Muhabbet Platformunun altı ayda bir düzenli yapılan buluşmaların 23. toplantısı Mayıs 2025 programı Bursa’da gerçekleşti.

Bursa İttihad Derneği’nin Güllük Külliyesi’nde gerçekleşen buluşmaya Ankara’dan Eser Derneğini temsilen iki aile katıldık. Ayrıca Ankara merkezden arkadaşlarımız da katıldılar.

1 Mayıs Perşembe günü başlayıp 4 Mayıs Pazar günü dahil dört günü içine alıyor.

Her anı dolu dolu değerli geçen programdan hatırda kalanları günlük notları şeklinde paylaşmak istedim. Zira mutluluklar paylaşıldıkça artar, acılar paylaşıldıkça hafifler.

Anadolu’nun uzak yakın farklı illerinden gelen kardeşlerimizin bir kısmı perşembe akşamından mahall-i maksut olan Güllük Camiine yakın kapısında “Nurs” tabelası yazılı hizmet külliyesine vasıl olduk.

Akşam, ikram, sohbet ve konaklama günün sonunu tamamladık

Program Cuma sabahı kahvaltı ile başlayıp ev sahibi İttihad Derneği’nin gönüllü hizmet ehli fedakâr kahramanlarının rehberliğinde Bursa’nın tarihi yerlerini gezmekle başladı.

İlk ziyaret mekanı Çekirge semtinde “Murat Hüdavendigar” camii, türbesi ve külliyesi oldu. Osmanlı tarihinin başlangıç döneminin padişahları ve o günün hadisatı hakkında bilgilendirmeler rehber ağabeyimiz ilahiyatçı-eğitimci Mustafa Yılmaz ve ekip arkadaşları, Mehmet Demirci, Kemal Bayraktar hocalarımız tarafından yapıldı.

Sonra Tophane semtinde Osmanlı Devletinin kurucusu Osman Gazi ve yakınındaki Orhan Gazi türbeleri ziyaret edildi. Tv dizilerinden çokların hatta herkesin izlediği kuruluş dizilerindeki bilgilerin bir kısmını orada da dinleme fırsatı oldu. Şüphesiz her gidilen yerde Fatihalar okunarak ayrıldık.

Tophanede semtinde olan Mesleki ve Teknik Lisesinde (1972-1975) okuyan biri olarak benim üzerimde silinmeyen izleri olan yerden geçerken çok duygu dolu anları şahsen yaşamama vesile oldu. Hatıralar, yaşanmışlıklar bir anda gözümün önünden hızlı çekim film şeridi gibi geçti. Hayıflanmadım. “Ah” çekmedim. O gün de mutlu anlar yaşadık, şimdi de çok mutlu anları yaşamayı Rabbim nasip ettiği için sonsuz hamdü senalar olsun.

Cuma namazını Ulu Camide kılmak nasip oldu. Tophaneden yürüyerek Ulu Camiye vasıl olduk. Cuma namazını eda ettik. Diyanet’in o çok dikkat çeken hutbesini de dinlemiş olduk.

Cuma çıkışı Mehmet Fırıncı ve Ali Çakmak ağabeylerin fahri kurucuları olduğu Bursa İlim ve Kültür Vakfı’nın yakındaki merkezine uğradık. Taa lise yıllarından ağabey ve dostlarla karşılaşmak nasip oldu. Kısa süreli izzet ve ikramdan sonra ayrıldık.

Kurucuları arasında merhum Ali Çakmak ağabeyin de oluşu hem nur hizmeti açısından, hem şahsen onun vesilesiyle nurları tanımam çok daha fazla mânâ ifade ediyordu.

Sonra Yeşil Bursa’nın sembolü olan Yeşil Türbeyi ve yanındaki Yeşil Cami’yi ziyaret ettik.

Lise talebelik yıllarımda Bursa’nın yerlisi bir din dersi hocamız “Yeşil Caminin pencerelerindeki sanatı anlatırken tekraren. “Yeşil Camiin bir penceresinin sanat değeri veya derecesi altı Ayasofya seviyesinde” derdi. Aklımda kalmış. Elbette Ayasofya’nın manevi değeri ile kıyaslanmaz. Her neyse…

Yeşil Türbe ve Yeşil Cami ziyaretinden sonra doğusunda yakınında olan Emir Sultan Türbesi ve Camisini ziyarete yürüyerek gittik. Uzun bir restorasyondan sonra ibadete ve ziyarete açılan külliyenin maddi manevi ayrı bir kıymeti var.

Ulu Camiyi yaptıran Padişah Yıldırım Beyazıt, Emir Sultan Hazretlerinin kızı ile evli. Hem maddi hem manevi olarak çok yönlü kıymet ve mânâ ifade ediyor.

Buraların mânâ ve ehemmiyetini yine rehberimiz Mustafa Yılmaz hocamızdan dinledik, bilmediğimiz çok şeyleri öğrendik.

Oradan Osman Gazi Belediyesinin önceki dönem başkanının yaptığı Osmanlının kuruluşunu üç boyutlu, 360 derece resimlendiren, sanki canlı anı gösteren tarihi belgesel Panoroma Müzesi’ni gezdik. Burayı anlatamam. Ancak görmek lazım. Gezmeye, görmeye değer. Tavsiye ederim.

Günün son gezilen mekanı Yıldırım Beyazıt Camii ve Yıldırım Beyazıt’ın türbesinin olduğu külliye oldu.

Merkez ilçelerden olan Yıldırım ilçesi adını buradan alıyor ama eser Osmangazi İlçe Belediyesi tarafından yapılmış. Dipnot olarak hatırlatayım dedim.

Programda Muradiye Külliyesi de vardı ama trafik engelinden dolayı gidilemedi.

Cuma günü rahmet yağışı da aralıksız devam etti. Bursalı arkadaşlar her misafir için ayrı onlarca şemsiyeyi kaş göz arasında aldılar ve dağıttılar. Hizmet performansında sürpriz harika anlardan bir not. Bu kıvrak manevrayı yürüten Mehmet Demirci abimizi tebrik ve teşekkür ediyorum.

Cuma gününün akşamı yemek ikramı, namaz, niyaz ve Güllük Külliyesinde akşam namazı sonrası İstanbul adına iştirak eden Said Özadalı’nın “İman nasıl Hayata Hayat olur” sualinin cevabı mahiyetinde Risale-i Nurdan dersini dinledik. Müzakereli ve istifadeli oldu.

Cuma gününü yatsı namazı ile hitama erdirdik. Çok hareketli ve bereketli geçti elhamdülillah.

***

Muhabbet Platformu Buluşmalarının esas planlanan toplantısı Cumartesi günüydü.

İman ve Kur’an Hizmeti gayesi ile “Zaman cemaat zamanı, cemaatten çıkan şahs-ı manevi daha metindir” hakikatinin, uhuvvet, muhabbet, tesanüt ve ittifak sırrının ahenk ve insicam ikliminde yapılabildiği bir istişari toplantı yapıldı.

“Mevcut imkân, kabiliyet ve kapasitemizle Risale-i Nurla nasıl hizmet edebiliriz” maksadı toplantının esas gündemini teşkil ediyordu. Gündem maddelerine dair farklı yerlerden, farklı müktesebat ve tecrübesi olanların müzakereleriyle çok güzel fikirler, görüşler orta çıktı.

Özellikle gençlere yönelik hizmetlerin nasıl daha etkin yürütülebilir konusu derinlemesine müzakere edildi. Her ilden heyette en az bir gencimizi katılması önceden ilan edilmişti. İzmir ve Diyarbakır, Şanlıurfa ve çeşitli illerden toplantıya katılan gençlerin görüşleri alındı. Kendi aralarında bir “komisyon” pardon bir çalışma gurubu teşkil edildi. Hem öğle arasında ilk toplantıyı yaptılar. Çalışma stratejilerini toplantımızda paylaştılar.

Bu arada Muhabbet Platformu’nun ekser üyelerinde eskiden kalan bir fobi, endişe her derseniz deyin “Komisyon” kelimesine bir alerjinin olduğu görüldü, hissedildi.

Kanaatim odur ki, bu “komisyon” kelimesini aramızda asla kullanmamak üzere lügatten çıkaralım. Her kim bu kelimeyi telaffuz ederse ağzına acı biber sürelim derim.

Espri bir tarafa toplantı, istişare, müzakere çok verimli geçti. Elhamdülillah.

Cumartesi akşamı Bursa İttihad Derneği’nin haftalık düzenli ders günü.

Nezaket misafire ders yaptırılır. Dersi İstanbul Ümraniye adına katılan Prof. Dr. Muhammed Gür hocamız yaptı. Çok verimli ve etkili ders oldu.

İkinci dersi yazar, üniversiteyi Bursa’da okumuş bir yönüyle Bursa mahsülü sayılan Hüseyin Yılmaz yaptı. Ders sonunda Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin roman tarzında hayatını anlatan dört cilt olarak düşündüğü “Kutup Yıldızı” kitabının hazırlık aşamalarından karşılaştığı inayet ve kolaylıkları hatıra olarak anlattı. Herkes ve ben dahil adı geçen “Kutup Yıldızı”nı aldık ve yazarına imzalattık.

Ayrıca Bursalılar misafirlere Kutup Yıldızı kitabını hediye olarak dağıttılar. Bu da harika bir jest oldu.

Pazar sabahları gelenek haline gelen Ulu Cami’de sabah namazına kalabalık katılım oluyor.

O sabaha mahsus araçlarla gelenler araçlarını ana cadde üzerine ikili üçlü sıralar halinde park edip camiye geçiyor. Biz de aracımıza ancak ikinci sırada yer bulabildik.

Her yaştan, yaşlı, genç, çocuk çok renkli bir cemaat vardı. Önümde tahmini ortaokul öğrencisi bir genç namaz kıldı. Ne kadar muazzam bir tablo. Çok mutlu oldum.

Namaz sonrası rehberimiz Mustafa Yılmaz hoca Ulu Cami’nin yapılış tarihçesi, mimarisi, hat sanatları ve diğer bir çok yönüyle izahatta bulundu. Liseyi Bursa’da okumuş ve çok defa Ulu Camide namaz kılmış birisi olarak cami hakkında hiçbir şey bilmediğimi fark ettim. Aradan yarım asır geçmiş.

Camide namaz sonrası içeride biraz uzun zaman kaldığımız için dışarı çıktığımızda arabamız yolun ortasında kalmış. Trafik polisi arkasında bekliyor. Bizi 10 sefer telefonla aramış ulaşamamış. Telefonumuz namaz için sessiz modda unutulmuş. Sağ olsunlar polislerimiz meselenin farkında olduklarından anlayışla karşıladılar.

Sabah namazı sonrası yine İttihad Derneği’nin Güllükteki Nurs külliyesinde mükellef bir sabah kahvaltısı yaptık.

Bir ara not bilgi. Bu toplantılarda hanımlar da kendi aralarında bir araya geldiler. Onları da Bursa fedakâr hanımları gezdirmişler. İzzet, ikram beş yıldızlı hizmetlerine hanımdan öğrenmiş olduk. Özellikle İzmir’den gelen genç hanımların şevk ve heyecanlarından bizim Ankaralı hanımlar çok etkilenmişler.

Bursalı bacıları ve iştirak edenleri de tebrik ediyoruz.

Veda vakti. Bursa’nın muhabbet fedaileriyle kucaklaşarak vedalaştık ayrıldık.

Çok güzel bir dört gün geçirdik. Çok iyi geldi. Bursa kahramanlarına ve buluşmayı zenginleştiren ve kıymetli kılan Anadolu’nun dört bir köşesinden iştirak edenlere de çok teşekkürler, selamlar, hürmetler. Allah cümlesinden razı olsun.