Herbirşey, herbir insan, 'Allah yanımdadır' diyebilir

Herbirşey, herbir insan, 'Allah yanımdadır' diyebilir

Günün Risale-i Nur dersi

Bismillahirrahmanirrahim

İ'lem eyyühe'l-aziz! 

İnsanın zihnine bazan şöyle bir vesvese gelir, der: "Sen de âdi ve böcek gibi bir hayvansın. Hayvanlardan fazla ne kıymetin var? Hem de semâvat ve arzı yed-i kudretine alan Hâlık-ı Zülcelâle karşı ne meziyetin ve ne gibi bir hizmetin var ki, seninle meşgul olsun?"

Bu vesveseye karşı şöyle bir hakikati düşünmek lâzım:

1. İnsan gayr-ı mütenahi acz ve fakriyle beraber Cenâb-ı Hakka imanı ile kudret ve gınâ ve izzetine mazhar olmuştur. İşte bu mazhariyetten dolayı, insan, hayvaniyetten terakki edip halife-i zemîn olmuştur.

2. Cenâb-ı Hak ihata-i kudret ve azametiyle insanın duasını işitir, hâcâtını görür. Ve semâvat ve arzın tedbiri, o insanı da düşünmeye mâni değildir.

Sual: Cenâb-ı Hakkın cüz'iyat ve hasis emirler ile iştigali azametine münafidir.

Elcevap: O iştigal, azametine münafi değildir. Bilâkis, adem-i iştigali, azamet-i rububiyetine bir nakîsedir.

Meselâ, şemsin ziyasından bazı şeylerin mahrum ve hariç kalması, şemse bir nakîse olur. Maahaza, bütün şeffaf şeylerde görünen şemsin timsallerinin herbirisi, "Şems benimdir. Şems yanımdadır. Şems bendedir" diyebilir. Ve zerrelerle şems arasında müzâhame yoktur. Bütün mahlûkat—bilhassa insanlarda—ferdî olsun, nevî olsun, şerif olsun, hasis olsun; ilim, irade, kudret itibarıyla Cenâb-ı Hakkın tecellîsine mazhardır. Herbirşey, herbir insan, "Allah yanımdadır" diyebilir. Bilhassa insanın zaafı, fakrı, aczi nisbetinde Cenâb-ı Hakkın kurbiyeti ve herbir şeyin Cenâb-ı Hak ile münasebeti olmakla beraber, O da münasebettardır. Ve gayr-ı mütenahi acz ve fakrı olan insan, gayr-ı mütenahi kudret ve gınâ ve azameti olan Cenâb-ı Hak ile münasebeti ne kadar lâtiftir!

Takdis ederiz o Zâtı ki, en büyük lûtfu en büyük azamete, en yüksek şefkati en yüksek ceberûta idhâl ettiği gibi, nihayetsiz kurbu nihayetsiz bu'd ile cem edip, zerreler ile şemsler arasında uhuvveti tesis etmiştir. Birbirine zıt olan bu şeyleri cem etmekle derece-i azametini bir derece göstermiştir.

Bediüzzaman Said Nursi
Mesnevi-i Nuriye