Hz. Harun (as)

Hz. Musa Allah’tan bir yardımcı ister, dua eder. ”Ya Rabbi, genişlet göğsümü, kolaylaştır işimi, çözüver şu dilimin bağını, ta ki anlasınlar sözümü. Bana da ailemden birini yardımcı kıl. Harun kardeşimi, onunla beni takviye et. Ta ki Seni daha çok tesbih ve tenzih edelim, ve Seni daha çok analım. Aslında sen bizim bütün hallerimizi hakkıyla görmektesin.” “Mus, istediklerin sana verildi.“ (20/25-36)

Hz. Harun peygamber Hz. Musa’ya yardımcı olarak gönderilmiştir. “Ve rahmet ve keremimizden kardeşi Harun’u da nebi olarak ona ihsan etmiştik.” (19/53) “Gerçekten Biz Musa’ya kitabı verdik ve kardeşi Harun’u da ona yardımcı yaptık.” (25/35)

Musa ve Harun peygamber Firavun’a gönderilmiştir. ”Firavun ile ileri gelen yardımcılarına Musa ile Harun’u delillerimiz, mucizelerimiz ile gönderdik. Ama onlar büyüklük taslayıp kabul etmeyi kibirlerine yediremediler ve suçlu bir halk oldular.” (10/75)

Musa’dan sonra İsrailoğullarının ileri gelenlerine dikkat ettin mi? O vakit onlar aralarındaki Peygambere, “Ne olur bize bir hükümdar tayin et de biz de Allah yolunda cihad edelim” demişlerdi. O cevaben “Ya savaşma emri size farz kılınır, siz de savaşmazsanız?” deyince onlar, “ne diye Allah yolunda cihad etmeyelim ki, vatanlarından çıkarılan biz, çoluk çocuğundan ayrı düşenler yine biziz” dediler. Fakat savaşma kendilerine farz kılınınca içlerinden pek azı hariç, hepsi dönüverdiler. Allah o zalimleri pek iyi bilir. Peygamberleri (Samuel Peygamber) onlara dedi ki, “Allah size hükümdar olarak Talut‘u tayin etti. Onlar ise, “Biz hükümdarlığa ondan daha layık iken nasıl olur da o bize hükmedebilir ki, üstelik servetten de nasibi fazla değil” dediler. Peygamber şöyle cevap verdi. ”Allah onu size üstün kıldı, ona geniş ilim ve sağlam bir vücut verdi. Allah hakimiyeti dilediğine verir. Allah’ın lütfu boldur, her şey gibi kabiliyet ve liyakatleri de bilir.”

Peygamberleri devamla şöyle dedi. “Onun hükümdarlığının alameti size içinde Rabbinizden bir sekine ile Musa ve Harun’un manevi mirasından bir bakiyenin bulunduğu ve meleklerce taşınan bir sandığın gelmesidir. Eğer iman etmeye niyetli iseniz bunda elbette sizin için bir delil vardır. (2/246-248)

Allah zaman zaman peygamberlere verdiği imtiyazı hatırlatır: “Nuh’a ve ondan sonraki nebilere vahyettiğimiz gibi sana da vahyettik. İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakub’a ve torunlarına, İsa’ya, Eyyub’e, Yunus’a, Harun ve Süleymana da vahyettik. Davut’a da Zebur‘u verdik.“ (4/163)

İmtiyazın bir şubesi de vahye istinad eden nübüvvettir. ”Biz O’na (Hz. İbrahim) İshak ile Yakub’u ihsan ettik ve her birini nübüvvete erdirdik. Daha önce Nuh’u ve onun neslinden Davud’u, Süleyman’ı, Eyyub’u, Yusuf’u, Musa’yı ve Harun’u da nübüvvete erdirdik. Biz iyi hareket edenleri işte böyle ödüllendiririz.” (6/84)

Hz. Harun Kur’an’ın olaylar örgüsüne Hz. Musa‘nın Tur’dan döndükten sonra katılır. Giderken ümmetini Harun peygambere bırakmıştır.

“Musa Tevrat’ı almak için ayrıldıktan sonra ümmeti, ziynet takımlarından, böğürür gibi ses çıkaran bir buzağı heykeli yapıp tanrı edindiler.” (7/148)

“Musa pek öfkeli ve üzgün olarak halkına dönünce “Benden sonra arkamdan ne kötü işler yapmışsınız. Rabbinizin emrini çarçabuk terk mi ettiniz, dedi ve levhaları yere bırakıverdi. Kardeşini başından tutup kendisine doğru çekmeye başladı. (Harun Peygambere gördüklerinden dolayı kızdı.) Harun ise ona “Ey annemin oğlu“ dedi, inan ki bu millet beni fena halde hırpaladı, neredeyse beni linç edip öldüreceklerdi. Ne olur düşmanlarımı üstüme güldürme, beni bu zalim milletle bir tutma. Musa “Ya Rabbi beni ve kardeşimi affet, Rahmetine bizi de dahil et, çünkü merhamet edenlerin en merhametlisi Sensin Sen.“ (7/150-151)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
3 Yorum