Hüseyin ÇEŞİTCİOĞLU

Hüseyin ÇEŞİTCİOĞLU

Ela gözlü, selvi boylu yiğidim

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ

Vakit doldu geldin ahirzamana
Hak Resulün uyardığı günlere

Bir büyük savaşta yere serildik
1000 yıllık umranı yitiriverdik

Salat savm, hacc ihmalini
Korku ve talimle telafi ettik

İnsi şeytan lord loyd corc
Kızıl saçlıları mankurt yapmıştı

İslambol'u ilk ve son kez onlar çiğnedi
Fatih'in feryadından, gökler inledi

İşgal izinden bir ibret var mı baksana
Şehzadebaşı'nda bir anıt var mı!

İlk şehitler burda ilk kurşun burda
Şehzadebaşında sıkıldı Lord'a

Büyük zaferi kazandık amma
Zafer tacına kobra gizlenmiş

Gök gözlü cüce bir canavarmış
Sihirleyemediği bir kişi kalmış

Ankara'dan çağırdılar onu da
Yaşı 44’e erişmişti sonunda

Sonra kalktı bozkırın kalbine gitti
Kara tren götürdü Bayrami'yeye

Caminin odasını mesken edindi
Sağlam temel için pek çok didindi

Korkunçlardan yıkılmayan Sertaç'ta
Otağ için toplanıldı kıraçta

Kızıl-kahve bir binada cem oldular
Allah, vatan, millet diye dem oldular

Ela gözlü Bedi'ye hoşgeldin deyip
Dua ettirdiler, mübarek diye

Çok geçmedi albayhoca bu gidişi kavradı
Bunca nankörlükte, acep ne vardı

Büyük kafaları gafil görmüştü
Milletin zaferi baş döndürmüştü

Kurt gövdenin içine girmişti işte
Eyvaahh dedi taa derinden çıkışta

Bu feryadı Ankara Kalesi'nde duyuldu
Diriler değil lakin, ölüleri ayıldı

Veli Bayram mezarında gözyaşı döktü
Solfasol Ahimesut ahileri aahh etti
Yerdeki ve gökteki melaike vaahh etti!

Emir gelse arştan yıkarlardı Ulus'u
Bitseydi bir an önce, şu milletin kâbusu

Ezelden yazdı kader kalemi
Yazılarla o yönetti alemi

Derken ela gözlü şimşek bakışlı
Bir bildiri hazırladı gayet akışlı

Mecliste okudu kahraman Karabekir
Ülkenin yarını için, en sağlam fikir

'Kıymetli arkadaşlar bir yanlışa girmişiz
Amma çaresi var dönülmez değil!'

Sarı saçlı kobranın gözü kamaştı
Çıngırak sesiyle sola yanaştı

Bir odada ela ile çakır göz göze
Öyle mücadele ettiler aciip, söz söze

Anladılar birbirini anlaşamadılar
Bir daha birbirine yanaşamadılar

Sonra başka birgün büyük salonda
Tutuştular cedele ki sanki arena

Sözlü düello uzadı da uzadı
Saman rengi kül oldu sarı yüzlünün

Beyaz rengi al-al idi ela gözlünün
Sekineti yüzünde, görünüyordu

'Seni çağırdık davet ettik buraya,
Namazdan bahsetmen de ne ola?
Aramıza fitne saçtın sen' dedi

Ela gözlü, kalem parmaklı hoca
Uzattı parmağın bir hançer gibi
Ve dedi:
"Paşa paşa iyi dinle sen beni!

Kâinatta namazdan değerli ne var?
Önce iman sonra salat gelmez mi?
Salatı terkeden haindir bil ki
Hainin hükmü geçerli mi ki,
Burda değilse bile işin sonunda"

...

Ortalık karıştı çıngılar çaktı
Kalplere bir avuç köz düştü sanki

Eyvah küçük kıyamet koptu dediler
Hocamız zokayı yuttu dediler

Sarı benizli başkan tarziye verdi,
Anladı kiminle dans ettiğini

Tanıdılar birbirinin gerçek yüzünü
O vakit kırıldı gökteki vazo...

Ela gözlü kalkıp doğuya gitti
Hacı Bayram'a koşarcasına

Ardından çok kıyl-ü kal ettiler
Kel Ali bile şaşırdı buna

Rus güllesi işlemeyen hocayla
Adamın kapıştığına inanamadı

Sarı saçlı karpiç'te kafayı buldu
Gözleri belerdi şeytana uydu

Şerlilerin sevinci yarım kalmıştı...
...
Kış geçti amma bahar gelmedi
Çiğdem çiçeği bile kokmuyordu ki

Kahraman hoca da zoka yutmadı
Oyunlardan hiçbiri de tutmadı

Yazılmıştı milletin alnına bu kara yazı
Daha işin başıydı, dur daha azı

Ankara dar geldi selvi boyluya
Kalesi bile, hiiç ferahlatmadı

Birgün dostları ile vedalaşarak
Yürüdü doğruca, meclisten Gar'a

Eyvah ki ne eyvah yalnızdı bu kez
Ümidi, cereni yoktu yanında

Döndü baktı ceylan iri gözlerle,
Gelmeyeceğini bildiği halde

ustad-003.jpg"Mamo qurban;
hayatıma bakacam ben artık,
Kâtip oldum bu mecliste ben artık!"

Trene binişi feci haldeydi
Kuytu bir yer buldu inciler döktü

Yüreği yanardağ:
"Vayy Abdurrahman"ım!
Hanen harap olmasın sevgili yiğen
 
Dilerim dönüşün tez olur bana
Muradında hayır dilerim sana...

Sana bel bağladımya bakidir Allah
Estağfurullah, tevekkeltüalAllah
Hasbünallah, hasbünallah..."

Lokomotif yönünde yürüdü gitti
Pencere önünde insanlar bitti

Baktı ki ahilerin elinde çiğdem
El sallayıp, uzatırlar kendine

Sonsuz bir yazıydı trenin önü
Yeşil ekin denizinde aktılar

"Ya Hayy ya Kayyum ba'sıba'delmevt!
Ya Celal ya Cevvad ya Kerim" dedi

Yığılır gibi çöktü koltuğa
Besmele çekince az ferahladı

"Allahuekber ya Muis ya Muntazır" dedi
Hemen gönlü geçti, derin uyudu

Sonra da uyandı namaz vaktinde
Yolcular içinde kıyama durdu

Muhabbetle bakıverdilerya
Tebessümleri meltem gibiydi

Gebze Durağı'nda tren durunca
Hemence vefalı dostuna gitti

Anlattı bir bir yaşadıklarını
İkisi de hıçkırıp ağlaşıverdi

Duvar zangırdadı temel sallandı
O an kendini kocamış sandı.

Sonra uzanınca dinlenmek için
Yakazada çınlıyan avaz duyuldu:

"Korkma!
Eyy felaket asrının maralı
Biz seni koruruz mahpusta bile
Ahu gözlü çok cerenler veririz
Biri gider 10’u gelir üzülme
Allah'ın yiğidi bitmez!" dediler.

Öylece uyudu kaldı bir zaman,
Geceyi istirahat kıldıydı Rahman

Ela gözlü selvi boylu Ceylan'a
Sekinet üflendi, huzur verildi.

Kurtulmuştu angaranın kapkarasından
İstanbul'a doğru yemyeşil bahar

Görkemli dingin ve selametle
Haydar Paşa Garı'na gelivermişti.

(Üstad Said Nursi'nin Ankara'ya gelişinin 99. yılı için)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
3 Yorum