Gel, ey nefsim gibi kendini âkıl zanneden akılsız arkadaş!
Deniz kiminse, içindekiler de onundur


Şu saray-ı muhteşemin Sahibini tanımak istemiyorsun.

Halbuki, her şey Onu gösteriyor,

Ona işaret ediyor,

Ona şehâdet ediyor;

bütün bu şeylerin şehâdetini nasıl tekzib ediyorsun?

Öyle ise, bu sarayı da inkâr et

ve "âlem yok, memleket yok" de

ve kendini de inkâr et, ortadan çık;

yahut aklını başına al, beni dinle.

İşte, bak: Şu saray içinde bulunan ve memleketi ihâta eden yeknesak unsurlar, mâdenler var.

Âdetâ, memleketten çıkan her şey o maddelerden yapılıyor.

Demek o maddeler kimin mülkü ise, bütün ondan yapılan şeyler de onundur;

tarla kimin ise, mahsulat da onundur; deniz kimin ise, içindekiler de onundur. (Sözler, 22. Söz)