Darbe hapishanelerine giren sağ çıkamıyor

Darbe hapishanelerine giren sağ çıkamıyor

Darbeci Sisi’nin Mısır yönetimini ele geçirmesinden sonra, ülkedeki hapishanelerde işkence ve ölümler arttı.

Hapishanelerde başta Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan) üyeleri olmak üzere çok sayıda rejim muhalifi hayatını kaybetti. Bazı hukukçu ve muhaliflere göre, ülkedeki hapishanelerde şu ana kadar 40’ı siyasi olmak üzere 200’den fazla kişi hayatını kaybetti. Devrik diktatör Hüsnü Mübarek döneminde yapılan Akrep Cezaevi, en çok ölümlerin meydana geldiği cezaevlerinin başında geliyor.

Mısır’da, “gayriinsani” ve sağlık hizmetlerinden tamamen yoksun olduğu ileri sürülen hapishanelerde başta Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan) üyeleri olmak üzere çok sayıda rejim muhalifinin hayatını kaybettiği iddiası ciddi boyutlara ulaştı. Bazı hukukçu ve muhaliflere göre, ülkedeki hapishanelerde şu ana kadar 40’ı siyasi olmak üzere 200’den fazla kişi hayatını kaybetti. İhvan, üyelerine yönelik gözaltıların siyasi olduğunu savunurken, hükümet yetkilileri ise bunu reddederek, söz konusu kişilerin siyaset dışındaki çeşitli suçlamalardan dolayı gözaltına alındığını vurguluyor.

Başkent Kahire’nin güneyindeki Turra bölgesinde yer alan Akrep Cezaevi’nde vefat eden İhvan üyeleri arasında Hürriyet ve Adalet Partisi (HAP) yöneticilerinden Ferid İsmail, İhvan’ın Şura Meclisi Başkanı İsam Dirbale, İhvan’ın eski yöneticilerinden Nebil el-Magrebi ile Mercan Salim ve İmad Hasan yer alıyor.

AKREP CEZAEVİ ÖLÜMLERİN EN ÇOK ARTTIĞI  CEZAEVİ

Özellikle Tümgeneral Mecdi Abdulgaffar’ın İçişleri Bakanı olarak atanmasının ardından tutukluların ölüm ve sağlık durumlarının kötüye gittiği belirtiliyor. AA muhabirine söz konusu durumu Turra Hapishanesi’nde bir yıl 6 ay tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılan ve güvenlik nedenlerinden dolayı adının açıklanmasını istemeyen bir doktor şöyle anlattı:

“Mısır’daki hapishanelerin genelinde, özel olarak da Akrep Cezaevi’nde sağlık hizmetleri oldukça kötü. Bazen tutuklular kasten öldürülüyor. Hapishane idaresi hastalar ve ilaç ihtiyacı olan kişiler için gereken işlemleri yapmıyor.” Doktorlar Sendikası eski Genel Sekreteri Yardımcısı Abdullah el-Keryuni de Akrep’teki kötü şartlardan dolayı en çok mağdur olan kişilerin şeker, yüksek tansiyon, karaciğer, böbrek ve kanser hastaları olduğunu belirtti. Bina ve Kalkınma Partisi, geçen ağustos ayında üyeleri İsam Dirbale’nin bulunduğu hapishanede hayatını kaybetmesine ilişkin yayımladığı yazılı açıklamada, “Dirbale’nin ölümünü suikast” olarak nitelendirilerek, “Çünkü hapishane idaresi, tansiyon ve şekeri olan Dirbale’nin ilaç almasını birkaç ay engelledi ve hastaneye kaldırılmasına da izin vermedi” denildi.

HAPİSHANE YÖNETİMİ İZİN VERSE HASTANE TEDAVİ ETMİYOR

Güvenlik gerekçesiyle ismini vermek istemeyen Mısırlı başka bir doktor, hapishanelerde hayatını kaybeden siyasi tutuklulara ilişkin, “Bazen tutuklu hastaların, cezaevi hastanesi veya başka hastaneye acil olarak kaldırılması gerekiyor. Bu tür durumlarda hemen cezaevi müdürü bilgilendirilir ve onun da hapishaneler idaresini durumdan haberdar etmesi gerekir. 

Hapishaneler idaresinden onayın gelmesiyle de tutuklu hasta, ilgili hastaneye kaldırılarak tedavi edilir. Ancak siyasi tutukluların hastane talepleri, herhangi bir sebepten dolayı sürekli olumsuz sonuçlanıyor. Sonuç alamayan tutuklu hastalar da buna karşı yeniden talepte bulunarak direnmeye çalışıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Talebi onaylanan bazı tutukluların ise hastane tarafından çeşitli bahaneler öne sürülerek tedavisinin gerçekleştirilmediğini söyleyen doktor, şunları aktardı:

“Tutuklu hastaya bakmak istemeyen doktor, ‘boş yatak yok’ ve ‘tıbbi cihaz bozuk’ gibi bahanelerle geri gönderiyor. Muayene olan şanslı hasta ise film çekmesi gibi bir durumu varsa cezaevine getiriliyor ve kendisinin tekrardan film için sevk talebinde bulunması gerekiyor. Bu nedenle müdahale edilmeyen birçok hasta baygınlık geçiriyor. Hapishanelerdeki askeri doktorlar ise sağlık hizmeti verecekleri tutukluları ayırmak için cinayetten hapis yatan bir mahkumu görevlendiriyorlar. Söz konusu mahkum da istediği tutukluları listeye alır istediğini almaz.”

İçişleri Bakanlığı, 13 Mayıs Çarşamba günü yaptığı açıklamada, “arbede ve polis merkezi önünde gösteri düzenleme” suçlamalarıyla 7 yıl hapse mahkum edilen İhvan yetkililerinden Prof. Dr. Ferid İsmail’in, karaciğer rahatsızlığı sebebiyle öldüğünü öne sürmüş, Human Rights Watch ise Birleşmiş Milletler raportörüne, söz konusu ölümün ihmal sebebiyle gerçekleştiği yönünde şikayet dilekçesi göndermişti.

Akrep Cezaevi, “rejim karşıtı muhalif tutuklulara” tahsis edilmesi için 1993 yılında devrik lider Hüsnü Mübarek döneminde kuruldu.

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum