İman insanı insan eder

İnsanlığın en büyük sıkıntısı, derdi ve tasası, insanı tanımamaktan gelmektedir. Yunus Emre, bundan yedi yüz yıl önce bu derdin teşhisini koymuş, çaresini de göstermiştir. “ İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir/ Sen kendin bilmezsen, bu nice okumaktır” diyerek, hakiki ilmin kendini bilmek olduğunu söylemiştir. Zaten insan kendini bilse, mahiyetinin farkında olsa, nereden gelip nereye gittiğini anlasa, vazifesinin bilincinde olsa ve buna göre yaşasa, dünya huzur içinde, insan da sürur içinde olurdu. Ne kalp kırılır, ne kan dökülürdü.

İnsan, kâinat içinde bir zerre kadar bile yer tutmazken, içinde bir kâinat taşımaktadır. Nokta kadar bir incir çekirdeğinin içinde koca bir incir ağacının programı saklı olduğu gibi, insanın cevherinde de bütün haşmeti, ziyneti ve hikmeti ile bir kâinat dercedilmiştir. Fakat bu ziynetleri görmek ve hikmetleri okumak için iman ışığına ihtiyaç vardır.

Çok muhteşem ve müzeyyen bir sarayın, karanlıkta haşmetini ve ziynetini görmek mümkün olmadığı gibi, insanın kalbinde imanın nuru olmazsa, kendi mânasını ve mahiyetini de görmesi ve anlaması mümkün değildir. Onun için felsefeciler insanı tarif ederken, “insan düşünen bir hayvandır, insan konuşan bir hayvandır” gibi ifadelerle tanımlamaya çalışmışlardır. Demek ki insanın kalbinde imanın ışığı olmayınca, kendini bilemiyor, mahiyetini göremiyor, ancak hayvanlarla kıyaslayabiliyor.

İman ise, “insanı insan eder, belki de sultan eder”. İçindeki muhteşem ziynetleri, harika cihazları, hikmetli halleri imanın nuru ile okutturur. Mahiyetini ve mânasını öğretir. O zaman insan, basit bir hayvan olarak değil, “eşref-i mahlûkat “olarak yaratıldığını anlar. Arzın halifesi olduğunu, her şeyin insana hizmet ettiğini idrak eder.

İnsan, çok hikmetli ve sanatlı bir vücut olarak yaratıldığı gibi, akıl, fikir, vicdan, merhamet, şefkat ve adalet gibi ulvi duygularla da donatılmıştır. İnsan fıtratı, hep iyiliklerden ve güzelliklerden yanadır. Vicdan, daima doğrudan yana tavır alır. Haksızlığı, zulmü ve istibdatı kabul etmez. Fakat bütün bu meziyetler ve faziletler, ancak imanın nuru ile ortaya çıkar, kendisini gösterir. Yoksa, bütün güzellikler ve faziletler gizlenir, o zaman insan vahşi bir canavar haline gelir, bugün dünyanın bir çok yerinde olduğu kan ve gözyaşı dökülmesine sebep olur.

Dünyanın karanlık yüzünü aydınlatmak, kan dökülmesini önlemek, zulüm ve haksızlığı ortadan kaldırmak için çareler arayanlar, durmadan yeni sistem ve metotlar deneyenler, insanın içindeki cevheri keşfetmeden bu sorunlara çözüm bulamayacaklardır. Bir şeyin mahiyeti bilinmezse, ondan istifade etmek mümkün olmaz. İnsan önce kendini tanıyacak, “ kimsin, nereden geldin, nereye gidiyorsun” gibi suallerin cevabını bulacak, ondan sonra mutlu ve huzurlu bir hayatın yollarını keşfedecektir.

İnsanı insan eden imanın ne büyük bir nimet olduğunu izah eden Risale-i Nur, bu konuda insanlığa bir ışık tutmaktadır. Bununla insanın kendi mahiyetini ve meziyetini keşfetmesini sağlamaktadır. Biz de “İKİNCİ SÖZ”ün nurlu menzillerinde dolaşıp, iman nimetinden istifade ile bu ışıktan birkaç lemayı mısralarda yansıtmaya çalıştık.

Devamının gelmesi için dualarınıza ihtiyacımız olduğunu ifade ediyor, İKİNCİ SÖZ’ün şiirini takdim ediyoruz.

İMAN NİMETİ (İKİNCİ SÖZ)

İmandır hayatın özü ve ruhu
Ruhsuz beden yıkık bir hâne olur.
İmandır âlemin aklı ve nûru,
Akılsız baş deli, divâne olur.

Kalp köşkünde iman olmazsa eğer,
İnsan denen saray yıkılır gider,
Harabelerinde baykuşlar öter,
Mâmur yerler birer virâne olur.

Nur gelince zulmet dürülür gider,
Ulvî hakikatler tecellî eder,
Kalmaz gönüllerde ne gam, ne keder,
Akıl nasıl buna bigâne olur?

İmanla yürekler kabarır taşar,
Alâ-yı illîyine yükselir beşer,
Gönül deryasına bir damla düşer,
Kalbin sedefinde dürdâne olur.

Kudret tezgâhında hayat dokunur,
Nakışları iman ile okunur,
Şayet kâinatta olmasa o nur,
Gök kubbe yıkılır, harâbe olur.

Nur ile yanmazsa yıldızlar söner,
Ne dua yükselir, ne rahmet iner,
Muhteşem saraylar zindana döner,
Mübârek mekânlar meyhane olur.

İmanla bulutlar hûşûya gelir,
“Arş” emrini alır, hareketlenir
Rahmet iner, toprak bereketlenir,
Bir tane atarsın, bin tane olur.

Selâmet, emniyet, rahmettir iman,
Elemsiz kedersiz, lezzettir iman,
Hem sürur, hem nur, hem kuvvettir iman,
Nuruna güneşler pervane olur.

Abdil Yıldırım

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.