İbarelerimiz ayrı ayrı ise de, hüsnün birdir, hepsi de o hüsne işaret ediyorlar

İbarelerimiz ayrı ayrı ise de, hüsnün birdir, hepsi de o hüsne işaret ediyorlar

Günün Risale-i Nur dersi

Bismillahirrahmanirrahim

ذٰلِكَ الْكِتَابُ لاَرَيْبَ فِيهِ هُدًى لِلْمُتَّقِينَ 1

Arkadaş! Kelâmların hüsnünü artıran ve güzelliğini fazlaca parlatan belâgatın esaslarından biri de şudur ki: Bir havuzu doldurmak için etrafından süzülen sular gibi, beliğ kelâmlarda da zikredilen kelimelerin, kayıtların, heyetlerin tamamen o kelâmın takip ettiği esas maksada nâzır olmakla onun takviyesine hizmet etmeleri, belâgat mezhebinde lâzımdır.

Birinci misal: وَلَئِنْ مَسَّتْهُمْ نَفْحَةٌ مِنْ عَذَابِ رَبِّكَ 2 olan âyet-i kerime nazar-ı dikkate alınırsa görülür ki, bu kelâmdaki maksat ve esas, pek az bir azapla fazla korkutmaktır. Ve bu kelâmda olan mezkûr kelimeler ve kayıtlar, tamamen o maksadı takviye için çalışıyorlar.

Ezcümle, şek ve ihtimali ifade eden اِنْ şartiye olup, azabın azlığına ve ehemmiyetsizliğine işarettir.

Ve keza نَفْحَةٌ 3 sîgasiyle ve tenviniyle azabın ehemmiyetsizliğine îmadır.

Ve keza مَسَّ 4 kelimesi, azabın şedit olmadığına işarettir.

Ve keza, teb'îzi ifade eden مِنْ ve şiddeti gösteren نَكَالْ 5 kelimesine bedel, hiffeti îma eden عَذَابٌ 6 kelimesi ve رَبِّ 7 kelimesinden îma edilen şefkat, hepsi de azabın kıllet ve ehemmiyetsizliğine işaret etmekleşu şiiri, lisan-ı hâlleriyle temessül ediyorlar.

عِبَارَاتُنَا شَتّٰى وَحُسْنُكَ وَاحِدٌ وَكُلٌّ اِلٰى ذَاكَ الْجَمَالِ يُشِيرُ

Yani, "İbarelerimiz ayrı ayrı ise de, hüsnün birdir. Hepsi de o hüsne işaret ediyorlar."

Dipnot-1: "Şu yüce kitap ki, onda asla şüphe yoktur. O, Allah'ın emir ve yasaklarına karşı gelmekten sakınanlar için bir yol göstericidir." Bakara Sûresi, 2:2.
Dipnot-2: "Rabbinin azâbından küçük bir esinti onlara hafifçe dokunacak olsa..." Enbiyâ Sûresi, 21:46.
Dipnot-3: Küçük bir esinti.
Dipnot-4: Hafifçe dokunma, temas etme.
Dipnot-5: Ağır azap, ağır ceza.
Dipnot-6: Azap.
Dipnot-7: Her bir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri veren, onları terbiye eden; tedbir, tasarruf ve egemenliği altında bulunduran Allah.

Bediüzzaman Said Nursi
İşârâtü'l-İ'câz