İdarecilerin omuzlarındaki ağır yük: Liyakat vebali

İdarecilik şefkat, merhamet, hoşgörü, güler yüz, sevgi, barıştan yana olma, adalet, muhafazakârlık, demokratlık, hür düşünen, sorumluluk bilinci, doğruluk, çalışkanlık, disiplin ve en önemlisi ruh ve bedenen sağlıklı olmayı gerektirir. Günümüzde, yukarıda saydığımız erdemler ve ahlaki vasıfların çoğuna veya tamamına sahip olan idareci görmek nadir hale gelmiştir. Bir şehirde bir elinizin parmakları kadar ancak bulabilirsiniz. Yerel yöneticiler hariç bürokratları üst yöneticiler atamaktadırlar. Aslında bürokrat veya idareciler atanırken mutlaka yukarıda saydığımız vasıflara bakılarak atanmalıdır. Bu çok zor olmasa gerek. Ülkemizde bu değerlere ve vasıflara sahip binlerce idareci bulmak mümkündür. Yeter ki üst yönetici atayacağı kişilerde bu özellikleri arasın ve kendisi de öncelikle bunlara sahip olabilsin. Bazen istediğimiz evsafta bir yöneticinin atanmadığını görünce kendi kendimize serzenişte bulunuruz. Zaman olur ki herhangi bir yönetici ile teşrik-i mesai yaptığınızda şahsiyeti ile temsil ettiği makam arasında dağlar kadar fark olduğunu görebilirsiniz. Bu nedenle makamın temsilinde liyakat ve ehliyet çok çok önemlidir.

Gelen gideni aratır olmasın

Halk arasında bir şekilde ümitsizliğin sonucu olsa gerek ‘gelen gideni aratır’ diye bir söz söylenir. Böyle olmamalıdır, halbuki gidenin geleni aratması gerekir. Her yeni gelen gidenden daha üstün vasıflara sahip olmalıdır. Her bir yeni atama eski idarecinin yapmak isteyip de yapamadıklarını hayata geçirebilecek nitelikte olmalıdır. Maalesef dememek adına, deneme tahtası olmamak, müreffeh yarınlar için el ele vererek ‘birlikte başaralım’ ilkesini kendimize rehber edinelim.

Seçimle başa gelen idareciler

Halkın oyu ile seçilen idareciler halkı temsil ettiğinden, atanmış bürokratlara göre halk tarafından daha çok sevilirler. Genellikle seçilerek göreve gelen kişiler mevcut toplumun vasıflarını taşıyabilirler. Bu ise bize ‘nasılsanız öyle yönetilirsiniz’ sözünü aklımıza getirir. Hakikaten de çoğu zaman tarih tekerrürden ibaret olduğundan bu tarz sonuçlar ile karşı karşıya kalmak her zaman mümkündür. Yine de seçimle başa gelen idarecilerin başımız üzerinde yeri var, biz onlardan görevleri süresince halkına hizmet etmesini, dosdoğru olmasını arzu ederiz. Eğer vatandaşın işini kolaylaştırmazlarsa, görevinde kusur ederlerse zaten bir daha seçilemezler. Bu nedenle seçilemeyeceğini anlayan idareci halkın nefreti yerine onların güvenini kazanmaya çalışır. Günümüzde birçok ülkede, yerel idareciler, belediye başkanları ve muhtarlar bu şekilde halkın iradesi ile seçilerek görevlerini sürdürmektedirler. Seçilerek gelse bile görevini layıkıyla yapamayan idareciler zaten bir daha sandıktan çıkamamaktadırlar.

Atama ile başa geçen idareciler

Bir zamanlar üniversitelerimizi idare eden rektörler mevcut akademisyenlerin seçimi ile sıralamaya girer, bağlı oldukları kurum tarafından aralarından üç kişi tercih edilir, Cumhurbaşkanlığı makamına sunulur ve bu üç kişiden birisinin ataması sağlanırdı. Netice itibariyle en azından yüzde yüz seçim olmasa da, adaylar kısmen seçim ile atanmaları bakımından görevleri süresince aldıkları emanete dikkat ederlerdi. Ayrıca ikinci bir dönem yeniden seçilebilmeyi de kendilerine hedef edindiklerinden idaresi altında bulunan tüm kesimleri memnun etmeyi ihmal etmezlerdi.

Millet, vekilini nasıl seçmeli?

Daha önceki parlamenter sistemde olsun şimdiki sistemde olsun, partiler tarafından milletvekilliğine aday gösterilen vekiller o partinin delegeleri ve üst yöneticileri tarafından ön seçim yoklaması ile değerlendirilerek ancak milletvekili aday adayı olabilmekte ve ondan sonra halkın önüne çıkarak seçilebilmektedirler. Aslında milletvekili aday adaylarının, birinci turda halkın ön seçimi ile aday olabilmeleri, daha sonra en çok oyu alanların parti kontenjanından listeye alındıktan sonra diğer parti adayları ile yarışa girmeleri daha uygun olacaktır. Bu şekilde yapılacak bir milletvekili seçimi ile vatandaşların iradesi daha iyi bir şekilde parlamentoya yansıyacak kanaatindeyim.

Cumhurbaşkanı seçimi

Parlamenter sistemde, Cumhurbaşkanı parti içinden bir milletvekili veya parti dışından herhangi bir kişinin aday gösterilmesi ile parlamento tarafından seçilerek atanıyordu. Bu şekilde tam tamına halkın iradesine dayanmayan bir Cumhurbaşkanının ülkeyi yöneten başbakandan daha çok yetkilere sahip olması bir takım aksamalara neden olabiliyordu. Şimdiki sistemde halkın iradesi ile seçilen bir Cumhurbaşkanı tek çatıda toplanan yetki ve sorumluluklarını kendisini seçen halkın iradesi doğrultusunda kullanmak durumundadır. Yeniden bir daha seçilebilmesi, ayrıca gelecekte partisinin milletin gönlünde yer edinmesi için daha çok çalışacak, halka hesap verebileceğini düşünerek elinden gelen gayretleri gösterecektir. Yani kısaca tüm yetki ile bütün sorumlulukların halkın iradesi ile seçilen şahısta toplanması temsilde adaletin de gereğidir.

Siyaset kapısı hacet kapısıdır

Siyasi irade, gücünü milletten almalı ve hesabını da millete vermelidir. Siyaset kapısı hacet kapısıdır. Seçilebilmesi için millete bir takım vaatte bulunan milletvekili ve idareciler seçildikten sonra onların ihtiyaçlarını ve sorunlarını görmek, çözmek ve çareler bulmak durumundadırlar. Olaki mecburiyetten dolayı vatandaşın problemine çözüm bulamayacaksa onlara manen destek olmalı, ümit ve teselli kaynağı olabilmelidirler. Vatandaşın yanına seçimden seçime uğrayan, milletin ve vatanın problemlerine sırtını dönen bir milletvekili sandığa gömülmeye mahkûmdur. Kimin himmeti milleti ise o tek başına bir millettir. Her bir vekil kendisini tüm milleti kadar yüce ve onurlu görmelidir. Onların üzüntülerini, dertlerini ve kederlerini paylaşmalı ve hafifletmelidir. Elinden geldiği kadar kendisine oy versin veya vermesin tüm vatandaşları eşitlik ilkesince kucaklamalı ve onların yükünü hafifletmelidirler.

Rabbim milletimize ve vatanımıza layık olabilecek, çalışkan, dürüst idarecileri bizlere yönetici olarak nasip eylesin. Amin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
7 Yorum