Gündemimizin ilk maddesi?

Bu gün de; çok önem verilmesi ve sürekli gündemde tutulması gerektiği halde, en çok ihmal ettiğimiz, çok gerekli ve gayet ciddi bir konuyu ele alacağız.

• Her birimiz, her an SINAVDAYIZ, yani devamlı imtihan durumundayız.
Bu asla bir iddia değil, gerçeğin tâ kendisidir.
Üstelik bu söz falanca filozofun, profesörün, akademisyenin veya herhangi bir fânî mülkî âmirin ve herhangi bir kralın sözü değildir.
Tüm Kâinatı, seni-beni ve bizlerin muhtaç olduğumuz her şeyi bizler için yaratan, şu dünya âleminin ve mutlaka gideceğimiz âhiret âleminin sahibinin kesin sözleridir…
• Enbiyâ sûresi, 35. Âyet: Her canlı ölümü tadacaktır. Bir deneme olarak sizi hayırla da, şer ile de imtihan ederiz. Ve siz, ancak bize döndürüleceksiniz.
Âl-i İmrân sûresi, 186. Âyet: Andolsun ki, mallarınız ve canlarınız konusunda imtihana çekileceksiniz; sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve müşriklerden birçok üzücü sözler işiteceksiniz. Eğer sabreder ve takva gösterirseniz, muhakkak ki bu, (yapılacak) işlerin en değerlisidir.
• İnsan sûresi, 2. Âyet: Gerçek şu ki, biz insanı katışık bir nutfeden (erkek ve kadının dölünden) yarattık; onu imtihan edelim diye, kendisini işitir ve görür kıldık.
Ankebût sûresi, 2. Âyet: İnsanlar, imtihandan geçirilmeden, sadece "İman ettik" demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sandılar?
• Tevbe sûresi, 126. Âyet: Onlar, her yıl (ayrıca) bir veya iki kez (çeşitli belalarla da) imtihan edildiklerini görmüyorlar mı? Sonra da ne tevbe ediyorlar ne de ibret alıyorlar...

Gördüğünüz gibi, işin hiç şakası yok! Üstelik kaçışı da yok...
Mademki gerçek böyle, ÖSS’de, şoför sınavında, komando sınavında, hosteslik, hemşirelik, memurluk veya her hangi bir işyerine giriş sınavında davranıldığı gibi, bu konuda da çok hassas, bilinçli ve temkinli davranmak zorundayız.
Üstelik de, yukarıda bahsettiğimiz sınavların tekrarı mümkün. Hattâ bazılarını kazanamadığımızda, defalarca bile sınava girebiliriz.
Ayrıca, kazanamasak da dünyanın sonu değil ki!
Fakat bu ciddi sınavın ne tekrarı var, ne de imtiyazı! Ne de rüşvetle kazanılması, asla mümkün değil! Kazanamama ihtimalini ise asla aklımızdan bile geçirmemeliyiz.
Çünkü farkında olsak ta olmasak ta, bu sınav sadece tek bir defa yapılmaktadır.
Şu an her birimiz, o sınavın içindeyiz.
-“Hayır! Ben sınanmak istemiyorum. Sınavdan çıkıyorum ve başkasının dünyasına gidiyorum” deme şansımız hiç yok…

Evet, durum gerçekten çok ciddi! Üstelik çok karmaşık ve fitnelerle dolu bir asırdayız.
Asrımızda; ölenlerin bu sınavı kazanma oranının % 3-4 olduğu, güvenilir keramet ehli tarafından keşfedilmiş. Yani %90’dan fazlası bu sınavı maalesef kaybediyor!...
• Mademki durum böyle, mutlaka kazanmamız için neler yapmamız lazım?
Ne kadar gayret sarf etmemiz lazım? Rabbimizden bize her gün bahşedilen 24 saatin, kaç saatini bu ciddi konuya ayırmamız lazım?
Bunları mutlaka programımıza almak sorundayız...

