Hayatta kalmak için 1.5 derece!

Hayatta kalmak için 1.5 derece!

İklim değişikliğine bağlı sıcaklık artışları nedeniyle 2015 yılı henüz bitmemesine rağmen şimdiden bugüne dek ölçülmüş en sıcak yıl olarak kayıtlara geçti bile.

Ortalama sıcaklık artışları 1°C'yi geçti. Bu artışları 1.5 °C altında tutmak için özellikle kalkınmış ve hızla kalkınmakta olan ülkelere büyük görev düşüyor.

Paris'te  BM iklim değişikliği müzakerelerinde dünyanın her bölgesinden gelen sivil  katılımcıları sembolik Eyfel kulesinin önünde yaptıkları gösteride  'hayatta kalmak için 1.5 derece' sloganları atıyor.  Bu slogan artık bir grup 'çevrecinin' geleneksel abartılı söyleminin değil hepimizin hayatımıza dokunan iklim değişikliği etkilerinin bir yansıması.

İklim değişikliği etkilerini artık Suriye'deki iç savaştan her gün Ege'de karşı tarafa geçmeye çalışan binlerce insanın dramında hissediyoruz. Suriye'de 2006 sonrası yaşanan iklim değişikliğine bağlı kuraklıklar nedeniyle yaklaşık 1.5 milyon insanın kırsaldan şehirlere göç etmek zorunda kaldı.  Ortaya çıkan sosyal kırılganlığın siyasi çatışmayı tetikleyen nedenlerden biri olduğunu gösteren akademik çalışmalar var.

İklim değişikliklerinin etkilerini ektiği buğday daha tane vermeden kuruduğu için tarlada bırakan üreticinin çaresizliğinde görüyoruz. Türkiye'nin de içinde bulunduğu bölgede %25'lere varan verim kayıpları yaşanıyor. Bunun sonucunu yoksul ev hanımları giderek pahalılaşan pazar sepetlerinde hissediyor. Dünyanın diğer bölgelerinde de 100 yılda bir yaşanan kasırga, sel gibi felaketler bir kaç senede bir, hatta kimi yerlerde senede birkaç kez yaşanır hale geldi.

1.5 derece bu nedenle hayati önemli. İklim değişikliğine bağlı sıcaklık artışları nedeniyle 2015 yılı henüz bitmemesine rağmen şimdiden  bugüne dek ölçülmüş en sıcak yıl olarak kayıtlara geçti bile. Ortalama sıcaklık artışları 1°C'yi geçti. Paris'teki müzakereler kritik bir dönüm noktasını yansıtıyor. Bu artışları 1.5 °C altında tutmak için özellikle kalkınmış ve hızla kalkınmakta olan ülkelerin başta kömür olmak üzere fosil yakıtların neden olduğu sera gazlarını azaltmak için bağlayıcı hedefler almaları gerekiyor.

Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu ülkeler Paris müzakereleri öncesi iklim değişikliği ile mücadele ve uyum ile ilgili ulusal katkı niyetlerini  bildirdiler. Türkiye, iklim değişikliği etkilerinden yoğun bir şekilde etkilenen bir ülke olduğu halde kendi saldığı sera gazlarını 2030‘a kadar iki katından daha fazla artıracağını açıkladı. Yapılan analiz çalışmaları ülkelerin tamamının niyetleri toplamının sıcaklık artışlarını ancak 3°C civarında sınırlayabileceğini ortaya koyuyor. Bu nedenle Türkiye dahil Paris'e gelen tüm ülkelerin şu an planladıklarından çok daha etkili indirim hedefi almaları gerekiyor.

Sivil toplum örgütleri ve akademisyenler olarak Paris'ten çıkacak anlaşmanın küresel ekonominin yüzde 100 karbonsuzlaştırılması ve yüzde 100 yenilenebilir enerji hedeflerini belirlemesini ve bu hedeflere ulaşmak için ülke katkılarının, şeffaf, ölçülebilir ve hukuksal olarak bağlayıcılığını garanti etmesini bekliyoruz.

Hayatta kalmak için 1.5 derece, hayatta kalmak için yeni bir iklim anlaşması istiyoruz.

Radikal - Doç. Dr. Barış Karapınar * TEMA Vakfı Genel Müdürü, Birleşmiş Milletler Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli Ana Yazarı

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.