Siyasette ölçü ve prensipler-7

Seçmenin siyasete bakış açısı nasıl olmalıdır?
Partiler bu vatanda hizmete talip kurumlardır. Memleketin maslahatına uygun olarak bir partiyi iktidar yapmak bu milletin asli vazifelerinden biridir. Elbetteki hizmete talip partilerin durumlarını geniş bir muhteva içinde incelemek, muhtelif cihetlerini belirlemek, hizmetteki şevk ve arzularını, tereddüt ve ciddiyetlerini, vazife anlayışlarını, icraatlarını, millete karşı samimiyet ve tutumlarını, maskelerini ve maskeleri arakasındaki asıl yüzlerini araştırmak, her vatandaşın hakkıdır ve bunu araştırmak aynı zamanda mukaddes vatani vazifedir. Cumhuri yönetimlerin en temel özellikleri ise; yönetici ve idarecilerin millet tarafından seçilmesidir. Sandığa giderken mevcut şartların nazara alınması önemlidir. Devlet yönetimi her kademede teşkilatlanmış kuvvet ve otorite ister, kuvvet ve otorite ise sağlam icraata bağlıdır, bu icraatın tahakkuku ise her tabakada kendi felsefe ve ideolojisine hizmet edecek kadroya ihtiyaç vardır. Kadrosunu tamamlamamış bir parti hizmetini yürütemeyeceği gibi siyasi sahada da müessir ve muvaffak olmaz. Nitekim memleketin ve dünyanın şartlarını dikkate almadan, zaman ve mekânın tesirini dikkate almadan ortaya çıkarak yönetime talip olmak zarar verir. [1]

Tarafsızlık taraf-ı muhalife yardımdır
Günümüz demokratik hayatında siyasi tercih yaparak millet iradesini hakim kılmak için rey kullanmak milli ve vatani bir vazifedir. Kendi ihtiyarımıza terkedilen bir meselede seçmen olarak tarafsız hareket etmek millet ve vatanın zararına hareket etmektir. Bediüzzaman iman hakikatlerini tebliğde taraf tutmamış ve muhatabının şu veya bu kanatta olmasını nazara almamış ancak vatan ve milletin selamet ve menfaati söz konusu olduğu zaman tarafsız kalmamıştır. Bu memlekette kendini aydın ve havas zanneden bir kısım insanlar, cahil ve avam olarak gördüğü insanların birçoğunun isabetli karar vermediklerini ileri sürmektedir. Halbuki avam tabakası samimi ve halistirler, içleri ve dışları birdir, muhatabını tanımakta oldukça mahirdirler. Demokrasi çoğunluk rejimidir, çoğunluk aldanmaz. Çoğunluğun aldandığını farz ettiğiniz yerde oylar cahil oy çoğunluğu sayılmış olur. Türk milletinin akl-ı selimine rıza göstermek gerekir. Eşitliğin olduğu yerde tefrika olmaz. Millet herkesi layık olduğu yere oturtacaktır.

Siyasi tercihini belirtmek siyasetçilik değildir
Siyasetçilik ayrıdır, seçim zamanı siyasi tercihi doğrultusunda oyunu kullanmak ayrıdır. Bunlar siyasetçilik olarak algılanamaz. Siyasi meseleler yer ve zamanı geldiğinde Kur’an, vatan ve milletin yararına bir partinin tercih sebebini gerekçeleri ile izah etmek siyasetçilik olarak anlaşılmamalıdır. Bediüzzaman Said Nursi parti kurarak iktidara talip olma manasındaki bir siyaset anlayışından kaçınmıştır. Siyasi meselelerin tahlilini ve rey tercihini yapmak siyasetçilik değildir. Fiili siyasetten şiddetle kaçınmıştır. Oy verme zamanında, tercihini belirtme durumunda katiyen tarafsız hareket etmemiştir. ‘Tarafsız hareket taraf-ı muhalife taraftar olmaktır’ prensibiyle hareket etmiştir. Daha büyük bir şerden kurtulmak için millet ekseriyetini temsil eden ve dine hürmetkâr olan büyük bir kitle partisini ehven-i şer telakki ederek bil-fiil reyini kullanarak tercihi yapmıştır. [2]