• Evet sevgili dostlar, gündemimizin en önemli maddesi ve en mühim derdimiz bu sınav olmalı, değil mi? Peki, çözüm nedir?...
Çözümün de en iyisini, aslında her birimiz çok iyi biliyoruz. Çünkü, gayet basit!
• Diğer sınavlar için neler yaptığımıza bir bakalım ve birlikte düşünelim:
Öncelikle; sınav konusunda bilmemiz gereken her şeyi, tüm ayrıntılarıyla öğreniyoruz.
Eksiksiz, yanlışsız ve kusursuz olması için, çok daha iyi bilenlere müracaat ediyoruz. Gerektiğinde bir sürü para veya zaman harcıyoruz. Bazen, sözü geçen bir yardımcı arıyoruz. Başkasının kâğıdından kopya çekmiyoruz, yani gözümüzü sadece meşru yerlere baktırıyoruz. Sınav sahibinin emirlerine göre hareket ediyoruz.
Sınav sahibinin hoşlanmayacağı giysileri bile giymemeye dikkat ediyoruz. Değil mi?
İşte şu İlâhî sınavda da, bu kriterlere azamî bir ciddiyette dikkat etmek zorundayız.
Çok ta zor değilmiş ve zaten bildiğimiz ve istediğimiz zaman becerdiğimiz şeylermiş. Yeter ki bu konuda GAFLETE düşmeyelim. Ülfet hastalığına yakalanmayalım!...

Bu konuya çok önem vermenin, sosyal avantajları o kadar çok ki! Saymakla bitiremeyiz. Ben sadece birkaç örnek vereceğim, sizler bunları çoğaltabilirsiniz…
1. Sınav titizliğinde hareket eden bir kimse, bir başkasını hiç incitebilir mi?
2. Her hareketinin, sınavın bir parçası olduğunu bilen bir kimse, hiç yalan söyleyebilir mi? Müşterisini kandırabilir mi?
3. Eşini üzebilir mi? Harama bakabilir mi?
4. Hırsızlık veya gasp yapabilir mi?
5. İftira, gıybet veya yalancı şahitliği yapabilir mi?
6. İllâ benim takımım galip gelsin, illâ benim partim kazansın, illâ benim dediğim olsun diye, şike, haksızlık veya darbe yapabilir mi?
7. Masum halka eziyet edebilir mi?
Üç günlük dünya menfaati için, ebedî hayatını Cehenneme çevirebilir mi?...

Çok net olarak görülüyor ki; her insan sınavda olduğunun idraki içinde hareket eder ise hem dünyadaki sosyal hayatı düzene giriyor. Huzurlu ve mutlu bir hayat sürüyor.
• Hem de mutlaka gideceği yer olan ebedî âlemdeki hayatını, Cehenneme çevirmekten kurtuluyor. O ebedi hayatını, ebedî bir Cennete çeviriyor…

• Madem bu kadar kolay, niçin çok kimse bu sınavı kazanmaya pek yanaşmıyor?
Bizlere bu sınavı kaybettirmek için, sürekli pusu halinde üç büyük düşmanımız var.
1. Şeytan. Yaptırım gücü olmamakla beraber, çok dessas, vesveseci ve çok aldatıcıdır. Yanlışları zevkli ve şirin gösterir. Bizi hep haklı hissettirir.
2. Nefsimiz. Yani, sınav gereği bize yön veren iki içgüdümüz var. Birisi vicdandır, diğeri ise nefis. Vicdan, melekî duygularla iyilikleri fısıldar. Nefis ise şeytanî duygularla kötülükleri fısıldar. (Yaptırım güçleri yoktur, karar tercihini insan kendisi yapar.)
3. Şeytanın esiri olmuş kişiler, kurumlar ve kuruluşlardır. Yani; Tv. İnternet, kötü neşriyat, kötü ortam ve arkadaşlar, dînî duygulardan soyutlanmış olan ulûlemr. Vs.
İşte böylesine ciddi bir sınavda olan insan, bu üç düşmanın karşısına, şuurlu, bilinçli ve kararlı bir şekilde dikildiği zaman bu sınavı da kazananlardan olacaktır. İnşallah.
Bu konuda; televizyonlu odadan, televizyonsuz odaya geçmek bile, bir nevî hicrettir…
Yüce Allah c.c. hepimizin YÂR ve yardımcısı olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.