Mevlana'nın seküler markası daha kıymet görüyor

Mevlana'nın seküler markası daha kıymet görüyor

Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ramazan Altıntaş, Mevlana’nın seküler bir marka olması için çok ciddi yatırımlar yapıldığını ancak irfani alanda O’na aynı kıymetin gösterilmediğini öne sürdü.

Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ramazan Altıntaş, Mevlana’nın seküler bir marka olması için çok ciddi yatırımlar yapıldığını ancak irfani alanda O’na aynı kıymetin gösterilmediğini öne sürdü.

Mevlana’nın 739. Vuslat Yıl Dönümü dolayısıyla Selçuk Üniversitesi Mevlana Araştırmaları Enstitüsü’nün Konya’da organize ettiği ‘Mevlana Araştırmaları Çalıştayı’ Dedeman Otel’de yapıldı. Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinden yaklaşık 30 akademisyenin katıldığı çalıştayda 6 farklı başlıkta oturum yapıldı.

Çalıştayda ‘Din, Tasavvuf ve Felsefe’ konulu oturumda konuşan Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ramazan Altıntaş, Mevlana’nın manevi değerlerinin popüler kimliği kadar kıymet görmediğini savunan bir konuşma yaptı. 2 konu hakkında dikkat çekmek istediğini vurgulayan Altıntaş, ilk olarak Hz. Mevlana’nın seküler bir marka olması için yapılan yatırımlara değindi. Prof. Dr. Altıntaş, “Hz Mevlana’nın seküler bir marka haline getirilmesi konusunda yapılan çok ciddi yatırımlar var. Ama irfani alanda onun bir marka haline getirilmesi konusunda aynı çalışmaların yapıldığını ileri sürmek bana biraz zor gibi geliyor.”

Çalıştayda Hz. Mevlana hakkında yapılan araştırma ve çalışmaların daha çok edebi alanla sınırlı kaldığını savunan akademisyenlerin görüşlerine dikkat çeken Altıntaş, fakültede Mevlana araştırmaları konusundaki alanının ‘Kelam’ olduğunu hatırlattı. ‘Mevlana’da Gönül Kelamı’ adlı bir çalışma yaptığını ve konuya kendi zaviyesinden bakarak değerlendirme yapmak istediğini vurgulayan Prof. Dr. Altıntaş daha sonra şöyle konuştu: “Mevlana’da Gönül Kelamı çalışmamda Hz. Mevlana’nın kelamcılığını ortaya koymaya çalıştım. Onun tasavvufla kelamı necz eden bir din dili geliştirdiğini gördüm. Aynı şeyin ülkemizde İslami ilimler alanında Hz. Mevlana araştırmalarının istenilen düzeyde olmadığı da ortaya çıkıyor. Bu konuda selefi bir din dilinin kullanılması Mevlana’nın din anlayışlarını İslami ilimler açısın ortaya koymada gölgeliyor. Tabi biz ilahiyatçılara da bu konuda büyük sorumluluklar düştüğüne de inanıyorum.”

Hz. Mevlana’nın din anlayışının Konya, Türkiye ve dünyada ne kadar tesir ettiğinin araştırılması gerektiğini de vurgulayan Prof. Dr. Altıntaş “Bir diğer önemli husus da Hz. Mevlana’nın din anlayışının onun dindarlığının Konyamızda ne kadar tesir ettiği konusudur. Konya dindarlığının üzerinde Hz. Mevlana’nın dindarlığının etkisi nedir? Konya üzerinde nasıl bir etkisi var? Katı, kurallı fırka dayanan bir din anlayışı mı, yoksa Hz. Mevlana’nın gönül diliyle neczedilmiş bir dini söyleme dayalı bir din anlayışı mı? Bu konu üzerinde de sosyologlarımızın yeterli araştırmaları yaptıklarını iddia etmemiz zor görünüyor. İnanıyorum bundan sonra yapılan çalışmalarda Hz. Mevlana’nın bu yöndeki dindarlığın Konya, ülkemiz ve İslam dünyasında dindarlıklar üzerinde ne derece etkisi olduğu konusu da araştırılır.” şeklinde konuştu.

Cihan