Hak ve batılı birbirinden ayırt etmek
Pirincin içindeki ayrılması zor, seçilmesi en müşkül olan pirincin renginde olan, ona benzeyen taştır. Millet olarak en büyük ihtiyacımız idrak ve basirete sahip olmaktır. “Hiçbir müfsit ben müfsidim demez, daima suret-i haktan görünür, batılı hak görür’. Evet, kimse demez ayranım ekşidir, fakat siz mihenge vurmadan almayınız. Zira çok silik söz ticarette geziyor.” İnsan ve cemaatleri değerlendirmede en önemli objektif ölçü ve delil akıbettir. Fikirlerin arkasında zarar mı fayda mı olduğunu anlamak delil ve akıbete bakmakla anlaşılır. Bu konuda da üstat Bediüzzaman, iktidara aday durumundaki partileri, fikri yapı ve programlarına göre tasnif ederek, hangi partinin iktidarda kalmasının ülke ve din açısından daha faydalı olduğunu ve desteklenmesi gerektiğini açıkça ilan etmek suretiyle Nur talebelerine yol göstermiştir. [3]

Ehven-i şer olanı tercih etmek
Mutlak hayrın mümkün olmadığı zamanlarda zaruret gereğince karşılaşılan iki şerden daha hafif olanını tercih etmek demektir. Ehven-i şer kaidesi ticari, içtimai, dış politika ve siyasi bütün meselelere tatbik edilebilir. Parti destekleme konusundaki ölçümüz; Ehven-ü-şer prensibidir. Bundaki maksat ise tehlikeli zihniyete sahip olan partilerin iktidara gelmelerine engel olmaktır. Yani ’def’i şer; celb-i nef’a racihtir’ prensibini tercih etmek. Ehven-ü şer konumundaki siyasi partiyi desteklemekteki esas amaç; tehlikeli zihniyet temsilcisi partilerin iktidara gelmelerine engel olmaktır. Bu konuda ‘muhakkak bir maslahat, mevhum mazarrata için feda edilmez’ hükmü bize ölçüyü vermektedir.
Bediüzzaman’ın açıklamalara göre Nur talebelerinin siyasetle ilişkisi; partilerin dışında kalarak iktidar alternatifi partilerden inancımız, dini faaliyetlerimiz ve vatanımız hakkında, daha faydalı veya daha az zararlı olan, ehven-ü şer konumundaki siyasi oluşuma rey ve destek vermek, onun iktidara gelmesini sağlamaktır. Diğer bir ifade ile, daha zararlı ve tehlikeli olan ve siyaseti dinsizliğe alet edebilecek azam-u şer durumundaki siyasi zihniyetlerin iktidara gelmesine engel olmaktır. Nur talebeleri için siyasi faaliyetlerin sınırı bu şekilde belirlenmiştir.

Siyasi parti tercihinde ölçümüz ne olmalıdır?
□ Siyaseti, siyasi gücü ve devlet otoritesini dinsizliğe ve din düşmanlığına alet edenlerden uzak durmak.
□ Darbeler vasıtasıyla iktidara gelen zihniyetlerden sakınmak.
□ Jakoben bir anlayışla kendisini daima bir devlet partisi konumunda gören, millete tepeden bakan, halkı kendisine hizmetkâr yapan, din aleyhindeki tahripkâr icraatlarına devam eden zihniyetlere mesafeli olmak.
□ Vesayet odaklarının tahakkümüne girenlerden uzak durmak
□ Hayat-ı içtimaiye ve vatanımıza dehşetli bir tehlike teşkil eden partilerin iktidara gelmemesi için, demokrat zihniyetin Kur'an ve vatan ve İslâmiyet namına muhafazasına çalışmak.
□ Hükümetler seyyiat ve hasenat muvazenesiyle ölçülerek değerlendirilmelidir.
□ Dini inhisar altına alarak, vatandaşlar arasında, din ve etnik köken itibarıyla bir ayırım yapanlardan uzak durmak.
□ Din adına vaatlerde bulunarak iktidara gelmek isteyenlere mesafeli durmak.
□ Risale-i Nur’a zarar vermeyen, az müsaadekâr olarak görülen partilere zararınız değil, faydanız dokunsun.
□ Desteklediği partiyi Kur’an ve vatan ve İslâmiyet namına muhafazaya çalışmak.
□ Çok başlılık üzerine kurgulanmış bir yönetim anlayışından uzak durmak.
□ Ülke adına elde edilmiş kazanımların zayi edilmemesini sağlamak için kararlı olmak.
□ Daha büyük kazanımların önünün açılması sağlamak için çalışmak.
□ İstikrarlı muhafazakar iktidarların korunması için gerekli desteği vermek.
□ Kur’an, İslamiyet ve vatan menfaati adına siyasetin ve siyasilerin dine hizmet ettirilmesi hedef edinmek.
□ Daima müsbet hareket edenlere destek olup menfi hareket edenlere destek vermemek.
□ Muhafazakâr kitle partisine destek vermek
□ İslâmiyet'in ve dinin icaplarını yerine getireceğiz diyebilen Kur'an ve vatan ve millet hesabına, dindar ve dine hürmetkâr bir partinin iktidarda kalmasını temin etmek.
□ Milleti kendilerine ısındıran ve minnettar eden zihniyeti tercih etmek.
□ Bu mübarek vatanda, fıtraten dindar millete hükmedenlerin dindarlığa taraftar olması ve teşvik etmesi.
□ Muhafazakâr, dindar ve dine hürmetkâr, liberal bir kitle partisini tercih etmek
□ Müslümanlığı ve onun esaslarını, farizalarını ve kaidelerini kifayetle telkin edip öğreten öğretmenlerimizin yetiştirilmesine gayret sarf eden siyasi kadroları desteklemek.
□ Millete karşı sorumluluğu olmayan atanmışların değil; sivil ve sorumlu durumundaki meşru idarecilerin elinde bulunan iktidar kuvvetini tercih etmek.
□ Hakaik-i İslamiyeyi kendine nokta-i istinat yapmaya çalışanlara destek vermek.
□ Dindar ve dine hürmetkâr, dini hizmetler yapabilenleri desteklemek.
□ Adalet, hukuk ve kanun hakimiyetini ön planda tutanları tercih etmek.
□ Bu vatandaki dindarları kendine taraftar edenleri desteklemeye çalışmak.
□ İnancımızı, ibadetimizi, meşru haklarımızı ve hizmetlerimizi serbestçe yapabileceğimiz bir ortamı oluşturabilen zihniyeti tercih etmek.
□ Ezan-ı Muhammedi'nin (A.S.M.) serbest olmasına zemin hazırlayan zihniyeti tercih etmek.
□ Ayasofya'yı beş yüz sene devam eden vaziyet-i kutsiyetine çeviren siyasilere destek olmak.
□ Risale-i Nur'un resmen serbest olmasına müsaade eden ve neşrine vesile olan zihniyete destek vermek

Risale-i Nur ölçüleri açısından tavsiye edilen siyasi faaliyetler nelerdir?
□ İdare ve yönetime talip olan partilerin, zihniyet ve program yapılarını analiz etmek.
□ Ülke ve millet için hangi partinin daha zararlı, hangisinin daha faydalı olduğunu tespit edip açıklamak ve anlatmak.
□ İktidara aday olan partilerden İslamiyet, Kur’an ve vatan için daha faydalı olan partiye rey ve destek vermek.
□ Zararlı olan bir partinin iktidara gelmemesi için gayret göstermek.
□ Desteklenen partiye verilen reyin ilan ve izhar edilmesi.
□ Desteklenen partiye, dost, nokta-i istinat ve ihtiyat kuvveti olmak.
□ Başkalarını da bu siyasi teşekkülü desteklemeye teşvik ve davet etmek.
□ Desteklenen siyasi teşekküle faydalı ve yardımcı olmak.
□ İdarecileri dini hizmetlere yönlendirmek, onları teşvik etmek.
□ Ülke ve din için faydalı taleplerde bulunmak.
□ Onlara yol göstermek, proje sunmak, yanlış yaptıklarında ikaz etmek, nasihat ve tavsiyelerde bulunmak.
□ Demokrat zihniyeti iktidarda muhafaza etmeye Kur'an menfaatine kendimizi mecbur hissetmek.
□ Demokrat zihniyetin lehinde ehl-i diyaneti yardıma davet ve teşvik etmek.
□ Taban desteği ve iktidar olma şansı olmayan tabela partilerine verilecek destek, büyük tehlikeye yardım olacağından bu partilerin çok güzel programları olsa da değerlendirmeğe almamak.

