahi nefes darlığı çeken, bayılma gibi şikayetleri olan kapak hastaları, kritik seviyeyi geçmiş aort anevrizması olan hastalar, akut kalp krizine neden olan veya potansiyeli olan stabil olmayan koroner arter hastalarının tedavileri ertelenemez."

"Minimal invaziv ve robotik kalp ameliyatlarının pandemide önemi artıyor"

Durdu, girişimsel tedavi gerektiren kalp hastalarında hastaların hastanede en az süre geçirecekleri tedavi alternatiflerinin kullanılmasının pandemi sürecinde önem taşıdığını belirtti.

Özellikle son yıllarda önemi giderek artan minimal invaziv/robotik kalp operasyonlarının Kovid-19 pandemisi sırasında öneminin daha da arttığını dile getiren Durdu, şunları kaydetti:

"Minimal invaziv kalp cerrahisi yaklaşımlarıyla hastaların hastanede kalma süreleri azaldığı için Kovid-19 bulaş riskini azaltmak mümkündür. Bu kapsamda kritik kapak fonksiyon bozukluğu, kalp krizi riski yüksek baypas gereksinimi ve aort anevrizması gibi kritik damar genişlemesi olan hastalarda minimal invaziv cerrahi seçenekleri önemli bir avantaj sağlamaktadır. Bu teknikle hastaların açık cerrahiye oranla çok daha kısa sürede taburcu olmakta, küçük bir kesi açılarak operasyon yapıldığından olası enfeksiyon riski azalmakta, dikiş az olduğundan yaranın iyileşme süresi kısalmakta ve kişi çok daha kısa sürede sosyal yaşama dönebilmektedir."

AA

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.