Değişim sancıları

Yeni Asya Gazetesi’nde geçmişte birlikte çalıştığımız bir arkadaşın kızının düğünündeyiz.
Eski dostları görmenin sevinci ve mutluluğu yüzümüzden okunuyor. İki düğünü birden yaşıyoruz.
Dostlarımın simalarına bakıyorum, nur gibi parlıyor. Geçmişin tatlı anıları yüzlerine kazınmış.
Kimi kilo almış (benim gibi), kiminin saçı ak… Ama yüz hatları aynı: Işıl ışıl!
**
Yıllara mal olan kopukluk bizim kaderimiz olmamalı.
Bir insanın bir günahı yüzünden on haseneyi silmek, zaten Risale-i Nur mesleğine uygun değil.
Tarihi geriye sarmamız mümkün değil. Kapanmış yaraları tekrar deşmenin bir anlamı yok.
Olan olmuş, giden gitmiştir.
Her “şer”den bir “hayır” doğar derler. Gazeteci dostlarımız şimdi başka sahalarda hizmetlerini sürdürürken, aynı zamanda medyadaki değişimi yakalayabiliyor. İş disiplininde gösterdikleri başarılardan dolayı tepe noktalara kadar gelebilmiş
*
Peki Medya kendini güncelleyebiliyor mu?
Genel bir değerlendirme yapacak olursak:
Muhafazakar basın dahil olmak üzere Türk medyasında genel bir “sancı” olduğunu söyleyebiliriz.
Bu sancı değişim sancısıdır.
Her sektör kendini yeniliyor, yeni yapılanma adı altından dünya standartlarına uygun hale getirip şirketlerini hizaya sokuyor...
Kırk yıllık bir bakış açısıyla şirket veya firma yönetilemez. Türkiye’de her şey hızla değişiyor. Sivil hayattan tutun, asker, hükumet, bürokrasi ve sağlıkta her sektör baş döndürücü bir hızla kabuğunu yeniliyor.
Ama medyada bırakın değişimi, yaprak kıpırdamıyor.
Medya teknolojide dünya devleriyle yarışırken, yazar ve yönetim kadroları çağın gerisinde yaşıyor. Fikir ve kanaatleriyle bu millete bir şey veremiyor.
Çok satan gazetenin başyazarı neredeyse 50 yıllık. Bilgisayara bile karşı olan dinozorlar mı bu millete “fikir” verecek? Bir yandan “çağdaşlık” masalı okuyacaklar bir yandan da “çağdışı” yaşayacaklar.
Yemezler.
Bu yüzden medya “kartel”leşiyor veya tekelleşiyor. Herkes bir “patron”un üzerinde kambur gibi duruyor.

Eğer medya bu çağa ayak uyduramazsa batacak.
Medya değişimi “kişisel tasfiyelerle” gidermeye çalışıyorsa yanılıyor. 
Çünkü kriter “başarı” değil. Koltuklarını korumak için ya birilerin adamı oluyorlar veya ideolojik bir kampın kahramanı payesiyle ayakta duruyorlar.
Ancak bu dengeler de yavaş yavaş ellerinden kayıp gidecek.
Değişim kaçınılmaz.
Çünkü değişmeyen tek şey; değişim!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum