Habibi Nacar YILMAZ

Habibi Nacar YILMAZ

Demir ve çimentodan çalıyor muyuz?

Nasıl deprem gibi sarsıntılarda demir ve çimentosundan çalınan evler, binalar zarar görür veya yıkılırsa; insanın iç iklimi sayılan mânevî hayatı da öyledir. İnsanın mânevî mimarisine yapı tekniği olarak bakıldığında, iman esasları onun demiri ve çimentosudur.

Bir binanın demir ve çimentosundan çalmak bir sarsıntıda onun yıkılmasına neden olduğu gibi, mânevî dünyamız da bu ahir zamanın batık zemininde iman esasları sağlam elde edilmemiş, yani demir ve çimentosundan çalınmışsa, çabuk yıkılabilir. Bunun da bir ilmî altyapıya ihtiyacı vardır. Ayrıca bu ilmî altyapısının derin bir tefekkürle daima beslenmesi,  takviye ve tahkim edilmesi gerekir. Yoksa ya temmuz güneşinde kuruyan yaprak gibi kurur ya da devamlı kömür atılmayan sobanın sönmesi gibi söner.

Bu iman altyapısını bir göle de benzetebiliriz. Gölün sürekli su alması, dolması gerekir ki taravetini ve debisini kaybetmesin. Hizmet için de durum aynıdır. Hizmette laubaliliği söküp atmak, ciddi bir hizmet ehli olabilmek için de mânevî bataryaların hakikat ve marifet ile dolması gerekmektedir. Aksi olursa, kalp ve ruh dağılır; gayretimiz küllenir, idrakimiz körleşir.

Kazandıklarımızın zaman içinde kaybolmaması, kazanç ve sarfiyat dengesinin korunmasına bağlıdır. Zaman tüneline girdiğimiz için her dakika başka bir âlemin kapısını çalan insan, o girdiği yeni âlemi nurlandırması, hem de kendisinde hükmeden nefis, hevâ, vehim ve şeytana karşı uyanık kalabilmesi, hizmete zaman ayırabilmesi, işte bu kazanç kayıp dengesinin çok iyi korunması ile mümkündür. Yani su almayan gölün kuruması ve kokması gibi, günlük takviyesi olmayan insan da zamanla kurur ve kaybolur. Bunu etrafımızdan ya da kendimizden biliyoruz. Şahsen dersleri ve okumamı aksattığım zaman, gözüm şaştığı gibi, akıl ve kalbim de malayaniyata kayıp dilim büsbütün başka kıskaçlara kapılıyor.

Buna başka bir misal de verebiliriz. Bedenimize, giyimimize özen göstermediğimiz zaman, nasıl kılığımız bozuluyor, bedenimiz kirleniyorsa; mânevî hayatımız da öyledir. Bu hayatımız da sürekli bakım ister, ihmale gelmez. O da ihtimam ve dikkat, devamlı takviye ve tahkim ister. Manevî gıdalarını kesen ve irtibatını koparanlar cepten yer. İnsan cepten yemeye başlayınca, sermayesi ne kadar çok olursa olsun bir gün biter, tükenir. Karadeniz'in yamacında büyüyüp gelişerek orman olan ve rahmeti celbeden bir fındık ağacı, Palandöken Dağı'nda tek kalınca kuruduğu gibi, tek başına irtibatsız kalan insan da rahmeti, bereketi, feyzi  üzerine çekemez. Onun için "her şeyde vasat, irtibatta ifrat" tavsiye edilmiştir. O nedenle manevî bataryaları sürekli doldurmak, muhabbet ve uhuvveti artırmak zarureti vardır. Aksi halde denge bozulur, manevî hayatın muhafazası zorlaşır, perişanlık yakanızı bırakmaz ve bir nevi pas tutarız.

Yeni mezun arkadaşların, bulunduğu şehirden ayrılırken gideceği yerde irtibatlı olabileceği görüşüp sohbet edebileceği adres ya da isimleri alması bu bakımdan önemlidir. Nice böyle şuristana akıp kaybolan kabiliyetler olmuştur. Devamlı cepten yiyen, öğrencilik döneminde fazla idmanlı olamayan genç arkadaşımız, sosyal hayatın iş, evlilik, askerlik gibi cenderesinde takviye de görmeyince pas tutmuş ve bazen de kaybolmuştur. Pas tutmamak ve kaybolmamak, ebedî hayat adına diri kalmamız, takviye alıp yani sürekli okuyup irtibatlı olmamıza bağlıdır.

Evet dostlar, insanda tembellik, tenperverlik ve vazifedârlık damarları var. Bu damarları yok edemeyiz, etmeye de gerek yok. Ama iyiye, daha verimliye kanalize edebiliriz. Gelin hep birlikte tembelliğimizi harekete, tenperliğimizi  nurperverliğe vazifedarlığımızı da hizmete yönlendirelim, rahatı bulalım. Unutmayalım ki bu dünya, hizmet ve meşakat yeridir, rahat yeri değildir.

Selam ve dua ile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum