Isparta’da Nurun Baharı

Isparta Kahramanları sempozyumunun ikinci günü saat 09.00’da yaklaşık yüzer kişilik iki ayrı salonda başladı. Oturum ve panellerde yapılan sunumlar, dinleyiciler tarafından ilgi ile takip edildi. Çoğu kimse ayakta dinlemek zorunda kaldı. Bu izdiham ikinci oturumlardan sonra büyük konferans salonuna geçilerek önlenmiş oldu.

 
Akademisyenlerden, öğrencilerden, esnaf ve işçilerden, ev hanımlarından ve çocuklardan yani halkın her kesiminden oluşan dinleyicilerin yeni şeyler öğrenme heyecanı, Bediüzzaman Hazretlerinin Medresetüzzehra projesinde planladığı gibi kimseyi dışarıda bırakmayan bir eğitim sisteminin bir göstergesi idi.   
 
Burada tebliğcilerin ve panelistleri konuşmalarından tek tek bahsedemeyeceğim. Zaten iki ayrı salonda olduğu için takip etme imkânımız olmadı. Bu tebliğler ve konuşma metinleri Risale Akademi web sitesinde yayımlanacak, daha sonra da kitap haline getirilecek ve değerli okuyucuların dikkatli nazarlarına sunulacak inşallah.
 
Cumartesi günkü program çok yoğun geçti. Toplam 32 konuşmacı tebliğ sundu. Sıkılmadan sabırla dinleyen dinleyicileri tebrik ediyorum. 
 
Dinleyici ve konuşmacılara akşam yemeği ikram eden Gölcük Öğrenci Yurdu yetkililerine de teşekkür ederim.
 
19.00’da başlayan akşam programı da bir önceki akşamda olduğu gibi muhteşemdi. 2 binden fazla dinleyici vardı. Neredeyse ayakta bile duracak yer kalmadı.
 
Üstadın talebesi Abdullah Yeğin Ağabey, “Isparta Kahramanlarına yetişmek mümkün değildir. Onlar bize hiçbir karşılık beklemeden öncülük ettiler. Zaman zaman onları ziyaret ettim.” dedi ve Barla Lahikasından iki mektup okudu. 
 
Hasan Okur Ağabey Üstadı ziyaretleri ile ilgili hatıralarını anlattı ve imandan sonra cesaretli olmak gerektiğini, korkacak herhangi bir şeyin olmadığını, asker olmasına rağmen çekinmeden Risale-i Nur davasını savunmaktan çekinmediğini, şahs-ı manevinin çok önemli olduğunu, hiç olmazsa bir sayfa Risale-i Nur okuyarak herkesin bu ortak duaya ve hizmete iştirak ederek Isparta Kahramanları da dâhil külli duadan ve şirket-i maneviyeden hissedar olunmasını ve nurcuların imanla kabre girmelerinin sırrına erişmesi gerektiğini ifade etti.  Bir çiçekle baharın gelmeyeceğini, bütün çiçeklerin yani meslek ve meşreplerin ayrım gözetmeksizin gerekli olduğunu belirterek sözlerini tamamladı.
 
Selahaddin Ağabey, Üstadı ziyaretlerini ve hizmetten dolayı başına açılan davaları anlattı. 
 
Abdulkadir Badıllı Ağabey de Medresetüzzehra Kanunu ile ilgili 1923 yılında çıkan kanun teklifi ve Genel Kurul kararını okuyarak Van’da ve Şanlıurfa’da açılması planlanan Medresetüzzehra Üniversitesinden bahsetti. 
 
Son olarak da sağlık nedeniyle sempozyuma katılamayan Said Özdemir Ağabeyin duası ekrana yansıtıldı ve plaket töreninden sonra cumartesi programı sona ermiş oldu.
 
Dimağlarımızda derin ve hoş bir iz bırakan sempozyum Pazar öğleye kadar sürecek olan iki oturum ve 8 konuşmacı ile devam edecek. 
 
Meslek ve meşrep gözetmeksizin herkesin davetli olduğu, hiçbir önyargı ve endişe taşımadan davetlilerin katıldığı ve ilgi ile takip ettiği sempozyum gerçekten Nurun bir baharı oldu. 
 
Böylece Bediüzzaman’ın, “Kışta geldim sizler cennet-asa bir baharda geleceksiniz.” müjdesi tahakkuk etmiş oldu.
 
Bu sempozyumdan çok zengin ve bereketli meyveler vermesini Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyorum.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.