M. Maruf ÖZÜLKÜ

M. Maruf ÖZÜLKÜ

Günü bayram eylemek

Allah'ın her günü güzeldir.
Bazı günler daha da güzeldir.
O günleri, güzel yapan, anlamlı kılan ihtiva ettiği manadır.
Bayram, günü şenlendiren, coşkulu kılan kutsi bir olgudur.
Bazen vaat edilen bir andır...
Bazen kurtuluştur...
Bazen anmadır...
Bazen de kutlanan bir finaldir...
 
Cennetten günlerdir bayram günleri.
Mesela, Ramazan ve Kurban bayramları...
 
Sahura, iftara, oruca, Kur’an'a, adanmış bir ayın ardından gelir, Ramazan Bayramı...
Manevi feyiz ve bereketin zirveye çıktığı, son on gününde Kadir Gecesini saklayan, kıymetpaha bir şehr-i Yar'dan sonra ikramdır, Ramazan Bayramı...
 
Bu gün Ramazan Bayramı...
Bu gün, gönlümüzce bayram edeceğimiz gündür.
Sevineceğimiz, seveceğimiz, sevileceğimiz gündür.
Sevdiklerimiz ile bir araya gelip tatlı tatlı söyleşeceğimiz gündür.
Unutulanları, kimsesizleri, mazlum ve mağdurları, hatırlayacağımız onlara şeker uzatacağımız gündür.
Bir kahvenin hatırını bayram şekerleri yüklemiş omuzlarına bugün.
Aslında muhabbet şahane, şeker bahanedir...
 
"Bayram gelmiş neyime
Anam anam garibem..."
Her bayram gurbet ehlini hüzne boğan bu türküye bendeniz "bayram isotu" diyorum. Acı ile bayram birlikte olur mu diyebilirsiniz. Efendim acı olmadan tatlı anlaşılmaz.
Bayramlar bu anlamda da tatlıdır.
Gurbet ehline geride bıraktıkları eli öpülesi değerlerini, kıymetli sevdiklerini hatırlattığı ve ehemmiyetlerini ihsas ettiği için...
Bu minvaldeki acılar tada tat katar ve insanın his dünyasını olgunlaştırır. Şair boşuna dememiş:
"Melali anlamayan nesle, aşina değiliz." 
 
 ***
 
Gurbette bayramı yaşama konusunda söz, Yahya Kemal Beyatlı'nındır.
Yıllarca diplomatlık yaptığı için çok sevdiği yurdundan ve bahusus selâtin camilerden ayrı kalan Şair, bu acıyı açık bir dille ifade eder:
 
"Artarak gönlümün aydınlığı her saniyede
Bir mehabetli sabah oldu Süleymaniye'de
Kendi gök kubbemiz altında bu bayram saati..."
 
Yahya Kemal, bayram sabahı camiye namaza gelen mü'minlerin gelişini de pek güzel tasvir eder:
 
"Kimi gökten, kimi yerden üşüşüp her kapıya,
Giriyor, birbiri ardınca, ilahi yapıya.
Tanrının mabedi her bir tarafından doluyor,
Bu saatlerde Süleymaniye tarih oluyor."
 
Mü'minlerin bayram boyunca aşkla vecdle okuduğu teşrik tekbirlerinin güzelliğini de farketmektedir.
 
"Dili bir, gönlü bir, imanı bir insan yığını
Görüyor varlığının bir yere toplandığını;
Büyük Allah'ı anarken bir ağızdan herkes
Nice bin dalgalı Tekbir oluyor tek bir ses;
Yükselen bir nakaratın büyüyen velvelesi,
Nice tuğlarla karışmış nice bin at yelesi!
Gördüm ön safta oturmuş nefer esvaplı biri
Dinliyor vecd ile tekrar alınan Tekbir'i
Ne kadar saf idi siması bu mu'min neferin!"
 
Eskiye ait ne varsa reddeden-yasaklayan diktaya karşı, o, hasretle, hürmetle ve ihtirasla yad etmektedir hissettiklerini. Kendi tefekkür yapısını, "Kökü mazide olan bir ati" biçiminde ifade eden Beyatlı, eski fetihlerin coşkusu ile yaşadığı devrin hüzün ve melalini birlikte yaşamaktadır.
 
Şiirin sonunda vatanın birliği için esrarlı formülü de dile getirir:
 
"Ulu mabedde karıştım vatanın birliğine.
Çok sükür Tanrıya, gördüm, bu saatlerde yine
Yaşayanlarla beraber bulunan ervahı.
Doludur gönlüm ışıklarla bu bayram sabahı."

***

Efendim, bayramınız...
Sevdiklerinizle tatlı tatlı kaynaşıp hasbihal ettiğiniz...
Garip-gurebayı gözettiğiniz...
Yaşlılarınızı ziyaret ettiğiniz...
Yumurcakları neşelendirdiğiniz...
Komşularınıza uğradığınız...
Ve kendinizle hayatı konuştuğunuz güzellikte olsun dileğinde bulunuyorum.
 
Bu düşüncelerle RisaleHaber okuyucularımızın, ülkemizin İslam Aleminin bayramını tebrik ediyorum.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.