İlyâs’a selâm olsun! İyilik edenleri böyle mükâfâtlandırırız

İlyâs’a selâm olsun! İyilik edenleri böyle mükâfâtlandırırız

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Saffat Sûresi 123-132. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor

123 . Muhakkak ki İlyâs da elbette peygamberlerdendir.

124 . O vakit kavmine demişti ki: “(Siz Allah’a karşı gelmekten) sakınmaz mısınız?”

125,126 . “Yaratanların en güzeli olan, (*) sizin de Rabbiniz, önceki atalarınızın da Rabbi olan Allah’ı bırakıp da Ba‘l’e mi yalvarıyorsunuz?” (**)

127,128 . Fakat (kavmi) onu yalanladılar; artık şübhesiz onlar, (Cehennemde) hazır bulundurulacak olan kimselerdir. Ancak Allah’ın ihlâsa erdirilmiş kulları müstesnâ.

129 . Sonraki (ümmet)ler içinde ona da (iyi bir nâm) bıraktık.

130,131,132 . İlyâs’a selâm olsun! Doğrusu biz, iyilik edenleri böyle mükâfâtlandırırız. Çünki o bizim mü’min kullarımızdandır.

(*) “(Suâl:) Kur’ân’da اَحْساَنُ الْخاَلِق۪ينَ [Yaratanların en güzeli], اَرْحَمُ الرَّحِم۪ينَ [Merhametlilerin en merhametlisi] gibi kelimât, başka hâlıklar (yaratıcılar), râhimler (merhamet ediciler) bulunduğunu iş‘âr eder (bildirir)? (...)

(El-cevab:) (...) Kur’ân, baştan başa tevhîdi (Allah’ın birliğini) isbât ettiği ve gösterdiği için bir delîl-i kat‘îdir ki, Kur’ân-ı Hakîm’in o nevi‘ kelimeleri sizin fehmettiğiniz (anladığınız) gibi değildir. Belki اَحْساَنُ الْخاَلِق۪ينَ demesi: ‘Hâlıkıyet (yaratıcılık) mertebelerinin en ahsenindedir (en güzelindedir)’ demektir ki, başka hâlık bulunduğuna hiç delâleti yok. Belki hâlıkıyetin sâir sıfatlar gibi çok merâtibi var. اَحْساَنُ الْخاَلِق۪ينَ demek: ‘Merâtib-i hâlıkıyetin en güzel, en müntehâ (en son) mertebesinde bir Hâlık-ı zü’l-Celâl’dir’ demektir. (...) اَحْساَنُ الْخاَلِق۪ينَ gibi ta‘birler, hâlıkların taaddüdüne (çok sayıda olduğuna) bakmıyor. Belki mahlûkıyetin envâına (mahlûkların çeşitliliğine) bakıyor. Yani ‘Herşeyi, herşeye lâyık bir tarzda, en güzel bir mertebede halk eder bir Hâlık’tır.’ Nasılki şu ma‘nâyı اَحْسَنُ كُلَّ شَئٍ خَلَقَهُ [Yarattığı herşeyi güzel yaptı] gibi âyetler ifâde eder.” (Sözler, 32. Söz, 282-283)

(**) “Ba‘l”, Lübnan’da Bekā vâdisinde yaşayan bir ahâlinin taptıkları bir putun adı idi. Hâlen de burası Bekā’ın Ba‘li anlamında Ba‘lebek (Baalbek) adıyla bilinmektedir. Hz. İlyâs (AS)’ın bu şehre peygamber olarak gönderildiği rivâyet olunmuştur. (Beyzâvî, c. 2, 301)