Ali BAYRAMOĞLU

Ali BAYRAMOĞLU

Ergenekon yeniden ayakta…

Ergenekon davasında yaşanan “derinleşme” gündemi kuşatan diğer hadiseler karşısında gölgede kalıyor. Ne var ki derinleşme bu diğer gündem maddeleriyle, örneğin ıslak imza meselesinin tetiklediği asker-sivil ilişkileri sorusuyla, örneğin demokratik açılımla yakından ilgili, hatta iç içe yaşanıyor.

Bu üç gelişme, Ergenekon davasında yeni gelişmeler, ıslak imza tartışması ve sonuçları, en nihayet Kürt açılımı hep birlikte yeni bir duruma işaret ediyorlar.

Bu durum “siyasi temizlik ve sivilleşme merkezli bir eksen” kayması, eksenin “devlet”ten “siyaset”e doğru kayması olarak tanımlanabilir.

Bu açıdan Ergenekon davasında derinleşme üzerinde özellikle durmakta yarar var.

Ergenekon dosyasında, ilk derinleşme göstergesi Adalet Bakanlığı'nın YARSAV Başkanı Eminağaoğlu'nun meslekten ihracı için başlattığı işlem ya da hukuki süreçtir.

Bu girişim, sanıldığından daha önemli bir durumu ifade etmektedir.

Nitekim Ergenekon soruşturmacıları ve savcılarına atfen basında yer alan kimi bilgiler YARSAV Başkanı'nın gelişmelerin yüksek yargı ayağı açısından belirleyici bir isim olduğunu belirtiyordu. Eminağaoğlu'na yakın bazı Ergenekon sanıklarında bulunan hâkim ve savcı atama listelerinin önemi hatırlatılıyordu bu bilgilerde…

Şimdiki TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin'in Adalet Bakanlığı döneminde Eminağaoğlu hakkında işlem başlatılması düşünülmüş, ancak Şahin'in tereddüt göstermesi üzerine yol alınamamıştı.

Yeni bakan Sadullah Ergin'in bu adımı keskin bir şekilde attığını görüyoruz.

Bu keskin adımın üç pratik anlamı var.

Hükümette yaşanan değişikliğin ortaya çıkardığı daha genç ve Erdoğan'a daha tabi bir bakanlar kurulunun varlığı ve etkinliği “ilk anlam”dır.

Ergenekon davası konusunda Başbakan ve hükümetin kararlılığı, yürütmenin yasal ve meşru gücü çerçevesinde bu dosyaya ağırlığını koyması “ikinci anlam”dır.

“Üçüncü anlam” ise belki en çok dikkat çekenidir.

Şöyle:

Türkiye'de yaşanan değişim süreci ve mücadelesi ne denli Ergenekon meselesi etrafından cereyan ediyorsa, yine o denli en yüksek yargının direnciyle, belki de Ergenekon'un yargı içindeki unsurlarının karşı duruşuyla karşılaşıyor.

Adalet Bakanlığı'nın attığı adım bu mücadeleye yönelik keskin ve bel kırıcı bir adımdır.

Ve bundan sonraki gidişatla ilgili ipuçları içermektedir.

Ergenekon davasının derinleşmesindeki ikinci göstergeye gelince…

Bu gösterge Poyrazköy'deki silah tarlalarıyla ilgili gelişmeler, özellikle tutuklamalardır. Son olarak konuyla ilgi bir yarbayın tutuklanması olayların yoğunluğu ve çokluğu yüzünden belki gölgede kalmıştır, ama bilmek gerekir bu durum gerçekten önemlidir.

Unutmamak gerekir ki, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un açık ve kesin bir şekilde yalanladığı, bulunan lav silahlarını hafife aldığı bir konuydu, deniz kuvvetlerine ait arazi ya da Poyrazköy meselesi…

Bu konuda tek gelişme bir yarbayın tutuklanması değil, aynı zamanda o arazide bulunan ordu malı silahların orduya teslim tutanağının bir süre önce gazetelere yansımasıydı.

Bu iki derinleşme göstergesi ordunun kışlasına geri itilişini, siyasi temizliği keskin bir şekilde hızlandıracak niteliktedir.

Islak imza meselesi de buna eklenince tablo iyice netleşiyor.

Bu satırların yazıldığı saatlerde Albay Çiçek tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edilmişti. Başbakan'ın yaptığı açıklamalar, Yasemin Çongar'ın önceki günkü yazısına yansıyan gelişmeler, bu ülkede Genelkurmay Başkanları'nın görevden alınabilmesi tartışmasını dahi normalleştiriyor.

Önemli günler yaşıyoruz…

Yeni Şafak

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.