Katran ağacının katilleri ve Ergenekoncular

2000 yılının sonunda, karlı bir kış günü, kurtlar ininden çıkamazken, çakallar Çamdağı'na çıktılar, ellerindeki motorlu testere ile iki güzide hatırayı ortadan kaldırmak için alçakça bir cinayet işlediler. Bediüzzaman'ın tefekkür ve tenezzüh menzilleri olan Çam Ağacı ile Katran Ağacını kestiler.

Barla’da sürgünde bulunan Bediüzzaman, o iki ağacın dalları arasında zikreder, tefekkür eder, Âlemlerin Rabbine teşekkür ederdi. O iki ağaç, bu gurbet kuşuna yuva olmuş, O’nun taşıdığı Kur’an Nuru hürmetine, onlar da Bediüzzaman’ı başlarında taşımışlardı.

Bu iki nur menzili, yarasa ruhlu katilleri o kadar rahatsız etmişti ki, o kış gününde, karlı tepeleri tırmanmışlar, iki masum ağacı katlettikten sonra kaybolmuşlardı. Cinayetin ortaya çıkmasından sonra yapılan araştırmada bir sonuç çıkmamış, bir çok faili meçhul cinayetlerde olduğu gibi, bu dosya da faili meçhuller rafına kaldırılmıştı. Ama Ergenekon terör örgütünün ortaya çıkartılması ve örgüt üyelerinin deşifre olmasıyla, bazı faili meçhul cinayetlerinin bu örgüt tarafından işlendiği anlaşılmıştır. Eğer hukuk doğru dürüst işler ve bu karanlık örgütün üzerine kararlılıkla gidilirse, bir çok faili meçhullerin de aydınlanacağına inanılmaktadır.

Çamdağı'ndaki o iki masum ağacı katledenler de muhtemelen Ergenekon terör örgütü üyeleridir. Belki yarın öbür gün bir Ergenekon zanlısının bilgisayarında ele geçirilen bir krokide gösterilen yer kazıldığında bir motorlu testere çıkacak, yapılan araştırmada, ağaç cinayetlerinin bu testere ile işlendiği anlaşılacaktır. Şayet böyle bir buluntu ortaya çıkarsa, "canım bu testere ile Ergenekon’un ne ilgisi var" diyenler de olabilir. O zaman biz de deriz ki, "çok ilgisi var efendim, Ankara Gölbaşı'nda çıkan silahların ne kadar ilgisi varsa, bu testerenin de o kadar ilgisi var" deriz.

Birileri de çıkıyor, "bir kaç tabanca, bir kaç bomba ve bir testere ile ihtilal mi yapılır" diyebiliyor. Bal gibi de yapılır. Yani yapılmasına vesile yapılır. Bu silahlar doğrudan meclise veya hükümete karşı kullanılmaz ama, ülkede öyle bir kargaşa ve kaosa sebep olur ki, 12 Eylül’de olduğu gibi bir ihtilale gerekçe gösterilebilir. Bazen patlayan bir bomba veya sıkılan bir kurşun, belki bir kişinin ölmüne sebep olur ama, arkasında milyonlar sokağa dökülür. Toplumda kin ve nefret tohumları yeşertilir. Kitleler devletin kurumları ile karşı karşıya getirilir. Bulanık suyu pek seven fırsatçılar da hain emellerini gerçekleştirmek için harekete geçerler.

Çam Dağı'ndaki iki masum ağacın kesilmesi de böyle bir kaosa sebebiyet verme düşüncesiydi. Üstâdlarının aziz hatırasını taşıyan bu ağaçlar, Nur talebeleri için de iki değerli hatıraydı. Barla’ya gelenler Çam Dağına da çıkıyor, Üstâdlarının gezip dolaştığı mekanları, üzerinde tefekkür edip risaleler yazdığı bu iki ağacı da ziyaret ediyorlar, nurlu hatıraları yâd ediyorlardı. Bu iki aziz hatıraya saldırıp onları tahrip edenlerin gayesi de, Nurcuları tahrik edip bir takım olayların içine çekmekti. Böylece Nurcuların da asayişi bozduklarını, iki ağaç için ortalığı karıştırdıklarını ileri sürüp arzu ettikleri kaos ortamını meydana getirmekti. Ama onlar bilmiyorlardı ki, Nur Talebeleri Üstadlarından müspet hareket dersi almışlardı. Tahrik tuzaklarına düşecek kadar basiretsiz değillerdi. Amaçlarına ulaşamadılar ama, iki ağacın da kanına girdiler.

Her taşın altında Ergenekoncular çıktığına göre, ağaç katillerinin de onlar olması ihtimali yüksektir. Çünkü bu katliam sadece onların işine yarar. Tahrik ve tahrip etmeyi meslek edinenlerin amaçlarına hizmet eder. Eski dosyalar açılırken, Çam Ağacı ve Katran Ağacı katlimanın da kapanan dosyasının tekrar açılmasını, faillerinin ortaya çıkartılarak hak ettikleri cezaya çarptırılmalarını bekliyoruz.

Abdil Yıldırım

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.