Korona Virüs ile yaşamaya alışmak

Dünyada her devir ve çağın başlangıcını ve bitişini temsil eden önemli bir olay vardır mutlaka. İçinden geçtiğimiz bu sıkıntılı günler de yeni bir dönemin başlangıcı mahiyette işaret fişeği gibi bir takım belirtiler vermekte ve vermeye de devam edeceğe benziyor. Dünya liderleri, daha korona virüsün çıkması ile birlikte yaptığı açıklamalarda “artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını/olamayacağını” belirterek adeta yeni dönemin kodlarını ve şifrelerini şimdiden kulaklara kaçırmaya başladılar bile. Görünen köy kılavuz istemez, korona virüsün kaynağı ister yapay olsun, isterse de doğal olsun bir şekilde insanlığa zarar verdiği aşikardır. Biz inançlı insanların bu tehlikeye karşı alacağı tavır ve tedbirleri asırlar öncesinde yine insanoğlunun başına gelen bu musibetlere karşı ortaya koymuş oldukları tedbirler ve çarelerini yine her zaman olduğu gibi ayet, hadis ve sünnet ışığında aldıklarını görmekteyiz.

Küresel dünya

Her ne olursa olsun, neticede şimdiden devletler ve liderler olabilecek muhtemel kaygılarını dile getirirlerken bir yandan da bu maraz ile baş edebilmenin çarelerini araştırmakta, bu tehlikeyi en az zarar ile atlatmayı dilemekle beraber her türlü kötü senaryo karşısında yeni bir konum almak durumunda olduklarını kabullenmiş durumdalar veya öyle kabul etmek zorunda kalıyorlar. Hal böyle iken, dünyada küresel olduğuna göre, dünyanın bir köşesinde olan bir olayın diğer bir ucundaki mekanı etkilememesi mümkün değildir. Dünyayı adeta küçük bir köy gibi düşünürsek bu gibi pandemilerin zararını var siz düşünün. Eskiden olan salgınlar dünyada irtibatın fazla olmaması, nüfusun az oluşu nedeniyle belki de bir şekilde zararları hafif atlatılabiliyordu, şimdilerde ise iletişim ve irtibat, birbirine bağımlılık öyle bir derecede artmış ki insanlar adeta korona virüsü sırtlarında taşıyorlar.

Mümkün İhtimaller

Bu virüsün tahribat ve yayılım boyutu, İnsanoğlu ya bu korona virüse bir şekilde bağışıklık kazanacak, ya aşısı bulunarak önlem alınacak ya da devası bulunarak tedavisi mümkün olacak. Her üç ihtimalde de insanoğlunu kısa vade de büyük imtihanlar beklemektedir. Cenab-ı Allah bize bu imtihanımızı pahalıya satmasın inşallah.

Bir kızamık örneği

Vaktiyle validem; “oğlum, sen iki yaşında iken ve kız kardeşin ile birlikte kızamık çıkardınız, kardeşin altı aylıkken vefat etti sen ise hastalığı atlattın” derdi. 1967 daha kızamık aşısı Türkiye’de yoktu veya aşı gelişmemişti, insanlar bir şekilde kızamık geçiriyor, bir evde veya ailede, mahalde birisi kızamık çıkardığında, yanında bulunan bireylere sıçraması kolay oluyordu. Bu yüzden annelerimiz bizi kızamık çıkan yerlere götürmekten çekinirlerdi, aksi takdirde bulaşacağını biliyorlardı. O zamanlarda kızamığı bir şekilde geçirmeyen birisinin mutlaka ileride olacağı tahmin ediliyordu, bu birey ya ölecek veya ecel de gelmemiş ise, dünyada da daha kısmeti varsa hastalığı atlatıp sağlığına kavuşacaktı. Zamanla, kızamık aşısı bulundu, kızamık ile mücadele kriterleri üzerinde bir takım önleyici tedbirler geliştirilerek insanlar vaktiyle korkudan titrediği hastalığı belki şimdi ömründe hiç geçirmeyiveriyor da. Hakeza çiçek, tüberkiloz, tifo, kabakulak, difteri, boğmaca ve menenjit, çocuk felci ve diğer pandemiler de kızamıkta olduğu gibi aşıları bulunmuş ve hala ülkemizde ve dünyanın birçok yerinde kullanılmaktadır. Korona virüsün aşısı veya ilacı bulunana kadar bir şekilde yayılımı devam edecektir, eğer çaresi bulunmaz ise yegane çaresi izolasyondur ki, bu da bir yere kadar gider, diğer çare ise artık insanların bir şekilde bu hastalığı eskiden kızamıkta olduğu gibi geçirmesi ve ardından bağışıklık kazanmasını beklemek olacaktır. Bu arada vefat edenler de bu dünyadan bir şekilde ayrılmış olacak ve vatan-i aslilerine avdet edeceklerdir, belki de bu sayede inancı metin olanlar şehid-i manevi mertebesine ereceklerdir inşallah, neticede her nefis ölümü tadacaktır.

