Ekmek ve hürriyet

Ekmeğin hayatımızda değeri büyük. Kırıntısını bile zayi etmeyiz. Tonlarcasını çöpe dökme gibi saçma sapan şeyler bizim ülkemizde asla olmaz. O ancak ve ancak Afrika gibi fakir ülkelerinde olur.

İşe ekmek parası kazanmaya gideriz. O bizim için azizdir. Çoluğun çocuğun rızkıdır. Kimseciklere kaptırmak istemeyiz. Paylaşım filan çok eskilerin köhnemiş bir âdeti.

Sultan Mehmed İstanbul’u fethe çıkmadan önce Edirne çarşısında tebdil-i kıyafet gezerken, istediği şeyleri hep tek tek almak zorunda kalır. “Beyim ben siftahımı yaptım diğerini de komşumdan alın” derler. Bunun üzerine Sultan “Ben bu insanlarla değil İstanbul’u dünyayı fethederim” kanaatine varır.

Ekmek deyince bol bulana ne kadar da basit bir şeymiş gibi geliyor. Halbuki bir ekmeği yemek için kaç ele muhtacız, hiç hesabını yaptık mı? Tarlayı sürmek, tohumluğu hazırlamak ve ekmek, gübrelemek, sulamak, ilaçlamak, biçmek, un yapmak, fırında pişirmek, dağıtmak, satmak, alıp sofraya getirmek gibi birçok aşamalardan geçiyor.  Bu ellere, bu iş ve işlemlerde kullanılan makineleri üreten fabrika çalışanlarının ellerini de eklersek nereden bakarsak bakalım en az yüz kişi eder. Bir ekmek yiyen yüz eli öptü demektir.

Bu ellerin hepsi de takdire şayan öpülesi eller. Bunun dışında bir de minnet ve esaret altında bırakmak isteyen eller var. Bunlara kesinlikle fırsat vermemek, alan el değil de veren el olmak lazım. Bu bakımdan ekmek meselesi aslında hürriyet meselesidir. Ekmeği yedikçe şükretmek yerine azgınlaşanlar, hürriyet düşmanlığı ederler, kendi nefisleri hesabına bir lokma yedirirler on saat, köle gibi çalıştırırlar.

İnsan şerefli bir mahluktur, hürdür, ne kendine, ne de başkasına zarar vermedikçe hareketlerinde şahane serbesttir. Buna hiç kimsenin mani olmaya hakkı yok. Başkalarının minneti ve zilleti altına girmektense ölmeyi tercih eder.
İnsan saf ve gariban ayaklarına yatarsa, kendi hürriyetine, hakkına, hukukuna ve şerefine sahip çıkamaz.

İnsan icabında ekmeğine sahip çıkmak için nasıl panter kesiliyorsa, icabında da; “Ekmeksiz yaşarım hürriyetsiz yaşayamam” diyecek cesareti de gösterebilmelidir.
Hür, şerefli ve minnetsiz insan, kuru ekmeğinden âlâ baklava lezeti alır, ihtiyaçları olanlarla paylaşır, ikram eder, sebeplerin arkasındaki ihsan ve asıl ikram edici eli görür ve şükreder.  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.