Eleştiri ve devlet

Türkiye’de devleti ve devlet adamlarını eleştirmek Tanzimat dönemi ile başlar. Tanzimat’ın üçlüsü Namık Kemal, Ziya Paşa ve Ali Suavi eleştiride, tenkitte başı çekerler.

Namık Kemal düzene çekidüzen vermek isteyen üdebanın en önde gelenidir. Avrupa’ya kaçması, Gelibolu’ya sürgüne gönderilmesi, Magosa’ya sürgün edilmesi hep onun yaptığı siyasi eleştirilerden ileri gelir. Çünkü Namık Kemal edebiyatı araç olarak kullanır, asıl hedefi ülkeyi daha iyi idare edilmesi konusundaki hürriyetçi fikirleridir. Hatta ömrünün son yılları Akdeniz adalarında geçmiştir bunlar da onun eleştirideki üslubundan, zerafetten uzak dilinden kaynaklanır. Onun adalarda ölmesi bile İstanbul’dan uzak tutulmasına kesin karar verildiğinden dolayıdır. 48 yaşında adalarda ölmesi, yalnızlığa terk edilmesi onun meşrebinden, özellikle tenkidin dozunu ayarlayamamaktan ileri gelmektedir.

Ben Ankara’da Beidüzzaman ve Namık Kemal konusunda bir konferans verdim, onun maksadı Bediüzzaman’ın ihtilalci olmadığını, ihtilale karşı olduğunu anlatmaktı. Fetullah Gülen ihtilalciydi. Devlete karşı organize olmuştu. Bu konferansımı Isparta’da da yaptım. Beni FETÖ ve yandaşları da kabullenmedi. “Seni böyle konuşturmayız” dediler. Bizimkiler bile bu konuyu anlamadılar, ben yalnız kaldım. Namık Kemal kitabımı da öğrenciye vermedim, oradan bir bahis bu konu idi.

Ak Parti siyaset felsefesi olmayan bir parti, halbuki bir siyaset felsefesi kitabı dünya siyasi tarihinden ve bizim siyasi tarihimizden örneklerle anlatılmalı. Bediüzzaman’ın bir siyasi istikrar felsefesi var. Bu konu da tafsil edilmedi. Ortaya Bediüzzaman ve Siyasi İstikrar diye bir çalışma çıkmadı, bölük pörçük fikirler oldu.

(Yıl 1872’dir; tahtta Sultan Abdülaziz, sadaret yani başbakanlık makamında da padişahın dışında hiş kimsenin hoşlanmadığı Mahmud Nedim Paşa vardır.

Rus taraftarı politikalar izleyen ve hemen her kararını İstanbul’daki Rusya Sefiri General İgnatiyef’e danıştıktan sonra veren Nedim Paşa’ya ‘Nedimof’ adı takılmıştır. Paşa’ya sadece ‘Nedimof’ değil, yüz biçimi ve sakal şekli yüzünden ‘kedi’ de denmektedir ve Paşa’nın iktidarı halk arasında rüşvet, komisyon ve yolsuzluk demek olmuştur. Bütün bu hadiseler Abdülaziz’in de canına tak etmiş olacak ki, 31 Temmuz günü Nedim Paşa’yı azleder ve yerine Midhat Paşa’yı getirir.

Namık Kemal, o günlerde arkadaşlarıyla beraber ‘Diyojen’ adında haftalık bir mizah dergisi çıkartmaktadır. Paşa’nın azlinin verdiği ilhamla ‘Hırrenáme’ yani ‘Dişi Kedi Destánı’ isimli bir şiir kaleme alan Namık Kemal, şiiri Diyojen’in 133. sayısında yayınlar.

Mısraların hemen üzerinde ‘Meraklı bir Bey’in, sevgili pamuk kedisinin bir savaşta farelerin vücuduna açtığı yaralar yüzünden ölüp gözlerden kaybolması üzerine üzgün bir vaziyette söylediği mersiyedir’ denmekte ve Nedim Paşa şiirde açgözlü, doymak bilmeyen, yüzsüz ve saldırgan bir kediye benzetilmektedir. Hayatı zaten sürgünlerde geçmekte olan Namık Kemal, Paşa’yı yerden yere vurduğu bu şiirden sonra bir de ‘Köpek Destánı’ yazacak, Diyojen ise yayınladığı bazı karikatürler ve şiirler yüzünden kısa müddet sonra kapatılacaktır.” (Bu kısım Murat Bardakçı’dan alıntıdır.)

Bir ülkenin başbakanını bir kediye benzetmek eleştiri midir? Bir edebiyatçı, kalemi muktedir ama bunun adı eleştiri olmaz. Eleştiride zerafet olması gerekmez mi? Namık Kemal işte bu dikenli dili dolayısıyla bütün hayatı sürgünlerde geçmiştir ama ona kalırsa hatta bizdeki padişah aleyhtarı kamuoyuna göre bir demokrasi savaşçısıdır.

Metin Akpınar ve arkadaşı Müjdat Gezen’in eleştirileri de bu zarif eleştiriden, sanattan uzaktır. Batı tenkid tarihinde bu mukabil hareketlere ölüm cezaları bile verilmiştir. Bizde Osmanlı döneminde Nefi’nin sadrazamı eleştirisi de yine boğulup denize atılmasını doğurmuş, “Gökten nazire indi Siham-ı Kazasına, Nefi diliyle uğradı hakkın belasına“  şeklinde değerlendirilmiştir.

Namık Kemal, Belgrad Ormanlarında bir ihtilal cemiyeti kuran heyetin içindedir, toplantı basılmış mensupları cezalandırılmış, Namık Kemal de Erzurum Vali muavinliğinle tayin edilmiş ama o gitmemiş Paris’e kaçmıştır.

Bütün bunlar Bediüzzaman tarafından biliniyordu, onun eleştiri tarzı idare tarzını ve idare edenleri değil, yeni bir nesil üretmekti, bu yönüyle görülmemiş bir münekkid idi. Çünkü çürümüş bir toplum, karakteri bozulmuş bir idare edilenler grubunun idare tarzını değiştirmekle bir şey olmaz. Cumhuriyet kurulmuş ama yeni idarenin bir mektebi yok. Osmanlının memur bakiyeleriyle işe devam etmiş. Çok geçmeden onlar da başarılı bir idare tarzı ortaya koyamamıştır. Yakup Kadri bu idareci neslin yaptıkları yüzünden CHP’den istifa eder. CHP‘nin memur aristokrasisi ve onlara mutlu azınlık payesi vermesi de uzun zaman eleştirilmiştir. Hatta Yakup Kadri’nin bir roman kahramanı Mustafa Kemal’in portresini işaret ederek “kalk bak emanetini ne hale getirdik” demiştir.

Namık Kemal “ikisi olan şeyin üçüncüsü de olur” diyerek padişahın değiştirilebileceğini ima etmesi yüzünden Gelibolu’ya sürgün edilir. Bütün bunlar eleştiride dengenin ve ölçünün olmadığından ileri gelmektedir. Şu anda Türk devleti dıştan, içten saldırılara hedefken Erdoğan‘ın eleştiri düzeyi kabalık olan şekilde eleştirilmesi de bu kabildendir.

Nesimi tasavvufi neşe ile söylediği mısralar yüzünden idam edilmiştir çünkü onun söyledikleri avamın diline düşse çok daha büyük olumsuzluklara neden olacaktır. Hurufilerin bazıları da öyle. Bediüzzaman “bazı ehli aşk şeriat kılıcı ile idam edilmiştir” derken, aşkı doğrular ama sözleri şeriata uygun bulmaz.

Bediüzzaman büyük bir dini ve siyasi eleştiri, münekkididir. Bediüzzaman ve eleştiri veya tenkid bir büyük kitap olur ama yapabilmek büyük tahkik ve telif gücü gerektirir. Ruso, Monteskiyo daha benzerlerinden büyük bir eleştirmendir Bediüzzaman. Hugo eleştirileri yüzünden 20 yıl Paris’ten uzak yaşamıştır. Ama Bediüzzaman hiçbir zaman sosyal dengeyi bozan eleştiri yapmamıştır, en büyük zulümlere maruz kalmasına rağmen.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
3 Yorum