Hüseyin ÇEŞİTCİOĞLU

Hüseyin ÇEŞİTCİOĞLU

Kabe'den soğutma cinayeti

Suud İstanbul konsolosluğunda 20 güne yakın film içinde film, oyun içinde oyun çevriliyor.

Konsolosluk kapısından giren rahmetli gazeteci Cemal Kaşıkçı güya buharlaştı.

Trump'un erken haberleri olmasa gerçeğin ipuçlarını göremeyecek gibiyiz.
"Kaşıkçı öldürüldü gibi", " Kaşıkçı'yı serseri katiller öldürmüş olmalı..."

Kaynaktan haberler önce kendine aktarılıyor ki, o da dünyaya bildiriyor. Bildirdiği gibi de gelişiyor. Kaşıkçı tuzağa sürülen av gibi İstanbul'a yönlendiriliyor. Vatanının en güvenli mekanında, ülkesinden yollanan iki uçak dolusu karanlık sürüsü tarafından katlediliyor.

Ama o da ne? Cahiliye temsilcisi Suud kabile reislerinde üç haftadır tık yok. Görmedim, duymadım, bilmiyorum rolü kesiyorlar. Türk görevliler bile bile sabırla lades oyununa katlanıyor.

Dünyadan gelen sesler de bile bile ladesin manasını taşıyor. Sanki herkes bu korkunç oyunun anlamını biliyor gibi. 

İlk akla gelen Türk-Suud çatışması.
Sonra Türkiye'nin güvensiz gösterilmesi ve İstanbul'daki Arap-İslam muhaliflerine korku saçmak.

Bunlar siyasi karakterli amaçlar, herkes bunları konuşuyor. Herkes kendi penceresinden bakar. Acaba Risale-i Nur'un bakış açısı ne olabilir? Risale talebesi nasıl bakmalı?

Çok boyutlu bu Alicengiz cinayetinin bir boyutu da imanidir. Nasıl yani?

Mübarek Kabe'yi düşünelim. Ardından mübarek Mekke ve Medine'yi. 
Sonra bunların sahiplerini veya hizmetçilerini.
Haremi Şerif'in tepesindeki sarayda oturan Suud kabile reislerini. Dünyayı ağzı açık bekleten cahiliye dönemi özellikli kabile şeflerini. Hele mafyavari pozları olan, yönetime ortak prensleri otele doldurup zaptu rapt altına alan, sürgünde öldüren veliaht prensi düşünelim.

Mescid-i Haram'ı kimler yönetiyor?
Hz. Muhammed (sav) yönetmeden önce yöneten cahili şeflerden daha beterleri.
Onların cinayetleri, zulümleri nihayet, yüzbinler arasında yapılıyor biliniyordu.

Ebu Cehil ve Leheb, Hz. Bilal (ra) gibi sayılı insanları eziyor, öldürüyor, onbinlerce insan görüp biliyordu.
Ya bugün ya bugün n'oluyor?

8 milyar insan 20 güne yakın 24 saat bu korkunçlukları an be an canlı izliyor, iğreniyor, nefret ediyor.

İşte diyor insanlık, dünyanın en kutsal mekanlarının sahipleri bunlar. Müslümanların 12 ay 24 saat ibadet ve tavaf ettiği Mescid-i Haram'ın sahipleri bunlarmış.

Bir çoğunun yazıp çizdiği gibi, bu soğukkanlı canilerin yönettiği mekanlarda hac caiz midir? Bu harici makyevelistlerin toprakları güvenilir olabilir mi ki?

Kimin aklına gelmez? Hacdaki bir Müslüman başını kaldırdığında kralın sarayını görünce bunları hatırlamayacak mı?
Hayır diyen varsa deriz ki: "Şuuraltı gerçeğin bilgisine sahiptir, yeri gelince hatırlatır."
İşte bundan sonra Müslümanlar evinde ve Hacda bunu hatırlayacak.

Zaten senaryo da bu amaçla yazıldı. Canlı cinayet filmi de üç haftadır seyir rekorları kırıyor. Proje cinayet tüm müslümanlar için gerçekleştirildi. Nihai amaç mescidlerin anası, mü'minlerin kalbinin paramparça edilmesidir. Hain amaç Kabe-i Muazzama'nın itibarsızlaştırılmasıdır.

Kuklaya değil oynatıcıya bakalım. Kimler olabilir? Aklımıza ilk gelenler kimlerse, büyük akıl oyun kurucu onlardır. "Mü'minin feraset basiret ve (tecrübesinden) korkulur."

Cahili muhteris kabile şefleri bu gerçeğin dışındadır. Çünkü "Onların kalbleri kararmış, basiretleri bağlanmış, ihtirasları aklını almış, kör sağır ve dilsizdirler."

Düşünelim, Mübarek harem düşmanları için ne kadar kıskandırıcıdır.
Vatikan'ın önünde ayda yılda toplanan, papayı dinleyen kalabalığı düşünelim.
Bilmiyorum varsa, İsrail-Yahudi haccını düşünelim.
Ne kadar kıyas kabul etmez bir gerçek.
Bu durumu kıskanmayacak bir papaz bir haham tanımıyorum.

İstanbul'daki bu cinayet yeni bir "Fil Vakası"dır.

Bu devirde Kabe'ye saldırı ancak böyle olabilir. İnsanların geneli aklı gözünde ve araştırmacı değil. Gördüğüne inanmaya şartlanmış.

Kabe'nin yönetici-'sahipleri' üzerinden bir itibar suikastı yapılmıştır. Bu gerçek ilerde sanırım daha iyi anlaşılacak.

Yirmi günlük tv canlı yayınları bir empoze ve beyin yıkamaya benziyor.
Sanki unutulmasın isteniyor.

Kabe-i Muazzama'nın maddi değil manevi ve kalbi itibarı sahipleri üzerinden yerle bir edilmek isteniyor.

Oysa Kabe'nin de Kur'an'ın da gerçek sahibi Allah.
Böyleyse Kabe'nin manevi muhafızları da devreye girdi demek ki.
Dua ve ürpertiyle bekleyip göreceğiz.
Tarihin büyük dönüşümünde geriye sayım başladı demektir.
Saatler 12'ye 5 kalayı gösteriyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
7 Yorum