Kur'ân hiçbir misale tâbi olmamıştır ve işlenmemiş bir yolda yürümüştür

Kur'ân hiçbir misale tâbi olmamıştır ve işlenmemiş bir yolda yürümüştür

Günün Risale-i Nur dersi

Bismillahirrahmanirrahim

DÖRDÜNCÜ MEBHAS: الۤمۤ emsaliyle beraber, terkip şeklinden takti' suretinde zikirleri, bu şeklin müstakil olup hiçbir imama tâbi olmadığına ve hiç kimseyi taklit etmiş olmadığına ve üslûpları acip, çeşitleri garip yeni saha-i vücuda gelen bir bedîa olduğuna işarettir. Bu mebhasta da birkaç letâif vardır.

1. Hatip ve beliğlerin âdetindendir ki, mesleklerinde daima bir misale tâbi oluyorlar ve bir örnek üzerine nakış dokuyorlar ve işlenmiş bir yolda yürüyorlar. Halbuki, bu harflerden anlaşıldığına nazaran, Kur'ân hiçbir misale tâbi olmamıştır ve hiçbir nakş-ı belâgat örneği üzerine nakış yapmamıştır ve işlenmemiş bir yolda yürümüştür.

2. Kur'ân, baştan aşağıya kadar, nâzil olduğu heyet üzerine bâkidir. Bu kadar Kur'ân'ı taklit etmeye müştak olan dostlar ve mütehâcim düşmanlara rağmen, şimdiye kadar Kur'ân'ın ne taklidi yapılmış ve ne de bir misali gösterilmiştir.

Evet, Kur'ân, milyonlarca Arabî kitaplarla mukayese edilirse, benzeri bulunamaz. O halde, Kur'ân, ya hepsinin altındadır; bu ise muhaldir. Öyle ise hepsinin fevkindedir; öyle ise Allah'ın kelâmıdır.

3. Beşerin san'atı olan birşey, bidayette çirkin ve gayr-ı muntazam olur, sonra yavaş yavaş intizama sokulur. Kur'ân ise, ilk zuhurunda gösterdiği halâveti, güzelliği, gençliği şimdi de öylece muhafaza etmektedir.

Ey belâgat letafetinin kokusunu koklayan arkadaş! Zihnini şu mebâhis-i erbaaya gönder ki, bal arısı, اَشْهَدُ اَنَّ هٰذَا كَلاَمُ اللهِ 1 balını çıkarsın!

Dipnot-1: Bunun Allah'ın kelâmı olduğuna şehadet ederim.

Bediüzzaman Said Nursi
İşârâtü'l-İ'câz