Endişenin esas kaynağı

Peki dünya neden böyle bir hastalıktan oldukça fazla korkuyor, bunun sebeplerinden birisi, hastalığın daha fazla tanınamaması, ikincisi, dünyada irtibatın kesilmesi korkusu, yani tecrit korkusu, ekonomik kaygılar ve en önemlisi hastalığın daha yaygın hale gelebilme istidadına girmesinden korkulmasıdır. En önemlisi de kanaatime göre sonuncusu olsa gerek, ülkeler bu salgının daha fazla yayılmasından endişe duymaktadırlar, bunun sebebine gelince de en önemlisi yapay biyolojik savaş silahı olarak karşılarında görmek istemedikleri içindir.

Hakem korona faul verdi

Bir şekilde, korona dünyaya manen frene bas dedi, fazla ileri gidiyorsun, çevreyi kirletme, bak ozon tabakası delinmiş, yapılan yanlışlar iklim değişiklilerine sebep olmakta, yer küresini daha fazla karıştırmayın, zulmetmeyin, haksızlık etmeyin, sizi yaratanın ipine sımsıkı sarılın, benden neden bu kadar korkuyorsunuz, yaptıklarınızdan korkun, ürettiğiniz ve depoladığınız kimyasal ve nükleer silahlardan korkun, insanların canına kıymayın, bu dünya hepinize yeter, aç gözlü olmayın, gözünüzü kara toprak doyursun, doğal olun fıtratınıza dönüş yapın diye uyarmaktadır, eğer bu şekilde bir görevi olacaksa baş ve göz üstüne Allah’tan gelen bir misafirdir, vazifesini yaparak inşallah bir gün geri dönecektir.

Hasarı az zayiatla geçirmek

Artık iyiden iyiye yeni dünya düzeni yavaş yavaş seslendirilmeye başlanıyor, her kes ve her ülke kartını ona göre ayarlamak durumunda, yeni bir ekonomik düzen ister istemez gerekecek, ekonomiden, eğitime, sağlıktan, turizme hemen hemen her alanda yeni bir balans ayarı vermek durumunda kalınacaktır. Bu pandemi döneminde, kendini koruyan, geleneğinde temizlik hasleti olan, şefkat ve yardımlaşma duyguları ön planda olan ülkeler bu felaketi az hasarla atlatan ülkeler olacaktır inşaallah. Bunlardan biriside ülkemizdir.

Yeni dünya düzeni

Bir sonraki yazımızda koronavirüs salgını karşısında dünyada ve ülkemizde alınacak tedbirler kapsamında tahmin ettiğimiz, muhtemel yeni gelişmelerin neler getirip neler götüreceğini sizlerle paylaşmaya çalışacağız. La ya’lemu’l- ğaybe illallah, şimdilik Allah’a emanet olunuz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum