Davasının Avukatı

Evet, o, hayatını davasına adayan bir  insandı. O, kendisi için değil, davası için yaşayan bir dava adamıydı. Çünkü o, asrın söz sahibi olan Üstadının emir ve duasını almıştı. Onun manevi dünyasında olup bitenleri, düşündüklerini ve gördüklerini o bilebilirdi. Adeta Cenab-ı Hak onu bu  görev için yaratmış ve hazırlamıştı.

O, Asr-ı Saadeti ruhunda ve şahsında yaşayan bir fedaiydi. Onun bütün düşüncesi davasıydı. Onun dışında başka bir şey görmez ve bilmezdi.

Davasına kilitlendiği ve odaklandığı zaman yapmayacağı bir şey yoktu. Karşısında kim olursa olsun hiç fark etmezdi. Çünkü o kefenini,  hep yanında taşıdığı çantasında bulunduruyordu.

Sene 1970. Mevsim Sonbahar, aylardan Ekim veya Kasım. Henüz İmam Hatib ortaokul son sınıf öğrencisiydim. Rahmetli Mahmud Allahverdi ağabey, o zaman “Hakyol” adında bir gazete çıkarıyordu. Allah rahmet etsin Çok sosyal bir insandı, cevvaldi yerinde durmazdı, hep hizmetten hizmete koşardı. Öyle ki, ailesi ve çocuklarıyla günlerce görüşemediği oluyordu. Bu arada Abdurrahman Bozdoğan ve Dursun Kutlu ağabeyleri anmadan geçmek olur mu hiç? O günün ağabeyleri genelde öyleydi. Allah onlardan razı olsun. Çok şeyler aldık ve öğrendik onlardan. Hakyol Gazetesinde “Müslüman Türkiye” adında bir şiir yayımlandığı için mahkemelik olmuştu. Onunla birlikte Hüseyin Külekçi, Rahmetli Mustafa Tanık ve Gaffar Düzey ağabeyler de, Adıyaman’ın Gölbaşı ilçesinde; bir çay ocağında Küçük Sözler’den ders yaparken, bir ihbar üzerine polisler gelip, apar topar alarak karakola götürüyorlar. İfadeleri alındıktan sonra serbest bırakıyorlar, ama mahkemeleri devam ediyor. Bunu üzerine Bekir Berk ağabey bu davaları birleştirerek vekâletlerini üstlenerek ve duruşma gününü bekliyor.

Duruşma günü gelmeden, Adıyaman’a geleceğini duyan halk, Bekir Berk Ağabeyi merakla bekliyordu. Nihayet gün gelmişti. Adıyaman halkı sabahın erken saatlerinde, Adliye sarayının önünde toplanmış, Nurcuların Avukatı Bekir Berk ağabeyi bekliyorlardı. Millet Bekir ağabeyi görünce adeta yüzlerine gün doğmuş gibi tebessümler yağıyordu. Sanki bir mahkeme duruşması değil adeta bir bayram havası vardı orada. Adliye sayrının önü ve koridorları tıklım tıklımdı.

O gün, onu görmek ve dinlemek için okullar boşalmış, esnaf işlerini bırakmıştı. Davalı olanlar mahkeme koridorlarında duruşmayı beklerken gençlerin ve esnafın kollarına girerek onlara İmanı ve Kur'anın manaları olan Risale-i Nurları anlatıyorlardı. O duruşmayla belki yüzlerce kişinin Risale-i Nuraları tanımalarına vesile olmuştu.

Artık herkes mahkeme salonunda sabırsızlıkla, acaba ne konuşacak diye onun konuşmasını bekliyordu. Evet, artık konuşma vakti gelmişti, yüzünde tatlı bir tebessüm vardı.  Son derece kendinden emin ve rahattı. Sanki müvekkil o değil de hâkim ve savcılarmış havası hâkimdi salonda. Ve nihayet duruşma başladı. Bir şahenşah gibi başı dik kendinden son derece emin bir halet-i ruhiye içinde konuşmasına başladı. Mahkeme salonu tıklım tıklım, herkes ayakta suspus olmuş dikkatle onu dinliyorlardı. Çünkü  Bekir ağabey orada saatlerce davasını ve üstadını anlatmıştı.

Bütün hâkimler, savcılar ve avukatlar dosyaları, kalemleri, herşeyi bıraktılar. Ağızları açık bir vaziyette sadece onu dinliyorlardı. Adeta mahkeme salonu büyük bir dershane-i nuriyeye dönüşmüş, Bekir Berk ağabey orada ders yapıyordu. Bu hal saatlerce sürdü kimse ayrılmak istemiyordu. Çünkü anlattıklarına herkes susamış, şimdiye kadar bilmedikleri, duymadıkları hakikatleri dinliyorlardı.

Namaz vakti gelmişti. Namazlar mahkeme  koridorlarında banklar üstünde ifa ediliyordu. Yeniden tekrar duruşmaya devam edildi. Ve uzun bir duruşmadan sonra nihayetinde dava beraatla sonuçlandı.

Ama herkes nasıl mutluydu, sevinçliydi. Sevincinden herkes tabiri caize adeta dört köşe olmuştu. Çünkü herkesin kabine sular ve nurlar serpilmişti.

Allah ğani ğani rahmet eylesin mekânı cennet olsun. Bizleri de onun ve üstadının şefaatine nail eylesin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum