Sürdürülebilir Tarım Politikaları

Ata mirası yerli tohumlar
Yerli tohum kaynaklarını geliştirmek ve çoğaltmak genetik kaynakların korunması ve tescil edilmesi ile mümkündür. Ata tohumlarımızla yapacağımız her yerli üretim sofralarımızdaki meydana gelebilecek tehlikeleri ortadan kaldıracaktır. Milli tarım üretiminin geliştirilmesi ata tohumlarına sahip çıkmak ve korumak ile mümkündür. Ülke olarak bu konudaki hedefimiz dünyanın en önde gelen tohum üreticisi olmalıdır. Daha fazla ürün elde edelim derken yerli tohum yerine hibrit (melez) tohum kullanarak tohumluk ihtiyacını sürekli dışarıdan temin etmeye çalışmak dışa bağımlı olmak demektir. Bununla beraber genetiği değiştirilerek laboratuvar ortamında meydana getirilen GDO’ lu tohumları tüketmek insan sağlığı bakımından son derece yanlıştır. Ayrıca GDO’lu tohumların yetiştirildiği toprakları her yıl kullanmak mümkün olmadığı gibi üst üste yapılan ekimler toprağa ve doğaya zarar vererek kalıcı hasarlara yol açarlar.

Bitki ve hayvan Allah vergisidir
Her şeyi yoktan var eden Allah insanların ihtiyacı olan bitki ve hayvanları gayet derece kolay ve ulaşılabilir olarak önümüze bu nimetleri vermektedir. İki tane koyunu olan bir çiftçi birkaç yıl sonra onlarca hayvan sürüsüne sahip olmakta, bunların etinden, sütünden, yağından yününden, derisinden faydalanarak yaşaması için gerekli gıdaları temin etmektedir. Ha keza hayvanların yanı sıra bir o kadar da her nevi bitkisel gıda ve ürünleri birçok ihtiyaçlarımızı karşılamak amacıyla kullanmaktayız. Eğer bunlar biz insanlara Rabbimizin katından bu kadar kolay bir şekilde ulaştırılmasaydı kim bilir ne kadar pahalıya gelecekti. Bir çekirdek ağaç olurken, yumurta kuş olurken, bir buğday tanesi başak verirken Allah’ın katından insanlara verilen nimetler olarak bize gönderilmektedir. Bir buğday tanesinin yaklaşık yedi başak verdiğini, her başakta yüz tane olduğunu düşünürseniz Allah’ın izniyle bire yedi yüz kat kat ürün elde etmenin mümkün olabileceğini görebiliriz.

Gıda ve tarım alanında üretici ve tüketici memnuniyetini en üst düzeyde sağlamak,
Ülkemizin ve dünya pazarlarının ihtiyacı olan güvenilir gıda ve kaliteli tarım ürünlerine erişebilirliği gerçekleştirmek, tarımsal ve ekolojik kaynakların sürdürülebilir kullanımını sağlamak, kırsal alanda yaşam standardını yükseltmek amacıyla politika belirlemek ve uygulamak. Sürdürülebilirlik esası istikametinde bütün canlıların hayat standartlarının yükseltilmesi gayesiyle orman, su kaynakları ve biyolojik çeşitliliğinin korunması, geliştirilmesi ile güvenilir meteorolojik verileri üretmek başlıca görevlerimiz olmalıdır.

Yem üretimi
Ülkemizde yemlerin karşılanması üretici açısından çok pahalıya mal olmaktadır. Kaliteli ve uygun fiyata elde edilen yemler et ve süt ürünlerine ekonomik olarak kolay ulaşılabilirliği sağlayacaktır. Yem bitkileri ekim alanlarımız kısıtlıdır, meralarımız gün geçtikçe elden çıkarak tarım ürünleri ile yer değiştirmekte veya bu alanlar arsa olarak kullanılmaktadır. Yem bitkilerinin ana kaynağı olan meralarımız korunmalı, bitki çeşitliliği artırılmalı, yeterli ve kaliteli yem üretimi için devlet eliyle çiftçilerimiz desteklenmelidir.

