بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ

Destan'ın önceden hikayesini yazmıştık. Bu hikaye yaşamaya devam ediyor. Destan Türkiye'ye turist olarak gelip çalışan ve şimdi Kırgızistan/Bişkek'te yaşayan bir Kırgız tayı(genci).

Kırgızistan'da Semerkant/Menzil tarikatını tanımış. Türkiye'de ise Risale-i Nurları. Menzil'den kopmadan Risale-i Nur hizmetini seviyor, Bişkek'te Risalelerin tanıtım ve dağıtımını yapıyor. Üvey babası Rus, annesi Kırgız, 22 yaşında bir genç. Onlarca Kırgız gencin Sözler'le tanışmasını sağladı. Antalya'dan Bişkek'e nurlu bir köprü kurdu. Şimdi de sesli ve sözlü mesajlarla soru ve sorunlarını anlatmaya devam ediyor. En son hadis ve mutasavvıf büyüklerinin sözlerini anlamak için soruyor. Cevaplar ise anlık ve kısaca oluyor.

Hz. Peygamber (asm) şöyle buyurdu: "Dünya sevgisi bütün günahların başıdır." Peki dünyayı sevmeyecek miyiz, nasıl anlamalıyız?

Dünyanın üç yüzü vardır: Birinci yüzü Esma-i İlahiye'ye bakar, bu isimlerin tecelli ve tezahür yeridir. Allah'ın isimleri doğrudan ve açık şekilde yeryüzü eserlerinde görülür. Mesela Nur ismi Ay'da, denizlerde bütün şeffaf şeylerde tecelli ve tezahür eder. Dünyanın ikinci yüzü ahiretin tarlasıdır. Burada eker ahirette biçeriz. Burada amellerimizin hasadını ahirette harmanını yaparız. Dünya hizmet ahiret ücret yeridir. Dünyanın üçüncü yüzü kendine bakar. Bu yüzü geçici ve sevimsizdir. Yani kabre kadar düşünüp yaşamak çok yanlış ve eksiktir. Bu açıdan Resulullah "dünya sevgisi bütün kötülüklerin başıdır" buyurdu.

İhlas nedir?

İhlas, bir şeyi Allah emrettiği için yapmak, Allah yasakladığı için yapmamaktır. Yaptığımız şeylerin faydası amaç gaye olmamalıdır. Ancak teşvik edip sevk edici olabilir. Halkın övgüsü ve sövgüsü muhlis adam için anlamsızdır.

Mesela; bir Kırgız tayının Antalya'da başında beyaz takkeyle gezmesi muhlis adama güzel bir örnektir. (Destan Antalya'da beyaz takkesiyle geziyordu).

"Edebin aslı, kendini noksan başkasını kamil görmektir" ne demek?

1-Edebin aslı, Allah'ın Rakib ismini iyi bilmektir. Her an ve yerde Allah bizi görür ve gözetir.
2-Allah'ın Samed sıfatını iyi bilmek ve fark etmektir. O bizim kalbimizden geçen ve hissettiklerimizi iyi bilir.
3-Ayşe (ra) annemiz "Resulullah Kur'an ahlakıyla ahlaklanmıştı" buyurdu. Ayrıca bir veli, “edebi edepsizden öğrendim” buyurdu. Üstad Said Nursi ise; imani/manevi konularda kendimizden yukarıdakilere, makam-maddi konularda kendimizden aşağıdakilere bakmamızı buyurur.

Hz Ali (ra), "Cesaret 10 kısımdır, 1'i korkmamak, 9'u dikkat ve ihtiyat" buyurmuş." Bu ne demek?

Allah'ın aslanı demişse hak ve doğru demiştir. Bize uygulamak düşer.

"Kimse aç kalmaz cihanda, bilse nimet kadrini" ne demek?

Nimetin kıymetini bilip şükretmeli. O'nun yolunda harcayıp tasarruf etmeli. Amma şu da bir gerçek; dünyada adil gelir dağılımı olsa kimse yok-yoksul olmaz. Yoksulluğu yok etmek de müminlerin çok önemli bir görevi.

