Mehmet Kayalar

Konya’dan göç eyleyen Evlâd-ı Fatihan’dan,
Nurlu bir Torun geldi, Kayalar civarından.
 
Kayalar oldu isim, Mehmet ise Resmiyet,
Göç etti Erzincan’a, Asker olmaktı niyet.
 
Gider Harp Okuluna, çıkar subay olarak,
Hayatı, hayat bulur; Üstad’a râm olarak.
 
Bir Yüzbaşı olarak, ayrılır vazifeden,
Kuşanır elbiseyi, nesc olmuştur çileden.
 
mehmet_kayalar.jpg

Başlar ıstıraplı yıllar, sürgünler işkenceler,
Yolundan döndüremez, kopup gelen sadmeler.
 
Yapar Dersanesini, Dicle’nin kenarına,
Nurlu Nesil yetiştirmek, gelecek o yarına.

Dicle gibi coşarak, okurdu derin-derin,
Hayranıydı Üstad’ın ve O Yüce Server’in. (a.s.v.)
 
Fasılasız Nur dersleri, yapıldı sayesinde,
Hiç duymayan kalmadı; Diyarbekir çevresinde.
   
Ders yapar beş yüz kişi, o müstebid devrinde,
Mütmain bir kalp ile; bir çok kişi evinde.

Tefsir, Hadis ve Fıkıh, hem de Nur’un dersleri,
Şair, Edip Ağabey’in, bitmeyen nefesleri.
 
“Nur’un Yüksek Talebesi” dedi, O’na Üstadım,
O’nun çektiklerine; benim asıl feryadım.
 
Sivas’ta hapis kaldı, dokuz ay süresince,
İkamete mecbur idi, Çanakkale şehrinde.
 
Bu kadar baskı, zulüm, döndürmedi yolundan,
Tutup da çeviremedi, hiçbir kimse kolundan.
 
“Dünyevî ıstıraplar, Cehennemî azaplar,
Fedâ-yı can ederek, diner bu ızdıraplar.”
 
Kürtçülük damarına, o zaman karşı çıktı,
“İnnemel mû’minûne ihvetûn,” ile yıktı.
 

mehmet_kayalar_kabir.jpg 
Mehmet Kayalar Ağabey’in Kabr-i Şerifi
 
Cesaretli, Azametli, fark edilir, nerde olsa,
Yirmi üç yıl, o bölgede kalır mıydı; âciz olsa.
      
“Korkuyu hedefe koyup, vurduk tam on ikiden,”
Böyle diyordu ağabey, kimseden çekinmeden.
  
Cesareti dillere destan olmuştu O’nun,
Semtinde yeri yoktu, yok yere bir korkunun.
 
İsmi gibi her an dimdik, Kayalar gibi çetin,
Harcadı bu uğurda, hayatını ve servetin.

“Müsbet hareket dersini,” Aziz Üstad’tan aldı,
Menfî hareketler hep, yasak kapıda kaldı.
 
Hayatın son deminde, Yalova mesken oldu,
Her yandan gelen ihvan, sohbetiyle şeref buldu.
 
“Kardeşler; Dua etmeyin ne olur, sıhhatime;
Kavuşayım, ben de, Yüceler Yücesi Rabbime.”
 
Böyle deyip de gitti, ayrıldı aramızdan,
Eksik etmeyin n’olur; Ağabeyi duanızdan.

1957 senesinde Diyarbakır’ın bir semtinde öğretmendim. Orada Mehmet Kayalar Ağabey’in dersinden bahsediliyordu. Bir şahıs gelip, beni derse davet etti. Ben de gittim. İlk dersi dinleyince bende bir ilgi uyandı. İkinci derse gittim ilgim daha da arttı. Üçüncü derse gittim…Derken Mehmet Bey’le böylece tanışmış olduk. Mehmet Bey dersleri Risale-i Nur’dan yapardı. Risale-i Nurları İslam yazısıyla okurdu. Latin harfleriyle kitaplar vardı, fakat Üstad’ın yazdığı, talebelerinin elle yazdığı o eserlerden okuyor, anlatıyordu.Oradan Bediüzzaman’ı tanıdım. Bediüzzaman Bitlis’li olduğu için onu görmek hevesi içimde doğdu. Askerliğim de yaklaşmıştı. Nasip oldu, yolumuz Ankara’ya düştü. Ankara’da medrese’ye gidip arkadaşlarla tanıştık. O arada bize on beş gün izin verildi.O on beş gün içerisinde de ben Üstad Hazretlerini ziyaret için Emirdağ’a gittim. Emirdağ’da görüştük. Giderken Said Özdemir abi: “Üstad Isparta’dan Emirdağ’ına gidiyor” dedi. Ben Isparta’da bildiğim için oraya gidecektim. Özdemir abi: “Isparta’ya değil, Emirdağ’a git. Giderken Eskişehir’de garajda bir berber kardeşimiz var. Gelip gelmediğini o bilir. Yalnız biz biliyoruz ki bu günlerde Üstad Emirdağ’a gidecek.” dedi.Ben arabaya bindim. Eskişehir’de mola verilince, hemen garajda berber dükkânına gittim. Berber Üstad’ın oradan hareket ettiğini söyledi. Gene arabaya binip, Emirdağ’ında indim. Tabii namaz vakti… Camiye gittim. Zaten niyetimde talebelerle kaynaşmak, Üstad’ı görmek var. Namazımı kıldım. Caminin avlusundan çıkarken, Üstad’ın bir talebesi yanıma geldi.Demek Üstad talebesine: “Camiye git. Diyarbakır’dan bir öğretmen geliyor. Onu al, gel.” demiş. O genç çocuk bana: “Sen öğretmen misin?” dedi. Evet deyince, gel Üstad seni çağırıyor dedi. Tabi ben şok oldum. Emniyetten biridir dedim. Fakat yüzünde emniyetten olan birinin ifadesi de yoktu. Beraber yürümeye başladık.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
4 Yorum