Herbir zerrede hükemâ şuuru, etibbâ hikmeti, hükkâmın siyaseti bulunduğunu itikad edersen

Herbir zerrede hükemâ şuuru, etibbâ hikmeti, hükkâmın siyaseti bulunduğunu itikad edersen

Günün Risale-i Nur dersi

Bismillahirrahmanirrahim

Eğer herbir zerrede hükemâ şuuru, etibbâ hikmeti, hükkâmın siyaseti bulunduğunu ve herbir zerre de sair zerratla vasıtasız muhabere ettiğini itikad edersen, belki nefsini kandırıp o muhali de itikad edebilirsin. Halbuki, o zîhayat makinede öyle bir mu'cize-i kudret, öyle bir harika-i hikmet vardır ki, ancak bütün kâinatı, bütün şuûnatını icad eden, tanzim eden bir Sâniin sun'u olabilir.

Yoksa kör, az, basit imkân tereddüdüyle ayak atamaz. Esbab-ı tabiîden olamaz.

Bâhusus o esbab-ı tabiîyenin üssü'l-esası hükmünde olan cüz-ü lâyetecezzâdaki kuvve-i câzibe ve kuvve-i dâfianın içtimâlarının hortumu üzerinde, bir muhaliyet damgası var.

Fakat câizdir ki, herbir şeyin esası zannettikleri olan cezb, def, hareket, kuvâ gibi emirler, âdâtullahın kanunlarına birer isim olsun. Lâkin kanun, kaidelikten tabiîliğe ve zihnîlikten hâricîliğe ve itibarîden hakikate ve âletiyetten müessiriyete geçmemek şartıyla kabul ederiz.

Bediüzzaman Said Nursi
Mesnevi-i Nuriye