Feci Hac İzdihamı Ortadoğu’daki Eski Rekabetleri Nasıl Besliyor?

Feci Hac İzdihamı Ortadoğu’daki Eski Rekabetleri Nasıl Besliyor?

Mekke’de bu seneki kutsal Hac mevsiminde gerçekleşen korkunç izdihamda ölenlerin sayısı hala artmakta. Geniş ve dolu kase görünümündeki ve bir çöl ovası olan Mina’da 700’den fazla hacı ezilerek can verdi.

Risale Haber - Haber Merkezi 

Meslektaşlarımın açıklamalarına göre bu bölge haccın önemli bir rüknüdür:

Hz. İbrahim’in yaptığı şeytan taşlama hac rüknünü gerçekleştirmek için büyük bir kalabalık 160.000’dan fazla çadırı geniş bir alana kuruyorlar.

İbadet sırasında hacılar üç aşamada sembolik olarak şeytana çakıl taşı atarlar. Mina bölgesinin dar sokaklarında böyle büyük kalabalıkların olması bu rüknü haccın en tehlikeli kısımlarından bir yapar.
İzdihamda sıkışan Iraklı Hacı Radhi Hassan telefonda “ Öleceğimi düşündüm. İnsanları iterek kendimi dışarı çıkarabildim.” dedi.

Suudili yetkililer son yıllardaki en trajik olaylardan ve büyük felaketlerden biri olan izdihamın nedenini bulmak için soruşturma başlattılar. İki hafta önce de Mekke’deki ana cami yakınındaki bir vincin devrilmesi ile 100’den fazla insanın ölümü gibi bir feci aksilik yaşanmıştı.

Trajedinin ardından dikkatler hac organizasyonun kapasitesi ve hacı sayısına yoğunlaştı. 1930’larda 30.000 insanın toplandığı hac organizasyonunda 2012 yılında bu sayı 3 milyona yükseldi.  Suudilerin ülkedeki kutsal mekânların altyapısı için milyarlarca harcama yapmaya çalışmalarına rağmen hala sistem risk taşımaktadır ve bundan dolayı bir suçlama yarışı başladı.

Suudi Arabistan'ın Merkez Hac Komitesi Başkanı Prens Halid el-Faysal "Afrika milletlerinden bazı hacılar." diyerek bir hedef gösterdi.

Bu arada uzun süredir Suudi Arabistan’la bölgede rekabet ve hâkimiyet mücadelesi veren İran’ın bazı yetkilileri yüksek sesle Suudi Arabistan’ın suçlu olduğunu ve hesap vermesi gerektiğini söylediler. İranlılardan onlarca bir resmi yetkiliye göre 100 kadar hayatını kaybeden kişi bulunmaktadır.

İran Hac Organizasyonunu Başkanı Sadi Ohadi “ Bugünkü olay kötü bir yönetimi ve hacılarının güvenliğinin ciddiye alınmadığını göstermiştir. Söylenecek başka bir şey yok. Suudili yetkililer sorumlu tutulmalıdır.”
Lübnan medyasından alıntı yapan İran devlet televizyonu karmaşa ve izdihamın potansiyel nedeninin Suudi veliahdının olaya yakın bir zamanda orada olması ile ilişkilendirdi.

İran Şii teokratik bir devletken Arabistan krallığı katı bir Sünni anlayışı temsil etmektedir ve bu iki ülke arasındaki mezhep ayrılığı düşmanlığı şekillendirmektedir. 1987’de Mekke’de gerçekleşen Şii hacılarla Suudi güvenlik güçleri arasındaki çatışma 275 İranlı hacı olmak üzere yüzlerce kişinin ölümüne yol açtı.

Bitmek bilmez söz savaşlarının bir parçası olarak önemli bir İran din adamı bu yılın başlarında kutsal mekân Mekke ve Medine’nin “ Suudi rejiminin tahakkümünden ve hizmetinden kurtulup özgürleşmesi” için çağrı yaptı.

Ayetullah Javadi Amoli de Yemen’deki Suudi müdahalesinden dolayı Suudi Kraliyet ailesini kınadı. Yarı resmi Mehr Haber Ajansı’na göre Amoli: Şu anki mesul Suudiler put evine çevirenler ve içkili şenliklerde sarhoş olup şımaranların torunlarıdır. Şu anki sorumluların büyük-büyük babaları kumarda muhafızlığı kaybeden ve onu birkaç içki tulumuna satanlardır.

Mekke ve Medine’deki iki caminin muhafızlığı Suudi kraliyetine siyasi ve bölgesel büyük bir meşruiyet vermektedir. Öte yandan büyük İslam tarihinde hac bölgesinin koruyuculuğu onlara yakın zamanda geçmiştir. Yüzyıllarca Osmanlı İmparatorluğu egemenliğinde olduğundan ve Perşembe günü Ankara Belediye Başkanı attığı tweetle Mekke sorumluluğu Türkiye’ye verilmesi gerektiği çağrısında bulundu.

Kutsal şehirlerde Suudiler tarafından yapılan büyük inşaat projelerin dünyanın birçok yerindeki Müslümanları kızdırdı. Bir yorumcunun dediği gibi eski türbe ve kabirlerin tahribi Mekke’nin tarihini ve dini ve kültürel zenginliğini yok etmektedir.

Bu ayın başındaki vinç kazasından sonra önemli bir Mısırlı din adamı bölge idaresinin Müslüman devletlerden seçilmiş bir heyet tarafından yapılmasını önerdi.

Mısır Vakıf Bakanlığı danışmanlarından Şeyh Salman Muhammed sert bir ifadeyle “ Son yıllarda hac sezonunda birçok hatalar yapılmıştır. Kanlı Cuma olayı ilk hadise değildir ve sonuncusu da olmayacaktır.” dedi.
 

Ishaan Tharoor- The Washington Post
Çeviren: Arafat Deniz

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.