Yeni Bir Bakış Açısıyla Ders Kitapları

Malumdur ki her millet dünya durdukça kendi maddi ve manevi değerleriyle var olmanın niyeti, çabası ve gayreti içindedir. Değerlerinden, kültüründen, hele ki vicdânî ve ahlâkî erdemlerden yoksun olan bir millet payidâr olamaz. Olsa da insanlığın hizmeti için bir faydasının olması mümkün değildir. Bizler ki gemileri karadan yürüten, medeniyetlere yön veren, gemileri yakarken gittiği kıtalara zulmü değil, adaleti ve bilimi götüren Tarık Bin Ziyadlar’ın, Selahaddin-i Eyyubiler’in, Fatih Sultan Mehmetler’in torunlarıyız. Elbette fen bilimlerinde gece gündüz demeden en zirvede olmak için gecemizi gündüzümüze katacağız. Ama aynı anda değerlerimizi, inancımızı, bizi biz eden asıl varlığımızı hem akıl hem de vicdanın rotasından şaşırmamanın yollarını da elden bırakmayacağız. Bu bizim asıl vazifelerimizdendir. Zira: “Vicdanın ziyası, ulûm-u diniyedir. Aklın nuru, fünûn-u medeniyedir. İkisinin imtizacıyla hakikat tecellî eder. İki cenah ile talebenin himmeti pervaz eder. İftirak ettikleri vakitte; birincisinde taassub, ikincisinde hile, şüpheler tevellüd eder.”

Yıllardır ders kitaplarımız; ateizmin ve deizmin asıl sebeplerinden olan materyalizmin ve darvinizmin etkisinden kurtulamadı. Asıl acı olan durum da bu fikirlerin birer fikir değil de sanki iki kere iki dört eder derecesinde sabit olan birer bilimsel gerçekmiş gibi lanse edilmesi idi maalesef. Bunları dillendirmeyen eğitimci ve akademisyen kesimin bilimsel kimlikleri acımasızca sorgulandı, bunları dillendirenler ise ne olursa olsun sanki birer dâhiymiş gibi tanıtıldı. Elbetteki bütün bunlar birer çalışmanın planlı neticesi olduğundan kimsenin şüphesinin kalmaması lazım. Bizim bu ders kitaplarını yazarken maksadımız sadece bunlarla mücadele etmek mi? Elbetteki hayır. Kusursuz ve muhteşem bir planla yaratılan bu güzelim Kâinatımıza, tabiatımıza sahip çıkmak ve asıl sahibinin rızası dairesinde olan sorumluluklarımızı bilmek ve uygulamak.

Kâinat’ta her dem kelime-i tayyibe ile kelime-i habisenin çarpışması ve mücadelesi sözkonusudur. Bunlardan hangisi ağır gelirse maalesef zihinler, niyetler, fiiller ihtiyari ya da gayr-i ihtiyari olarak o tarafta ilerler. Mesela İmam-ı Gazali’nin içtihadına göre felsefede batan ve inancına zarar dokunan İbn-i Sina gibi tıp alanında bir dahi-yi azam tıbbı: يَا بَنٖٓي اٰدَمَ خُذُوا زٖينَتَكُمْ عِنْدَ كُلِّ مَسْجِدٍ وَكُلُوا وَاشْرَبُوا وَلَا تُسْرِفُواۚ اِنَّهُ لَا يُحِبُّ الْمُسْرِفٖينَࣖ (٣١)

“Ey Âdemoğulları! Her namaz kılacağınızda güzelce giyinin, yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü Allah israf edenleri sevmez.” (Araf, 31) ayeti kerimesini ve “Yediğiniz vakit az yiyin, acıkmayıncaya kadar yemeyin” Hadis-i Şerifi’ni tefsir ederek açıklamıştır.

kitap.jpg

“Tıp bilimini iki satırda topluyorum: yediğin vakit az ye, yedikten sonra 4-5 saat daha yeme. Çünkü şifa hazımdadır. Vücut için en zararlı şey acıkmadığı hâlde üst üste yemek yemektir” diyen İbn-i Sina İslamiyet’in bu perspektifinde ilerlemiş ve günümüz diyet programının da adeta sınırlarını belirlemiştir.

Kitaplarımızı hazırlarken üsluba, kelimelerin geçmişine, terimler kullanılırken bilinç altına bıraktığı tesire, subliminal mesajlara, resim ve fotoğrafların orijinalliği ve müsbet oluşuna titizlikle dikkat edildi. Uzun bir çalışmanın, mütalaa ve tetkikin sonucunda hazırlanan kitaplar sadece bilgi veren, soru çözdüren değil aynı anda mühendislik uygulamaları, muallimlerimizin ve akademisyen hocalarımızın konuyla alakalı bizzat uyguladıkları çalışmalarla bilginin uygulanabilirliğinin yaygınlaşması sağlandı. Aynı anda fen bilimlerinde nadir rastlanan okuma metinleriyle de desteklenerek kitabın bir sohbet havasında okunmasının ortamı hazırlandı. Özgün karekodlarla desteklenerek konunun pekişmesine çalışıldı.

Yıllarca muhafazakâr kesim olarak menfi şeylerden rahatsızlık duyup şikayet etmek değil; “Yeis mani-i her kemaldır” düsturuyla ve kelime-i tayyibeye kuvvet verip müsbet olan her şeyin kuvvet bulması şuuruyla kaleme alınan bu kitaplara, bu konuda duyarlı olan her Müslüman kardeşimizin dualarıyla inşallah, yenileri de gün geçtikçe eklenecektir. Talim Ve terbiye Kurulu’nun müfredatına uygun, kazanımlarla birebir uyumlu olan kitaplarımız, herhangi bir ticari kaygıyla yazılmadığı için, bir kültür hizmeti kapsamında ücretsizdir. Dileyen öğretmen, öğrenci ve akademisyenlerimiz kargo ücreti mukabilinde kitapları ücretsiz sipariş edebilirler.

Bu konun fikir babalarından olan ve gecesini gündüzüne katan Prof. Dr. Adem Tatlı, Prof. Dr. İsmail Kocaçalışkan, Prof. Dr. Ali Alaş, Prof. Dr. Fatih Satıl, Prof. Dr. Cihat Yaşaroğlu, Prof. Dr. Hasan Akan ve Dr. İdris Görmez hocalarıma, kitapların maddi kısmıyla alakadar olup, aynı anda editörlerinden olan Dr. Şaban Odabaşı hocama, bu kitapların ehemmiyetine dikkatleri çekip zaman zaman bu meseleleri köşesine taşıyan Araştırmacı Yazar Ali Erkan Kavaklı Bey’e ve onun gibi bu konuları dert edinip dile getiren ve yazan tüm yazarlarımıza, kitapların yazımı için büyük bir çaba sarf eden kitabın yazarları olan tüm muâllim arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Bu mühim vazifeyle uğraşmayı bizlere nasib eyleyen Yüce Rabbime sonsuz ham-ü senalar olsun. Nice böyle güzel eserlerin telifiyle didinmenin şuur ve duasıyla…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum