Selman IRLAYICI

Selman IRLAYICI

Eee! devlet veya e-devlet

İnternet dünyamıza girdiği günden bu yana, hayatı yaşamak adına pek çok mesafe aldık. Olumlu veya olumsuz yanları tartışıladursun, hayatımızı kökünden değiştirdiği malum. İletişimi hızlandırıp müfritane irtibata vesile oluşundan destekçileri de var, insanlar arası ilişkileri koparıyor diyen de.

Ancak millet olarak her zaman devletten önde olmaklığımız vardır ya; bu meselede de devlet kurumlarındaki, problemlerin aşılması zamana yayılmış ağır ve hantallığının verdiği bezginliği, teknolojik imkanların yerlere serilip kendine sahip aradığı böyle bir zamanda yaşamak insanı üzüyor açıkçası.

Bürokrasiden bahsediyorum.
Bürokrasiye aktarılan zaman ve para israfının üstesinden gelebilmek bu kadar zor mu acaba? Ne ilginçtir ki, Başbakanımız bile bundan şikayetçi.
Hafta içinde iki farklı konuda verilen karar metinleri meclise sunuldu ve imzadan geçti. İlki tapu kayıtlarında ‘kat mülkiyeti’ ile tapu kaydı bulunanlara ait bir tasarıydı. İkincisi de kredi kartı mağdurlarını ilgilendiren bir tasarı.

Bu tasarılardan ilki üç hafta kadar önce farklı bir formatta uygulamaya konulacaktı. Yasaya göre birkaç aylık bir sürede tapu kayıtlarındaki ‘kat irtifakı’ yazısını ‘kat mülkiyeti’ ibaresine değiştirmeyen gayrimenkul sahiplerini 1000 TL kadar ceza bekliyordu. Bu işlerle ilgilenenler bilirler, bu işlemi yaptırmak için bir sürü evrak takibi, resmi dairelerde yazışmalar, kargaşa, imkansız talepler karşınıza çıkar; çıkmasa da çıkarırlar. Çıkarırlar derken boşa konuşmuyorum. Öyle işte…

Daha sonra ne oldu? Hafta içinde tasarı düzenlenen yeni metniyle meclisten geçti. Kat irtifakı ibaresi otomatik olarak tapu müdürlükleri tarafından kat mülkiyetine geçirilecek. Ceza falan da yok. Evrak takibi de yok. Herkesin ayrı ayrı başvurmasına da gerek kalmadı. Bir kişi dilekçe verdi mi hepsi tapu kayıtlarına ‘kat mülkiyeti’ olarak işlenecek.

İkinci örnek yine hafta içinde yaşanan bir tasarı garipliğidir. Kredi kartları mağdurlarıyla ilgili olarak hazırlanan tasarı içinde kredi kartlarından alınan yıllık aidatlar resmi olarak kayıtlara geçirilecekti. Herkes 35’er TL cepten fazladan ödemeye mahkum (!) edilecekti. Çok değil diyenlere küçük bir hesap: Türkiye’de kredi kartı miktarı 43 milyondan fazla. Bu da tahmini yaklaşık 1,5 milyar TL/yıl gibi bir tutar ediyor. Yani yıllık aidat bedeli faturası millete 375 fakülte binası veya 150 hastane veya 500 kadar ilköğretim okulu demek oluyor. Hesap ortada. Fazla söze gerek bırakmıyor.
 
Peki ne oldu? Başbakanımız çıktı, ‘Alınmayacak’ dedi ve artık alınmayacak. Bankalar bunu da kılıfına uydururlar, milleti sağmaya devam ederler kanaatindeyim ancak, nasıl olacak bilemiyorum. Göreceğiz.
Bu tasarıyı hazırlayanlar kimler? Sonraki değişikliği aynı hafta içinde yapanlar kimler? Elbette ki aynı kişiler. Bu karmaşık gidiş ve gelişlerin sorumlusu kim öyleyse?
Bence bürokrasi. Milletine sahip olma gayretindeki devletin adıdır bürokrasi. Kendi ülke vatandaşından çok, belli zümrelerin gönül hoşluğu üzerine kurulu bir düzenin sonucudur. Bunun üstesinden gelmek eskiye nazaran daha kolay olmalı. Kurumlarla vatandaşlar arasındaki bilmecburiye yüz yüze iletişim, e-devlet üzerinden yapılırsa bu mümkün. Devlet kurumlarındaki yığılmalar da başka türlü giderilmez.

E-devlet uygulamaları başlayalı birkaç yılı geçti. Tam anlamıyla yerine oturmadığı kesin. Sürücü kursuna kayıt yaptırmak istiyorsunuz, adrese dayalı nüfus bilgi evrakı soruyorlar. Daha iki-üç yıl önce sayım yaptınız ya! TC kimlik no diye numaralandırdınız ya vatandaşı! Adresleri tespit edip, herkesi kayıt altına aldınız ya! Bu istediğiniz saçma olmuyor mu? Mahkeme beni bulamıyor. Resmi evrakta sekiz yıl önce oturduğum adres var. Nüfus müdürlüğüne sormak aklına gelmiyor mu adalet kurumlarının? Emekli sandığı, Bağ-Kur ve SSK birleşti. Ancak farklı sosyal güvenlik kurumlarına daha önce adınıza prim yatırılmışsa onlar henüz birleşemedi. Gidip dilekçe vermek durumundasınız. Emekli Sandığı, Bağ-Kur, SSK deyince hep aynı kurumla muhatapsınız. Ama hizmetleriniz hala daha ayrı yerlerde duruyor. Bankalar yeni kanuna göre zorunlu olduğunu belirtip, adres bilgilerini güncellemek adına oturduğumuz eve ait su faturası, telefon makbuzu soruyor. Garip.

E-devlet karşısında “eee devlet!” diyen çok kimse var. Bilgisayar ve internetin hayatımızı çok kolaylaştırdığı kesin. Devlet mekanizmalarının da bu kolaylığa adaptasyonu sağlamaktaki yavaşlığı giderilirse önümüz açık görünüyor. Değilse sonuç sıkıntının devamı olacak.
E-devlet yerine “eee devlet!” diyeceğiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.