Hafız Mehmet Emin Hocaefendi

(Tarihçe-i Hayatta Resmi yer alan) Hafız Mehmet Emin Hocaefendi

Şahinköy…Etrafındaki dağları, ormanlık alanları, şirin Osmanlı evleri, sokakları, üç camisi ve semaya el açmış minareleriyle tarih kokan bir ecdat yadigârı…

Yassıören size bir şey hatırlatıyor mu? Barla’nın yakınında nurlu beldeye sırt vermiş, dua ve zikirlerine eşlik etmiş bir yerleşim yeri… Tevafuktan başka ne olabilir ki? Üstadına Rumeli diyarından mektup yazan Rumeli bostanında yetişmiş âlim, fâzıl bir şahsiyet, Tarihçenin en sonunda, altında, “Türkiye’de neşrolan Risâle-i Nur Külliyatından istifade ederek Kur’ân nuru ile nurlanan Avrupa’daki Nur Talebelerinden bir grup hocalarıyla bir arada” şeklinde şerh düşülen Resimde talebeleriyle ortalarda yer alan merhum Hafız Ali Reşad’ın ilk medresesini, Gümülcine Yassıören köyünde kurması mânidar değil midir?

İşte o medreselerde yetişen Hafız Mehmet Emin Hocaefendiyi tanımaya çalışacağız.

(Besmele, Hamdele ve Salavattan sonra)

aksoy_haberici-(1).jpg

Hocam sizi tanıyabilir miyiz?

Şu anda ikamet etmekte olduğum Şahin köyünde doğdum, burada ilkokulu bitirdim. 1957 yılına kadar uzun bir süre, bütün derslerin okutulduğu medreseden mezun oldum. Hocamız, Üstad Bediüzzaman’a mektup da yazmış olan Hafız Ali Reşad’dır. 1958 yılında Rodos müftülüğü tarafından Ramazanda görev yapmak üzere altmış bin nüfusu olan Rodos’a davet edildim. Kur’ânı düzgün okuyacak, hıfzı kuvvetli olacak ve sesi de uygun olacak bir imam aradıkları için, İskece Müftüsü bizi uygun görmüş ki, görevlendirilmiş olduk. Geçim sıkıntısı vardı. Yaşım o zaman yirmi bir idi.

Va’zları da siz mi yapıyordunuz?

Hayır, ayrıca vaiz vardı, o yapıyordu.

Bir ay vazife yapıp döndünüz mü?

Evet, döndüm.

Peki, döndükten sonra başka yerde görev aldınız mı?

Evet, talep üzerine yukarı camide İmam-Hatip olarak göreve başladım. Arkasından da Kur’ân kursunda göreve devam ettim.

Peki bu göreviniz ne kadar devam etti?

Tam 42 yıl camide ve Kur’ân kursunda hizmet ettim. Kursta hem hocalık, hem de müdürlük görevini yürütüyordum.

Kurs derken, mahiyeti, müfredat ve programı hakkında bilgi verir misiniz?

Bir nevi İmam-Hatip manasında, her türlü ilmin okutulduğu (Tefsir, fıkıh, kelam, Arapça v.s), yani Kur’ân ilimleri dediğimiz  bir paket program uygulanıyordu.

Bahsini ettiğiniz bu medresenin bu günkü durumu nedir?

Halen bu medrese devam ediyor.

Gelelim Hafız Ali Reşad’a. Siz O’nun talebesisiniz, kaç talebesi vardı o zaman?

O devrede çevre köylerden toplanan 80 talebesi vardı. Önce kendi köyünde evinde okutuyordu, daha sonra bu köyde (Şahin köy) medrese açtı. Yıllarca yüzlerce talebe yetiştirdi.

aksoy_haberici.jpg

Üstad Bediüzzaman’a O zatın bir mektubu var. Bir de Tarihçe’nin sonunda bir resim var. Siz de o resmin içinde misiniz?

 (Resmin orjinalini getirip gösteriyor, hocasıyla kendisinin yerini parmağıyla işaret ederek) Evet, işte buradayım.

O resmin nerede çekildiğini hatırlıyor musunuz?

Daha önce de kendi köyünde çekilen resimler var. Ama o resim bu köyde (Şahin köy) çekildi.

Hocanız H. Ali Reşad’ın Üstad’a yazdığı mektuptan haberdar oldunuz mu?

Hayır, bilmiyorduk.

Peki, Bediüzzaman’ı ilk defa nasıl ve kimden duydunuz?

Merhum hocamız bize bahsediyordu. Ve yine anlatıyordu ki, H. Ali Reşad’ın da aralarında bulunduğu grubu Zübeyde Hanım toplamış,  M. Kemal görüyor ve diyor ki: Yine mollaları toplamışsın…

aksoy_haberici-(2).jpg

Hocanız Bediüzzaman’dan nasıl bahsediyordu?

Çok büyük bir hürmet ve muhabbet beslediğini açıkça ifade ediyordu. Asrın müceddidi ve allamesi olduğunu söylüyordu. Bediüzzaman’a çok değer veriyordu. Zaten kendisi sistemle de asla barışık değildi. O zamanlar İstanbul’da neşrolan bazı gazeteler Risale-i Nurlar’dan ve Bediüzzaman’dan bahsediyorlardı. Hocamız ve bizler bu yazıları okuyorduk.

Siz daha sonraları Risale-i Nurları okuyabildiniz mi?

Araştırıyordum o zamanlar, bu eserleri nereden bulup okuyabilirim diye… Elimize geçeni okuyorduk. Daha sonraları çocuklarım tanıdı ve biz de kolaylıkla bu eserlere kavuşmuş olduk.

Tarihçe-i Hayat’a girmiş olmanız, mânevî bir duadır. Siz de, çocuklarınız ve nesliniz de inşallah bu nimete mazhar olmuşsunuz... Siz de bize dua edin. Türkiye’den gelip sizden dua talep eden bu fakiri de unutmayın. Siz, son şahitlerin son şahidisiniz. Ne mutlu sizlere…

İnşaallah…

Hafız Ali Reşad Efendinin size bir vasiyetinden bahsediliyor. Bu meselenin aslını anlatır mısınız?

Bize (talebelerine) yemin verdirdi, sarıklarımızı çıkarmayacağımıza dair…O gün bu gün, sadece yatarken çıkarıyoruz.

1950’den sonra hocamızın oğlu Gümülcine’ye gelmişti babasını ziyaret etmeye. Kapıda talebeleri vardı. Onlara tenbih etmiş. Oğlu fötür şapka ile gelmiş, içeri kabul etmemiş, eğer çıkarmayı kabul ederse ziyaret edebileceğini söylemiş, çıkarıp sarık giyerek içeri girmiş ve babasını ziyaret etmiş…

aksoy_haberici-(3).jpg

Mâşâallah… Bütün bid’atları reddetmiş ve Üstadının yolunda olduğunu ispat etmiş…

Bu hususlarda çok hassastı. Kendisi, yüz kadar bid’atı yazmış, bize vermişti.

Gelecek nesle tavsiyeleriniz nelerdir?

Son asırda ahlâk dejenere oldu, imanlar zayıfladı. Kitaplar besmele ile açılmayı bekliyor. Yeniden Kur’âna sarılmadıkça necat ve halas mümkün değil. Risale-i Nurlar bu zamanın halaskârıdır ve Kur’ânın tefsiridir. Bunlara sahip çıkmaları arzumuz ve dileğimizdir.

Çok teşekkür ediyor, tebrik ve hürmetlerimizi arz ediyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
3 Yorum