Dünyaca ünlü bir dansçıydı: Mescide girince çarpıldım

Dünyaca ünlü bir dansçıydı: Mescide girince çarpıldım

Hiçbir dine inanmazken mescidi ziyaret edince hayatı değişti

Dünyanın en ünlü modern dansçılarından biriyken yaşadığı harikulade bir olay sonrası Müslüman olan Cristine Brodbeck bayrama dair duygu ve düşüncelerini paylaştı. İlahi nurun tecellisi olarak nitelendirdiği bayramları sınırsız rahmet sağanağı olarak gören Brodbeck "Bayramın müthiş bir enerjisi var ve bizim bu ikramı ıskalama, heba etme lüksümüz yok. Ne olur sırılsıklam olana dek Allah'ın bu lütfundan feyz alalım'' diye konuştu.

HİÇBİR DİNE İNANMIYORDU

İsviçre'nin Basel şehrinde Katolik bir ailede doğan ve önce Paris, ardından Londra'da gördüğü bale ve modern dans eğitimlerinin ardından dünyanın birçok ülkesinde gösteriler sunan Cristine Brodbeck, getirdiği Kelime-i şehadetin ardından Rabia ismini aldı. Ailesinin Katolik olmasına rağmen hiçbir dine inanmadığı dönem ABD'nin New York şehrinde gördüğü bir Türk mescidini "tarifsiz" dediği duygularla ziyaret eden Brodbeck, o anı ''Büyük çağrıyla sarsıldım ve gafletin derin uykusundan uyandım. Çarpılmıştım, kısacası aşka düştüm'' sözleriyle anlattı. Rabia Cristine Brodbeck'in hiç tanımadığı manevi iklimle ilk buluşma dakikalarına dair dikkat çeken bir diğer ifadesi ise; 'İradeyi, düşünceyi, nefreti felç eden olağanüstülük.'

ARİFESİZ BAYRAM OLMAZ

''Din yaşanarak öğrenilir ve öğrendikçe yaşanır'' prensibine inandığını söyleyen Brodbeck, bu sebeple de 28 yıl önce 'maddeden manaya hicret' dediği İstanbul'a taşınma kararını almış. Arifesiz bayram olmayacağını hatırlatan Brodbeck "Lütfen arife gününü ihmal etmeyin, bu günü dua, tövbe, salevat, Kur'an ve gözyaşıyla geçirelim" çağrısında bulundu. Tam 13 defa umre ve 2 Hac ziyareti gerçekleştiren Rabia Cristine Brodbeck, "Türk insanının ramazan, bayram, kandil coşkusuna hayranım. Ancak bayramı en iyi anlama yeri kesinlikle Mekke ve Medine. Orada, insanı, varlığı madde çölünde çürüten manasızlığa karşı evrensel bir rahmet, merhamet kongresi düzenleniyor. Her Müslüman mutlaka o topraklarda Resul'ün izini sürmeli. Hem teslimiyetin hem de insanı ıssızlaştıran moderniteye karşı isyanın zirvesi olan o soylu ittifakı görmeli, yaşamalı. Bayramın en gerçek halini iliklerine kadar hissetmeli" sözleriyle anlattı.

HAZRETİ HACER'İN MÜKAFATI

İsviçre asıllı Brodbeck'e göre kurban bir yanıyla Hazreti Hacer'in mükafatı. Onun çöllerde çektiği zorluk ve acılara rağmen kesilmeyen imanı, mücadele gücü ve Allah'a olan bağlılığına karşı bir jest. Diğer yandan ise İsmail'in şahsında af ve mağfiret edilen aslında bütün insanlık.

DARÜLACEZE, HAYATIMIN EN BÜYÜK PARÇASI

Müslüman olduktan sonra İstanbul'a yerleşen ve bir Türk ile evlenen Brodbeck'in bu evlilikten bir de çocuğu olmuş. Bir kolejde İngilizce dersler veren ve birçok kitaba imza atan Brodbeck'in "Hayatımın en büyük parçası" dediği yer ise Darülaceze. Haftanın 4 günü gidip oradaki insanlarla görüşüyor, konuşuyor ve gücü oranında maddi ve manevi destek veriyor.

"Covid-19 illeti ruhlarımızı kuşatan virüsleri de görme şansı verdi" diyen Brodbeck, son kitabında virüs sürecinde yaşanan gelişmeleri ve çıkarılması gereken dersleri işliyor. Brodbeck "Rahmet Ümidi" isimli kitabında pandemi sürecini bir tür bedel ödeme ve acziyetin idraki olarak tasvir ediyor ve şu tespitlerde bulunuyor:

ARTIK BEN DE SİZDEN BİRİYİM

"Dünyada her gün binlerce insan koronavirüsün etkisi altında nefes almaya imkan bulamayarak can kaybetmekte. İslam'dan mahrum bırakılan insan, oksijensiz kalmış beyin veya kan akışından mahrum kalmış vücut gibi belli bir süre sonra ölüme mahküm olacaktır. İslam'dan uzak kalındığında insani sıfatlardan mahrumuz demektir. İnsani sıfatlardan uzak kalındığında manevi ölüm gerçekleşmiş demektir."

Söyleşimiz esnasında ilk günkü heyecanından hiçbir şey kaybetmediğini çok net gördüğümüz Rabia Brodbeck "İyi ki İstanbul'a geldim ve burada evlendim, oğlum oldu, bunları yaşadım" dedi ve final cümlesi de "Artık sizden biriyim, Türk oldum" idi.

SABAH NAMAZIMI KILAR, KURBANIMI KENDİM ALIRIM

Rabia Cristine Brodbeck'in İstanbul'daki bayram sabahı ilk olarak Eyüp Sultan hazretlerini ziyaretle başlıyor. Ardından Fatih Camii ya da Eyüp Sultan'da namazını eda eden Rabia Hanım doğruca kurban pazarına gidip kurbanını alıyor. Vekalet verdikten sonra kurban merasimini izlediğini kaydeden Brodbeck "Gören, hisseden insanlar için o an orada kurban edilen de affedilip özgür kılınan da benim, biziz aslında. Müthiş bir arınma. Orada tekrar İsmail'in, İbrahim'in, Hacer'in soylu teslimiyetini yaşıyoruz. Orada bıçağın altındaki şah damarı bizim aslında ve kestiğimiz kurbanla diriliyoruz'' diyor. Daha sonraki durağı ise kurbanını dağıtacağı önceden belirlediği fakirlerin evleri oluyor.

Türkiye gazetesi-Yılmaz Bilgen

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.