Fakültedeki fasıklar bekasızdır, perde arkasında Risale-i Nurlara çalış

Fakültedeki fasıklar bekasızdır, perde arkasında Risale-i Nurlara çalış

Said Nursi'den Selahaddin Durdu'ya

RİSALEHABER

Hakkın rahmetine kavuşan Son Şahitlerden Selahaddin Durdu Hoca, 1956 yılında Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri ile Emirdağ'da görüşmüştü.

Durdu Hocaefendi Bediüzzaman’la görüşmesini Ömer Özcan’ın Ağabeyler Anlatıyor kitabında şöyle anlatmıştı:

Bu muhsin, muhlis, mü’min kardeşimizi kim buralara yollamış?

Sene 1956. Üstad Emirdağ’da bulunuyordu. Ben Ankara İlâhiyat Fakültesi 3. sınıf talebesiyim… Yaz aylarından biriydi. Emirdağ’a gittim. Kısa bir seyahate çıkmış olan Üstadı Emirdağ’da kardeşlerin dükkanında bekledik. Avdet ettikten sonra bizleri çağırmaya gelen ağabeyin refakatinde Üstad Hazretlerinin yanına vasıl olduk. Şarktan gelmiş olan bir kardeşimizle dükkandan itibaren berberdik. 

Üstad Hazretlerinin huzuruna girdik. Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri karyolada yastıklara yaslanarak oturuyordu. Ayaklarını örten bir örtü vardı. Ellerini öptükten sonra, yere oturduk. Altımıza minder verdiler. Üstad bizimle konuşmak veya bize bakmak için hafifçe başını sağa döndürüyordu. Gözleri parlaktı… Yanındaki bir yere, bir ağabey oturdu. Üstadın sözlerini yüksek sesle bize tekrar ediyordu. Tanışma faslından sonra, Üstad, bana doğru bakarak, bizim de duyduğumuz bir sesle: “Bu Muhsin, muhlis, mü’min kardeşimizi kim buralara yollamış? Risale-i Nurları okumak benimle on kere görüşmek gibidir. Kendisini kardeşliğe kabul ettim…” buyurdu.

Bid’atçı fasıklar zayıf ve bekasızdır, perde arkasında Risale-i Nurlara çalış

Ben ziyaretimin ikinci sebebi olan, bid’acı hocaları Üstad’a şikayet ettim. “Hep felsefe okutan, ûlum-u diniye okutmayan ve dinimizin mübarek rükünleri olan şahsiyetlere dilleriyle hücum eden, bid’atçı hocaları…” Üstad’a anlattım. Ve “yurt dışındaki bir üniversitede tahsil için müsaadelerinin olup olmadığını meşveret etmek istediğimi…” söyledim.

Üstad bana hitap ederek, “Fakültedeki bid’atçı fasıklar zayıf ve bekasızdır. Bu kardaşımız doğru söylüyor. Sen onları mağlup edeceksin. Yalnız perde arkasında Risale-i Nurlara çalış” buyurdu. Üstad bunları söylerken, aynı zamanda açık bir keşif ve keramet izharı vardı. Bu cevabı ile sanki üniversitede vazifeli bir profesör gibi işin iç yüzünü açıklıyordu. Böylece meselemize de cevap verilmiş oluyordu. Hakikaten münkirane, zalimane olarak dinimiz hakkında konuşanlar zamanla hep def olup ayrıldılar. Yerlerine daha iyi ve ehliyetli hocalarımız geldiler. 

Sonra Üstad Hazretleri bizim mekteplere muallim olacağımızı anlamış olmalı ki: “Muallimler için ya alây-ı illiyyin veya esfeli sâfilin vardır, ortası yoktur. Şimdi ailede ana-baba evladına lüzumlu ulûm-u diniyeyi öğretemiyor. Mektepler de öyle. Onun için vazife muâllimlere düşüyor” buyurdu. 

Sizin buralara kadar gelmeniz bana hediye demektir

Daha sonra Üstad Hazretleri, “Rusya’da esarette iken, esir kampında, Rus’un Başkumandanı Nikola Nikolaviç’in kamp ziyareti sırasında, ayağa kalkmadığı…” hâdisesini bizzat anlattı. Kendi ağzından dinledim. Onu Tarihçe-i Hayatta okumuş ve dinlemiştim. Yine zevkle ve heyecanla dinledim.

Üstadın konuşmalarından sonsuz bir haz duymuştuk. Sonra arkadaşa veda işareti yaptım. Kalkalım dedim. Üstad ise, hizmet eden ağabeylere; “yemek getirin, üzüm getirin…” buyuruyordu. Biz o zaman ki aklımızla, “karnımız tok Üstadım…” gibi bir şeyler söyleyip ayrılmak istiyorduk. Aslında rahatsız etmemek için ve utandığımızdan ayrılmak istiyorduk. Yine de Üstad bize ders vermeye devam etti. “Sizin buralara kadar gelmeniz bana hediye demektir. Benim hediyeye mukabele etmem lazımdır.” Buyurdular. Ve o zaman iki öğün yemek yenebilecek kadar olan 50 kuruş ile, bir miktar bisküvi verdiler. Ellerini öpüp veda eyledik. Arkamızdan bizi, “evden tek tek çıkınız” diye kaz ediyordu. 

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
3 Yorum