Suriyeli Muhammed 11 yaşında. Öğlen ve ikindi namazlarını mutlaka camide kılar.

"Ana ve babanın evlatlarına duası, bir peygamberin ümmetine duası gibidir" ne demek?

Ana ve babanın hayır duasını her fırsat ve durumda almaya çalış.

Dışını güzelleştirmekle uğraşanların çoğu, içleri harap insanlardır ne manaya gelir?

İnsanların çoğu dış görünüşüne çok önem verir. Bu insanlar iç alemini ihmal eder. İç alem dediğimiz; Allah'ın önem verdiği, kalp, ruh, akıl, fikir, fehim, şuur, idrak, hayal gibi iç değerlerimizdir. Risale-i Nur'da 4. Mesele'de anlatıldığı gibi; en önce kalp, ruh, akıl dairesinde görevimiz var sonra diğerleri...

"Fıkıh öğreniniz, fıkıh bilmeden ibadet yapılmaz" buyrulmuş.

Doğru buyrulmuş. Fakat ibadet fıkhı kolay. Esas 'fıkh-ı ekber' öğrenmek lazım. Kadim İslam ilminde, iman ilmine fıkh-ı ekber denir. Sözler'de de böyle yazar.

"Tasavvufun temeli ihlas, muhabbet ve dine bağlılıktır" ne demek?

Tasavvufun nihai maksadı ihlas, gayesi 'sünnet-i seniyye'yi ihyadır. Ayrıca evrad ve ezkarla kalbi hastalıklardan temizlemektir.

Ana ve babaya itaat büyük günahlara kefaret midir?

Hayır böyle şey olmaz. Büyük günahlar anne babaya itaatle giderilmez. Allah emrine uyulmayacak şekilde kul emrine de uyulmaz. Ana baba da olsa. Bu cümle şeriata ters. Şeriata uymayan söz evliyanın da olsa kabul edilmez.

"Kişi haramların bir anlık lezzetine aldanır. Sonra lezzet kaybolur. Fakat yaptığından pişmanlık ve utanma devam eder" sözünü nasıl anlayacağız?

Her bir günah içinde küfre giden bir yol vardır. Kısa zamanda tövbeyle temizlemezse kalp iyice kararır ve temizlenmez hale gelir. Lezzetlerin içinde acıları göstermek bu işin tek çaresi. Keşke herkes ölmeden önce, günahlarından pişmanlık duysa.

"Size heva ve hevesleriyle galip gelecek toplulukla vaktinizi boşa harcamayın" denilmiş?

Oyun ve eğlenceye ile uğraşan insanlar, sizi de oyun ve eğlenceye alıştırıp kendilerine benzetir. Bu şekilde size galip gelirler. Bunlardan uzak durun demek.

Alim bildiğiyle amel etmediği zaman, yağmur damlasının yalçın kayadan akıp gitmesi gibi, vaaz ve nasihatinin gönüllerde etkisi olmaz. Ayette Rabbimiz "Ey iman edenler yapmadığınız/yapmayacağınız şeyi niye söylüyorsunuz" buyurur. Demek ki yapmadığımız şeyi söyleyip yazmamalıyız. Ayrıca yapmayıp da söylediklerimiz; kalp ve gönüllere tesir etmiyor.

"Züht, yamalı elbise giymek arpa ekmeği yemek değil. Dünyanın faydasız şeylerine gönül bağlamamak ve uzun emel sahibi olmamaktır" ne demek?

Züht, kalbini, gönlünü dünyaya bağlamamaktır. Nasıl? Çalışıp kazandıklarımızı gönlümüze değil; cüzdan ve cebimize koymalıyız. Bu ise dış görünüşle olmaz. Bunun göstergesi ise, iman Kur'an hizmeti için derhal ve düşünmeden kazancımızı harcamamızdır. Özelikle bulunduğumuz günü doğru yaşamalıyız. Böyle adama zahit denir. Üstad Bediüzzaman “dört şey için dünyayı kazanç olarak değil, kalben terketmek lazım” der. Üstadın bu dedikleri, gerçek zahitliğin temelini oluşturur.

Allau a'lem bissavab.