Serdar BİLGİN

Serdar BİLGİN

Marifet ve Muhabbete Dair Kıs(s)a Söz

Sevgiyle başladı her şey
Sözle devam etti
Söz, bazen sirkeyi bal eyledi
Bazen ateşi su
Bazen toprakla suyu harmanladı
Can verdi insana
Bazen bir avuç toprakla inşa etti haneyi
Bulutları çatı, dağları duvar eyledi
“Güneş”i gökyüzüne attı
Bazen ağlamayı öğretti gözlere
Gözyaşları ile var etti nehirleri, denizleri
Ağlattı tebessüm ettirdi ve sonra güldürdü
Anlam verdi her şeye (Serdar BİLGİN-Hayatfeşân)

Sevgili, sözlerine sevgiyle can vermiş; insanoğlunu güzelliği ile kendisine hayran eylemiştir. İnsanoğlu “Allah’ı tanımak, sevmek, O’nun muhabbetini kazanmak” gayesi üzerine yaratılmıştır. Kalp, Yüce Yaratıcının marifet ve muhabbeti ile şâhikaya ulaşır, aşkı ve huzuru tadar. "Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah’ın zikri ile mutmain olur. "(R'ad, 28) düsturu, bizlere kalbin ve ruhun ihtiyacının muhabbet olduğu hakîkatını vurgular. “Muhabbet, şu kâinatın bir sebeb-i vücududur. Hem şu kâinatın rabıtasıdır. Hem şu kâinatın nurudur, hem hayatıdır. İnsan, kâinatın en câmi’ bir meyvesi olduğu için, kâinatı istila edecek bir muhabbet o meyvenin çekirdeği olan kalbine dercedilmiştir. İşte şöyle nihayetsiz bir muhabbete lâyık olacak, nihayetsiz bir kemal sahibi olabilir. (Sözler)”

Muhabbet insanoğlunun fıtratına dercolunmuştur. Kendini keşfeden insanoğlu, kâinatın sebeb-i vücudunu görür, kemal sahibi olur. Yüce Yaratıcı hayatın, âlemlerin, insanoğlunun özü ve ruhunu; bu gaye üzerinde şekillendirmiştir. Gayesi üzerine ilerleyen kemal sahibi insanoğlu içinde bulunduğu hayatı, âlemi bu nazarla anlamlandırır, ölümü görmez ebedi bir hayatı keşfeder; çileyi, sevgiliye muhabbette bir vesile olarak değerlendirir, asla şikayet etmez. Hz. Yûsuf’un kuyusunu gül bahçesi eyleyen de; Hz. Eyyüp’e sabır veren irade de bu nazarda saklıdır.

“Yûsuf aşk ile bakınca eritmiş karları, aşmış yüce dağları
Ne saçlarına kar düşmüş ne ayaklarına yel değmiş
Yûsuf aşk ile bakınca çirkin güzel olmuş çile muhabbet

Yûsuf aşk ile bakınca şikayet şükür olmuş dert derman” (Serdar BİLGİN-Yûsufça Bakmak)

Yunus Emre’nin “ İlim ilim bilmektir/İlim kendini bilmektir/Sen kendini bilmezsen/Bu nice okumaktır “ dizeleri ile “Beni bende demem bende değilim/Bir ben vardır bende benden içeri” dizeleri muhabbet için çarpan yürekler için benliğin, nefsin ve enaniyetin bittiğini ifade eder.

 Gül olmasa bülbül
 Serap olmasa su ölürmüş
 Işık olmasa göz
 Sevda olmasa yürek ölürmüş
 Ölüm olmasa hayat ölürmüş
(Serdar BİLGİN-Ölümün Adı)

Muhabbet başlayınca insan kendi varlığından geçer. “Sevgili”nin muhabbeti ateş olur, zamanı ve mekânı yakar, kül eder. Molla Resül’ün Bediüzzaman Hazretlerine hitaben:

"Biz de Allah’tan korkuyoruz, ama Üstadım, senin ödün patlıyor. Bizim gibi rahat otursaydın ayağın yara olmayacaktı!" sözleri “Sevgili”nin muhabbeti ile yanıp tutuşan yüreğin kül oluşunu ifade eder. “Sevgili”nin muhabbetini kaybetmekten korkan yürekte dünyevi hisler kaybolur; kalp ve ruh yücelir; sofra ziyafete dönüşür.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum