Kimin gevşeme dönemi benim Sünnetim ölçüsünde olursa, o hidâyete ermiştir

Kimin gevşeme dönemi benim Sünnetim ölçüsünde olursa, o hidâyete ermiştir

Hadis-i Şerif

Bismillahirrahmanirrahim

İbni Amr (ra) rivayet ediyor. Resulullah (asm) şöyle buyurdular:

Her işin bir gayret dönemi vardır. Her gayret döneminin de bir gevşeme devri vardır. Kimin gevşeme dönemi benim Sünnetim ölçüsünde olursa, o hidâyete ermiştir. Kiminki böyle değilse helak olmuştur.

(Camiussağir-2426)

*** 

Bu hadîs-i şerif insan psikolojisini en güzel şekilde ortaya koymaktadır. İnsan her zaman aynı olmayabilir. Saati saatine, dakikası dakikasına uymayabilir. İç âleminde bazan bahar havası hüküm sürer, bazan da kış fırtınaları eser. Bazan o kadar gayretli, şevkli olur ki, yorulmayacak, bıkmayacak, usanmayacak sanılır. Bazan da öyle bir sönüklük, donukluk içerisine girer ki, sanki böyle davranan insan önceki insan değildir.

İnsanın bu halet-i ruhiyesi dikkate alınmadan onun hakkında teşhis koymak güç olur. İşte Resûl-ü Ekrem (a.s.m.) insandaki bu değişikliği nazara alıp ona göre ölçü koymakta, şaşırmaması, yanılmaması için yol göstermektedir. O halde insan gevşeme döneminde hak ve adaletten, doğru yoldan ayrılma yerine Sünnet-i Seniyyeyi kendine rehber edinse şaşırmaz, doğru olanı yapmış olur. Aksi halde o gevşeklik nefse köle olma ve yoldan çıkmayı netice verirse o kimseyi helak olmaktan kimse kurtaramaz.

Meseleyi bir örnekle açıklamak gerekirse, meselâ bir kimse kendini öylesine ibadete veriyor ki, aşırı denebilecek derecede gecesini, gündüzünü, namazla, oruçla geçiriyor. Veya olağanüstü denebilecek bir aşk ve şevkle hizmetlere koşuyor. Şu var ki aynı hızı bütün ömrü boyunca devam ettirmesi mümkün değildir. Zaman geliyor bir gevşeme dönemine giriyor. Eski aşkı, şevki, gayreti kalmıyor. İşte böyle bir anda ona yakışan tefrite düşmeden, farzları terk etmeden, haramlara girmeden, çalışma grafiğini itidalde tutmak, Sünnetin çizdiği çerçevenin dışına taşımamaktır.