Risale-i Nur ölçüleri açısından siyasette yasak olan faaliyetler nelerdir?
Bediüzzaman meşru bir hak olduğu halde Risale-i Nur hizmetleri açısından kendisinin de uzak durduğu ve talebelerine de yasakladığı bazı siyasi davranışları şu şekilde özetlemek mümkündür:
Risale-i Nur adına siyasi bir parti kurmak ve yönetime talip olmak
□ İdare ve yönetime talip olmak.
□ Mevcut partileri ele geçirerek içerisinde kadrolaşmak.
□ Siyasi amaçlı dernek ve vakıf kurmak ve teşkilatlanmak.
□ Devleti veya herhangi siyasi bir organizasyonu ele geçirmeğe çalışmak.
□ Siyasi partilerle menfaat pazarlığı yapmak.
□ İllegal örgütlenme yaparak isyan ve kalkışma teşebbüsünde bulunmak.
□ Siyasetin dinsizliğe, din düşmanlığına ve menfi ırkçılığa alet etmek.
□ Dinin ve Mukaddes mefhumların siyasete alet ve basamak yapılması.
□ Partilerle pazarlık ederek, milletvekilliği talepleri doğrultusunda menfaat amaçlı siyaset yapmak
□ Partizanlık, yani fanatik tarafgirlik yapmak.

Bediüzzaman Said Nursi nasıl bir siyaset tercih etmiştir
Bu asrımızın alimi Bediüzzaman Said Nursi Risale-i Nur eserlerinde Kur’an ve iman hakikatlerini asrın anlayışına uygun metot ve prensiplerle ispat ve ikna edici bir tarzda izah ettiği gibi, içtimai ve siyasi bünyeyi de ihmal etmemiştir. O hayatının her devresinde devrin ihtiyacına uygun olarak siyasi hayata yol gösterici, istikamet verici ve tenvir edici olarak görmekteyiz. O İslam’a hizmet metodunun bu asırda, fiili siyasete girmeden, hasbi olarak çalışmak suretiyle olacağına inanmıştır. Her şeyden evvel belirtmek gerekir ki, Bediüzzaman siyasi bir iktidar olma gayreti değil siyasete sıhhatli bir yön verme gayesi taşımıştır. Bediüzzaman parti kurmamış, herhangi bir partinin partizanı olmamış, yönetimine talip olmamış, İllegal teşebbüslerde bulunmamış, siyasilerden şahsi menfaat talep etmemiş. Talebelerini de bu şekildeki teşebbüslerden menetmiş. Bir vatandaş olarak, siyasi partileri fikri yapı ve ideolojilerine göre tasnif edip değerlendirmiştir. Onlara yol göstermiş, tavsiyelerde ve ikazlarda bulunmuş, projeler sunmuş ve aynı zamanda bir görev olarak oyunu kullanmış ve kurulan partilerden birisine de fiilen destek vermiş ve bu desteği neden verdiğinin gerekçelerini açıklayarak, talebelerinin de bu şekilde hareket etmeleri noktasında hem kavli hem de fiilî olarak yol göstermiştir. Bediüzzaman ve talebelerinin siyasetle irtibat ve alakası sadece bu hususlarla sınırlıdır. Bu gün Risale-i Nur talebeleri tarafından Risale-i Nur adına kurulmuş bir parti yoktur. Kurulmuş bir partiyi ele geçirme teşebbüsü de yoktur. Sadece mevcut partilerden birine Kur’an, İslamiyet ve vatan maslahatı gereği olarak dışardan destek ve rey verme vardır. Bediüzzaman’ın parti destekleme hususundaki faaliyet ve çalışmaları; maksat ve hedef çok farklıdır. Bu maksatlar; hürriyet ortamının muhafaza edilmesi, istibdadın önlenmesi, zararlı zihniyetlerin iktidara gelmelerinin engellenmesi ve muhafazakar, dindar, dine hürmetkar partinin iktidarda muhafaza edilmesidir.

Eskiden tehlikeler hariçten gelirdi; onun için mukavemet kolaydı. Şimdi tehlike içeriden geliyor. Kurt, gövdenin içine girdi. Şimdi mukavemet güçleşti. Korkarım ki cemiyetin bünyesi buna dayanamaz, çünkü düşmanı sezmez. Can damarını koparan, kanını içen en büyük hasmını dost zanneder. Cemiyetin basiret gözü böyle körleşirse, iman kalesi tehlikededir’. [4]

[1], [2]: Siyasette Ölçü, Mehmet Kırkıncı
[3]: Emirdağ Lahikası, Bediüzzaman Said Nursi
[4]: Tarihçe-i Hayat, Bediüzzaman Said Nursi

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
4 Yorum