İndirdim kırık sazı, duvardaki yerinden.

Gevşemişti telleri; sesi boğuk, derinden.

Nota falsolu çıkar, akort tutmaz bir türlü;

Kusuruna bakmayın, çalmazsa güzel türkü...

Mızrab titrek elimde, perdeyi şaşırırsam;

Hoş gör ey dinleyenim, sabrını taşırırsam.

Değilim ozan, şâir, hele âşık hiç değil!

Parmak hesabı hece, kàfiyeler çok sefîl...

Ona rakip olamam, Eyüb Kardeş darılmaz.

Risâle Haber'de bak, nesir fazla nazım az.

Bundan sonra yazayım dedim, ben o vâdîde.

Olmayacaktır gerçi öyle enfes, nâdîde...

Ciddî mes'elelerde kalemim âciz benim;

Maksadım elbet değil kimseyi tâciz benim.

Fakat mîzah güldürür, düşündürür doğruyu.

İnsanoğlunun buna yatkındır az çok huyu...

Baharda canlanırlar hem güller hem dikenler;

Dikenine katlanır her yere gül dikenler.

Nisan yağmurlarıyla yeşerdi ya ortalık;

Biz de bir demet çiçek sunmak için topladık.

Dikenlerden sakının, çiçekleri koklayın.

Lafza dikkat buyurun, mânâyı da yoklayın.

Niyetimiz hâlistir, kimseyi tahkîr değil.

Hakkı târif ederken bâtılı tasvîr değil.

Bu iki ay boyunca bize hayli iş olur;

Siyâset kazanları kaynarken fokur fokur.

En münbit bir sâhadır, herkes kalem oynatır.

Her mitingde dökülür cevherler patır patır...

Bir partili değiliz, rahatça konuşuruz;

Millet için faydalı noktada buluşuruz.

İktidar – muhâlefet demez hakkı söyleriz.

Hak dîvânında yarın, aksi halde, neyleriz?

Bugünlük böyle olsun perdenin açılışı;

Başlangıç merâsimi, üvertürün çalışı...

İlhâma var ihtiyaç, duâ edin bol olsun;

Mîzah, şaka ve mecâz hakîkate yol olsun...

*Geç başlanan işler için kullanılan halk deyimi.