Eğer inkâr ederseniz, hiç şübhesiz ki Allah size muhtaç değildir

Eğer inkâr ederseniz, hiç şübhesiz ki Allah size muhtaç değildir

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Zümer Suresi 7-9. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:

7 . Eğer inkâr ederseniz, hiç şübhesiz ki Allah size muhtaç değildir; bununla berâber kulları için küfre râzı olmaz. Yok eğer şükrederseniz, sizin için buna râzı olur. Bir günahkâr başkasının günâhını yüklenmez. (*) Sonra dönüşünüz ancak Rabbinizedir; o zaman, yapmakta olduklarınızı size haber verecektir. Çünki O, sînelerin içinde olanı hakkıyla bilendir.

8 . İnsana bir zarar dokunduğu zaman, O’na (samîmâne) yönelen bir kimse olarak Rabbisine duâ eder; sonra (Allah) kendi tarafından ona bir ni‘met verdiğinde, daha önce O’na duâ etmekte olduğunu unutur da,(insanları) O’nun yolundan saptırmak için Allah’a ortaklar koşar. De ki: “Küfrünle biraz eğlenedur! Çünki sen Cehennem ehlindensin!”

9 . Yoksa gece saatlerinde secde eden ve ayakta duran (samîmi bir mü’min) olarak ibâdet eden, âhiret (azâbın)dan sakınan ve Rabbisinin rahmetini uman o kimse (kâfir olan kimse gibi) midir? De ki: “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Ancak (selîm) akıl sâhibleri ibret alır.”

(*) “Ayn-ı adâlet (adâletin ta kendisi) olan bu semâvî ve kudsî وَلَاتَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَا اُخْرٰي [Hiçbir günahkâr, başkasının günâhını yüklenmez] nass-ı kat‘îsiyle (kat‘î ve açık hükmüyle) Kur’ân’ın bir kānûn-ı esâsîsi (temel kānûnu) muhabbet ve uhuvvet-i hakîkıyeyi (hakîkî sevgi ve kardeşliği) te’mîn eden ve bu millet-i İslâmiyeyi ve memleketi büyük tehlikeden kurtaran bu kānûn-ı esâsî ki: ‘Birisinin hatâsıyla başkası mes’ûl olamaz.’ Kardeşi de olsa, aşîreti ve tâifesi de olsa, partisi de olsa o cinâyete şerîk (ortak) sayılmaz. Olsa olsa o cinâyetebir nevi‘ tarafgirlikle yalnız ma‘nevî günahkâr olup âhirette mes’ûl olur; dünyada değil.” (Emirdağ Lâhikası-II, 110)