Ehlibeytin ve müminlerin annesi Hz. Fatıma'yı (ra) rahmetle anıyoruz

Ehlibeytin ve müminlerin annesi Hz. Fatıma'yı (ra) rahmetle anıyoruz

Hazreti Fatıma, temsiliyet, muhabbet, merhamet, adalet ve sabır üzerine inşa ettiği anneliğiyle mümin kadınlara örnek oldu

İslam peygamberi Hazreti Muhammed'in (asm) kızı, Dördüncü Halife Hazreti Ali'nin eşi, ehlibeytin ve müminlerin annesi Hazreti Fatıma, vefatının 1389. yılında yad ediliyor.

Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed'in (asm) soyunu devam ettiren kızı Ümmü'l-Haseneyn Fatıma bint Muhammed ez-Zehra, Mekke'de 609'da doğdu.

Peygamberimizin (asm), kendisini çok sevmesi dolayısıyla "babasının annesi" anlamına gelen "Ümmü Ebiha" ismiyle seslendiği Hazreti Fatıma, "Beyaz, parlak ve aydınlık yüzlü kadın" anlamına gelen Zehra ve "iffetli ve namuslu kadın" anlamına gelen Betül ismiyle de anılıyordu.

Çok iyi bir çocuk olan ve ömrü boyunca babasının terbiyesiyle yetişen Hazreti Fatıma, küçük yaşta olmasına rağmen, Peygamber Efendimize (asm) Mekke döneminde eziyet edenlere karşı mücadele gösterdi.

Evlerinde bulunanlar

Hazreti Fatıma, Hazreti Ali ile 624 yılında evlendiğinde, evlerinde üç minder, saçaklı halı, içi hurma lifiyle doldurulmuş bir yastık, iki el değirmeni, su kabı, topraktan yapılmış testi, meşinden yapılmış su bardağı, elek, havlu, tabaklanmamış koç postu, tüyü dökülmüş kilim, hurma yaprağından örülmüş sedir, iki yemen işi elbise ve bir kadife yorgan bulunuyordu.

Bu evliliğinden Şubat 625'te Hasan, Ocak 626'da Hüseyin ve daha sonraki yıllarda küçük yaşta ölen Muhassin ile Ümmü Külsüm ve Zeyneb isimli çocukları dünyaya gelen Hazreti Fatıma, Uhud Gazvesi'nde 10 kadınla birlikte gazilere yiyecek ve su taşıdı, aynı zamanda yaralıları tedavi etti.

Hazreti Fatıma, hayatı boyunca sade yaşantısı, gösteriş ile israftan kaçınması, haya ve edebi, temsiliyet, muhabbet, merhamet, adalet ve sabır üzerine inşa ettiği anneliğiyle mümin kadınlara örnek oldu.

Babasının, Peygamber Efendimiz'in (asm) vefatının yaklaştığını anlaması üzerine ağladı

Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed (asm), Hazreti Fatıma'ya, vefat etmeden önce, hastalandığı sırada "Kur'an-ı Kerim'i Cebrail Aleyhisselam ile her yıl bir kez birbirlerine okuduklarını, o yıl Cebrail'in aynı amaçla iki defa geldiğini, bu durumun ise vefatının yaklaştığına işaret olduğunu" söyledi.

Bunun üzerine Hazreti Fatıma ağlamaya başlayınca, Peygamber Efendimiz'in (asm), "ailesinden kendisine önce onun kavuşacağını ve mümin kadınların hanımefendisi olduğunu" söylemesi üzerine de gülüp sevindi.

Peygamber Efendimiz'in (asm) vefatından 5,5 ay sonra Medine'de 22 Kasım 632'de vefat eden Hazreti Fatıma'nın cenazesi, vasiyeti üzerine tabutla taşınarak, gece Cennetül-Baki Kabristanı'na defnedildi.

Hazreti Muhammed (asm) ve ehlibeytinden bahseden birçok manzum ve mensur eserde Fatıma'nın adı ve vasıfları sık sık anıldı. Anadolu'da kadınların "Fatma/Fadime Ana" olarak andıkları Fatıma, uğur ve bereketin timsali sayıldı.

aa

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum