Ey Nurcular gelin biz Reşha olalım

“Zühre, Katre, Reşha.”

24. Sözün 2. Dalında bu üç isim üç taifeyi temsil eder.

Hidayet güneşinden istifade edenleri ve o güneşi aksettirenleri tarif için Üstad tarafından isimlendirilen taifelerdir bunlar.

Zühre; kendi kabiliyeti ve bedeni ile istifade yolunu seçenlerin isim ve ünvanıdır.

Katre ise; kendini beğenmiş ve kendi felsefesine güvenen hâkim feylesofların adıdır.

Reşha da; kendinde hiçbir şey vehmetmeyen ve kendisini bir hiç telakki eden, her şeyi Allah’tan bekleyen acz, fakr, şefkat ve tefekkür tarikini tercih edenlerdir. Yani, Nübuvvet yoludur.

Zühre misal insanları tarif için çiçeği ele almaktadır. Bir çiçek güneşi nasıl aksettirir gösterirse öyle işte… Bir çiçek güneşi ancak bir veya iki renk ile gösterebilir ve tarif edebilir. Hatta denebilir ki, çiçek güneşi gizler, güneşin haşmetli ışığını ısısını ve yedi rengini adeta setr eder, yutar. Bir iki rengini ancak gösterebilir.

Katre misal insanlara da İslam felsefecilerini özellikle İbn-i Sina ve Farabi gibi zatları misal vermektedir. Bilim ve fen adamlarının geliştirdikleri felsefe ve fikirlerle elde ettikleri bilgilerle geliştirdikleri manifestolarla güneşi ancak “ay” kadar tarif edebilmektedirler. Güneşten yararlanan ayı veya diğer yıldızları gösterebilmektedirler. Oysa hakiki güneş nerede, ay veya yıldızlar nerede. Onlar ancak güneşten aldıkları zayıf bir ışığı aksettirmektedirler.

Reşha misal insanlara da Üstad kendini misal veriyor. Kendini hiç kabul eden “Said yoktur, Said’in kudret ve ehliyeti de yoktur” diyen, acz, fakr mesleğinde giden Said’i. Bu ve benzeri insanlar, yani nübuvvet mesleğinde giden insanlar, kendilerini bir su sızıntısına benzetmektedirler. Kendilerinde hiçbir şey vehmetmezler, nasıl ki, su sızıntısı güneşin doğması ile kısa bir zamanda buharlaşır havaya dönüşür ve havaya katılır. Güneşin parlak ve parıldayan ışığına ısısına ve yedi rengine ayine olur. Güneşi olduğu gibi tavsif eder ve gösterir. İşte aynen onun gibi bu insanlarda kendilerini yok bilirler, adeta yok olurlar, ama ona mukabil hadsiz güneşe kavuşur ve bütün kainatı aydınlatan güneşe ayine olurlar. Güneşin ısısı, ışığı ve yedi rengi olurlar. Güneşi bütün haşmetiyle gösterir ve izhar ederler.

İşte aynen bu misaller gibi İslam güneşinden, hidayet şemsinden istifade edip insanlara yol gösterenler de aynen bunlar gibi üç taifeye ayrılmaktadırlar. Hatta bunlar da kendi aralarında üçe ayrıldıklarından dokuz taifeye ayrılmaktadırlar.

Çiçek misal insanlar kendi bedenleri ile ve kendilerine verilen cihazlarla bir kabiliyet elde ederek o kabiliyetleri nispetinde aldıkları farklı renkle Allah’ı tarif ve tavsif ederler. Allah’ın bir iki ismini göstereyim derken binlerce ismini gizlemek gibi bir duruma düşerler.

Katre misal, kendinde hikmet vehmeden hakim feylesoflar ise onlar kadar da tarif edemezler. İmanın bir kısmını anlayıp anlattıkları halde diğer bir kısmını anlatamadıkları gibi anlayamazlar. Mesela Allah’a iman ettikleri halde ahiret onların kafalarına sığmaz. “Akıl buna yol bulamaz” derler. İnkar ederler. Allah’ı da tarif ederken güneşe karşı ayı tarif etmek gibi çok zayıf ve çok cılız kalırlar. Hatta güneşi görmediklerinden ayı güneş zannedecek kadar zayıf bir imana sahiptirler. Güneşi başkalarının tarifine göre algılamaya çalışırlar.

Oysa katre misal insanlar. Ne kabiliyetlerine güvenip güneşin bir kısım isimlerini setreder/yutarlar ne de akıllarına güvenip ürettikleri felsefeleri ile hareket ederler. Kendilerini terk edip güneşin haşmetli aydınlığına koşarlar. Adeta buharlaşıp havaya karışır güneşin ışığı ısısı olurlar. Güneşin bir parçası gibi alemi aydınlatır, insanlara yol gösterirler. Güneşin her şeyiyle bütün haşmetiyle mahlukatı kuşattığını ve her şey onunla aydınlandığını gösterirler. Hiçbir şeyi gizlemezler her şeyi güneşle aydınlatmaya çalışırlar.

İşte bütün Peygamberler ve sahabeler bu yolda gitmişler. Bu tarzı tercih etmişler. Bediüzzaman Said Nursi de bu yolu keşfedip talebelerine öğretmiş ve Nur Talebelerinin de bu yolda gitmeleri için çalışmış…

O halde diyorum ki, ey Nurcular gelin ona buna takılmayın kendi kafa fenerinize de güvenmeyin her şeyi terk edin, Üstadınız gibi istiğna mesleğini tercih edin ve Reşha olun, buharlaşın yok olun ki, hakiki varlığa kavuşasınız. Hakikat güneşini aleme gösteresiniz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
5 Yorum