Depremin Düşündürdükleri-3

Hasar tespit çalışmaları hızlı ve adil olmalıdır

6 Şubat depreminden en az etkilenen illerden birisi de Şanlıurfa olması itibariyle, birinci ve ikinci deprem sonucunda şehrimizde 19 bina yıkıldı, 340 insanımız vefat etti. Ayrıca yapılan incelemeler sonucunda deprem anında kullanılamayacak bina sayısı 253, ağır hasarlı acil yıkılacak bina sayısı ise 1122 kadardır. Valilik tarafından yapılan açıklamalarda her iki deprem sonucunda hasarsız ve hafif hasarlı binalara girilebileceği, orta hasarlı binaların belki güçlendirilerek girilebileceği, ağır hasarlı binalara ise kesinlikle girilemeyeceği belirtildi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından görevlendirilen hasar tespit ekipleri depremin ikinci haftasında binaları kontrol etmeye başladılar. Kontrolü biten binalara karekod yapıştırılıp o bina hakkında verilen kararın sonucu e-devlet portalı üzerinden bina sakinleri tarafından bir gün sonra görülmeye başlandı. Süreci takiben hasarlı ve az hasarlı binalarda hasar tespiti yapılmış konutlara hane başı destek ödemesi kapsamında hesaplarına veya TC numaralarına 10 bin TL yardım tutarı aktarılacağı bildirildi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının web sitesinde deprem nedeniyle meydana gelen hasar ve zararların kategorisi şu şekilde sınıflandırılmıştır.

Hasarsız Binalar: Deprem nedeniyle herhangi bir hasar meydana gelmeyen binadır. (Depremden önce oluşan binadaki hasarlar ve kusurlar değerlendirilmez.) Binanın kullanılmasında bir sakınca yoktur.

Az Hasarlı Binalar: Deprem nedeniyle binanın boyasında, sıvalarında ve duvarlarında oluşan ince çatlaklar ile duvarlardan düşen sıvaların olduğu binalardır. (Depremden önce oluşan binadaki hasarlar ve kusurlar değerlendirilmez.) Binanın kullanılmasında bir sakınca yoktur.

Orta Hasarlı Binalar: Deprem nedeniyle binanın duvarlarındaki yarıklar ile taşıyıcı elemanlardaki ince çatlakların olduğu binalardır. Depremden önce oluşan binadaki hasarlar ve kusurlar değerlendirilmez. "Orta" hasarlı yapıda taşıma gücündeki azalma giderilmeden (yapı onarılmadan) ya da güçlendirilmeden yapı kullanılmamalıdır. Eşyaların tahliyesi gerçekleştirilebilir.

Ağır Hasarlı Binalar: Deprem nedeniyle binanın taşıyıcı elemanlarındaki geniş ve yaygın kesme kırılmalarının / ayrılmaların olduğu binalardır. "Ağır" hasarlı yapıların onarılmaz taşıma gücü kaybı ve geri (dayanım ve ekonomik açısından) alınamaz hasarları olan binalar olarak tanımlanır.

Acil Yıkılacak Binalar: Deprem nedeniyle binanın taşıyıcı elamanlarının büyük oranda kalıcı yer değiştirerek kısmen veya tamamen yıkıldığı binalardır. Hiçbir şekilde kullanılması mümkün olmayan bu binaların içine girilemez ve eşyaların tahliyesi gerçekleştirilemez denilmektedir.

Şanlıurfa’da ikamet etmemiz itibariyle deprem sonrası üç-dört gün bazen araçta bazen bitişiğimizde olan Sosyal Hizmet Merkezinde misafir olarak kaldık. Apartman sakinleri olarak bodrum katını, dış cepheyi ve merdiven aralığını kontrol ettik, gözle görülür bir problem olmadığını gördük. Daha da emin olmak için yakın bir dostum olan inşaat mühendisi ile birlikte kapsamlı bir şekilde kontrol ettik. Bu kontrolde teknik olarak binanın bodrum, zemin ve birinci katlarının taşıyıcı kolonlarını yarım saat içerisinde kontrol edebildik. Bundan sonrasında bina sakinleri olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığından resmi görevlilerin gelmesini bekleyerek binaya girmedik.

Görevli personeller ancak 10 gün sonra incelemeye gelmişler. Bina giriş kapısına yönetici ile beraber iki kişinin telefonunu asmamıza rağmen kontrole gelen görevliler hiç kimseyi aramadı. Bina sakinlerinden birisinin tesadüfen gözlemine göre birkaç kişi binaya girmiş ve dış kapıya karekod yapıştırarak gitmiş. Hasar tespit sonucunu e-devletten bir gün sonra baktığımızda binamız için hasarsız olduğu bilgisini gördük. Ancak bina sakinleri, bodrum, zemin ve birinci katı incelenmeden nasıl bu şekilde karar verildiğini düşünerek resmi olarak Çevre Şehircilik İl müdürlüğüne itirazlarını yaptılar. Bizim binamızda ara merdivenlerde ve bazı konutlarda fayansların kırılıp döküldüğü, yer yer duvarlarda çatlamaların olduğu, boyalarda ise deformasyon meydana geldiği görülmekteydi. Yani az hasarlı tanımına uygun bir durumu söz konusu idi. Burada anlaşılacağı üzere görevlilerin acele ederek tam esaslı inceleme yapmadan, üstün körü hasarsız diyerek geçip gittiklerini tahmin ediyoruz. Apartman sakinleri olarak biz paranın peşinde değiliz ancak binamızın usul ve esaslar çerçevesinde yeniden incelenmesini ve ona göre gönül rahatlığı ile yapmamız gerekenin ne olacağını bilmemiz gereği üzerinde hem fikir olduk.

İkinci şahit olduğum husus; aynı şehirde aynı ilçede bir başka mahallede kendi kiraladığım konutun yer aldığı binanın yöneticisi; kontrol için görevlilerin geleceğini bana bildirerek kapıyı açık tutmamızı istediler. Hakikaten gözümün önünde mahallede yer alan her bir bina, bodrum, giriş kat ve birinci kat olmak üzere her iki taraf da simetrik olarak en az yarım saat incelendi. Sonuç olarak tahmin ettiğimiz gibi karekod numarasından ve e-devlet üzerinden az hasarlı olarak yazıldığını gördük. Hakikaten de kiraladığım konutta yer yer duvarlarda çatlamaların, fayanslarda ve sıvalarda dökülmelerin olduğunu daha önceden ben bile fark etmiştim. Bana göre bu kararın yerinde olduğunu söylemem mümkündür.

Diğer üçüncü bir örneğimiz; Başka bir ilçemiz Haliliye’de yer alan bizzat kiralamış olduğumuz konuttur. Deprem sonrasında bu konutu şahsen dışarıdan ve içeriden gözlemlediğimde herhangi bir hasar ve çizik görmedim. Komşularımızın da benimle aynı kanaatte olduklarını duydum. Ancak daha sonradan dış kapıya yapıştırılan karekodun ne anlama geldiğini e-devlet üzerinden incelediğimizde az hasarlı olarak kayıtlara geçildiğini gördüm.

Özetle; gördüğüm ve yakinen şahit olduğum her üç hasar tespit incelemesinde de verilen kararların ancak birinde isabet edildiğini, diğerinde hasarsız iken az hasarlı, kalan diğerinde ise az hasarlı iken hasarsız olarak karar verildiğini düşünüyorum. Burada görevlendirilen hasar tespit görevlilerinin acele etmemesi, incelemelerini hakkıyla, usul ve esaslara göre yapmasını, bina sakinleri ve yönetici huzurunda haber verilerek en azından binanın bodrum, giriş ve birinci katlarının taşıyıcı kolonlarının kontrol edilmesi gerekir düşüncesindeyim. Detaylı incelemeler yapılırsa gerçekten hasarsız olan bina ve konut sahiplerine/kiracıya boş yerine devletin parası ödenmeyecek, aynı zamanda gerçekten az hasarlı olan bina ve konut sahiplerinin de hak ettikleri yardım tutarı ödenmiş olacaktır.

Şunu da ifade etmek gerekir ki bulunduğumuz ilde vatandaşlar bir an önce bina ve konutlarının hasar tespitinin yapılarak evlerine geçmesini istediklerinden böyle bir aciliyet söz konusu olabilir. Ama yine de burada yetkililerin raporlamalarını yeterli inceleme yapmadan vermemeleri gerekmektedir. Bunun yerine daha fazla ekiple, hızlı bir şekilde karar vermelerinde yarar var kanaatindeyim. Bazı göz açık mülk sahipleri, evim hasarlı gözükmesin, satarken değeri düşer diye evinin hasarlı iken hasarsız gösterilmesini isteyebiliyor. Yine bazı göz açık kişiler gerçekten evinin hasarsız olmasına rağmen az hasarlı gözükmesini isteyerek devletin yardımına göz dikebiliyor. Zaten hasar tespit sonuçlarına göre konut sahipleri e-devlet ve Çevre Şehircilik İl Müdürlükleri üzerinden itirazlarını bir ay içerisinde yapabilirler denilmektedir. Bakalım bu itirazlardan sonra görevliler ne zaman gelirler, ne karar verirler, bunu da zaman gösterecek. Önemli olan hakkın yerini bulmasıdır. Rabbim bizlere tüm ülke olarak bu acı günleri yaşadığımız şu günlerde sabır, doğruluk, adaletten yana tavır almayı, metanet, güç ve kuvvet versin. Amin.

Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere… Allah’a emanet olunuz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
3 Yorum