Gübreleme, ilaçlama, bitki koruma ve zirai mücadele
Yetiştirilen tarımsal ürünlerin birçoğunda kimyasal gübre kullanımı neredeyse zaruri hale gelmiştir. Adeta kimyasal gübre verilmeyen bitkiden yeterli verim elde etmek zorlaşmıştır. Kimyasal gübreler yerine organik gübrelerimizin kullanımı teşvik edilmelidir. Organik gübre ile yetiştirilen bir ürünün insan ve hayvan sağlığı açısından ne derece önemli olduğunu söylemeye gerek yok sanırım. Gübreleme olduğu gibi ilaçlama konusunda da topraklarımızda ve yetiştirilen bitkilerde var olan hastalıklar potansiyeli nedeniyle neredeyse ilaç verilmeyen ürün yok denecek kadar azdır. Yerli ata tohumu kullanılırsa ilaçlama kısmen de olsa azalacaktır. En çok ilaçlama yabancı menşeli hibrit tohumlarda kullanılmakta olup bu durum hem çiftçimizi kazancını azaltacak hem de insan sağlığına zarar verecektir. Bitki koruma ve zirai mücadelede biyolojik ve organik ilaçlama yöntemlerinin kullanılması gerekir.

Hayvan sağlığı insan sağlığıdır
Hayvandan insana geçen dört yüzün üzerinde hastalık olduğu bilinmektedir. Şap, şarbon, kuduz, brusella, tüberküloz, tavuk vebası gibi hastalıklar ile mücadele edilmekle birlikte bu tür hastalıkların yayılmasını engelleyici tedbirlerin zamanında alınmaması halinde gerek hayvandan elde edilen et ve süt ürünlerinden ve gerekse fiziki temas ile insan ve hayvanlara bulaşması kaçınılmaz olmaktadır. Bu hastalık ve zararlılarla mücadele ederken zaruri olan aşı ve ilaçlamaları zamanında ve yerinde kullanmak gerekir.

Yenilenebilir enerji kaynaklarının tarımda etkin kullanımı
Güneş enerjisi ile sulama geçekleştirerek yerel kaynakların kullanılması sağlanmalıdır. Ucuz organik gübre üretimi ile kimyasal gübre kullanımının azaltılması, atık ve artıkların değerlendirilmesi ve çevre dostu üretim sağlanmalıdır. Toprakta karbon bütçesinin artırılması konusunda organik artıkların biyokömürlere çevrilerek toprağa kazandırılması hızlandırılmalıdır.

Bitkisel ve hayvansal üretimde yeterli devlet desteği
Çiftçilerimize yerinde mazot ve ürün destekleme teşvikleri verilmektedir. Bunun devlet tarafından çok iyi denetlenmesi gerekir. Mutlaka uzaktan algılama sistemleri ile ekili tarım alanlarının kontrol edilmesi gerekmektedir. Kimin nerede ne ekip diktiği ne hasat edeceği takip edilmelidir. Bu sayede hem gereksiz fazla üretim engellenerek arz ve talep dengeleri bozulmamış olur hem de üreticilerimiz zarar etmemiş olurlar.

Orman kaynakları
Ormanlarımızın eskiden en büyük düşmanı ağaç kesimi iken şimdilerde bunun yerini kasıtlı olarak ve doğal olarak oluşan orman yangınları almıştır. Son yıllarda iklim değişikliklerinin meydana getirmiş olduğu zararlardan dolayı binlerce hektar ormanlarımız kül haline gelmiştir. Gerek doğal olarak meydana gelen ve gerekse kasıtlı olarak oluşturulan yangınlar nedeniyle adeta topraklarımız çöl haline gelmiştir. Her sene yaz aylarında elimiz yüreğimizde beklemekteyiz. Gerçi her ne kadar yanan ağaçların yerine yenisi dikilse bile bunların semeresini onlarca yıldan sonra görmek mümkündür. İklim değişiklilerinden dolayı meydana gelen aşırı sıcaklıların etkisinden korunmak için ateşe ve sıcaklığa dayanıklı zeytin gibi ağaçların tercih edilmesi gerekir.

Toprağı koruma ve arazi toplulaştırması
Toprak yaşadığımız yer kürede hemen her canlıya beşiklik ve kaynak olmaktadır. Tarım arazilerimizi imara açarak maalesef zengin topraklarımızı doğal kaynaklarımızı kendi elimizle yok ediyoruz. Bununla beraber sulanabilir tarım arazilerinin birçoğunu hala ölçüsüz ve gelişigüzel, vahşi denilen sulama yöntemleri ile suluyoruz. Bu nedenle toprakta çoraklaşma problemi ile karşı karşıya kalınmaktadır. Orman olmaya müsait olan arazilerimizin birçoğu da erozyon tehlikesi ile karşı karşıyadır. Arazi toplulaştırması devletin daima üzerinde durduğu bir mesele olmakla birlikte maalesef miras hukuku gereği arazilerimiz gün geçtikçe bölünerek küçük parçalara ayrılmaktadır. Bu muhtemel problemlere engel olabilmek adına devlet olarak mutlaka uygulanabilir algoritmalar oluşturarak acilen devreye almak gerekmektedir.

Seri yazımız DİGİTAL TARIM ana teması üzerinde farklı başlıklarla devam edecek…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum