Çuvaldakiler

Çuvalın içinde yaşayanlar, ağlara hapsolanlar dışarıda neler olduğunun farkına varamazlar. Bazı İslâm ülkelerini sömürgeci güçler ağlarına almış, onların kıpırdamasına izin vermiyor. Bu milletler, ah bir dışarının, kendilerinin farkına varabilseler… Neler olacak, neler…

“Bu zamanın en büyük farz vazifesi ittihad-ı İslâm’dır.” diyor üstadımız. Bu ufka ulaşmanın yolu nefsin hilelerinden kurtulmaktan, siyasi tarafgirliklerden ve her türlü taassuptan uzak durmaktan, mü’minlerin kardeş olduğunu kabullenmekten geçiyor.

Bir Müslüman kardeşini öldürebilir, evladını boğazlayabilir mi? Madem Rabbimiz, bizleri “kardeş” ilan etmiş, en dar daireden başlayarak uhuvvet bağlarını takviye etmeliyiz. Daha sonra devletlerarası ilişkileri kuvvetleştirmeliyiz. Böylece muazzam bir güç oluşacak. Bu birlik, caydırıcı olacaktır. Kardeş memleketlerin hainler tarafından yutulmasına, sömürülmesine izin vermeyecektir. Bu muhteşem “vahdet” kalesine hücum edenler, pişman olacaktır.

Rabbimiz şöyle ferman ediyor: “Allah’a ve Resül’üne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin; sonra korkuya kapılırsınız da kuvvetiniz gider. Bir de sabredin. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.” (Enfâl: 46)

Efendimiz de (asm) şöyle buyuruyor: “Birlikte rahmet vardır. Ayrılıkta ise azab-ı ilahi vardır.” (Beyhaki)

Herkes kendi meslek ve meşrebinin muhabbetiyle hareket etmeli. Diğer gruplara, bilhassa istikameti esas alan meşreplere saygıda kusur etmemelidir. Bulutlar dağınıkken yağmur gelmez. Mor bulutlar ne zaman bir araya gelseler rahmet gönderilir.

Köylünün biri trende yolculuk yapmaktadır. Elinde de ağzı bağlı bir çuval vardır. Sık sık çuvalı sallaması karşısındakinin dikkatini çeker:

- Çuvalda ne var?

- İki tane fare… Bir dostuma lazımmış. Ona götürüyorum.

- Neden çuvalı arada bir sallıyorsun?

Köylünün cevabı ibretlik:

-Onları rahat bırakırsam, bu çuvaldan kurtulmanın yollarını düşünürler. Çuvalı kemirir, dışarı çıkarlar. Çuvalı salladıkça kavgaya tutuşuyorlar. Sakinleşince de köşelerine çekilip dışarı çıkmanın planını yapmaya başlıyorlar. İşte o zaman yeniden sallıyorum çuvalı. Tekrar kapışmaya başlıyorlar. Bilmem anlaşıldı mı?

Kıssa böyle. Anlatmak bizden. Ders çıkarmak hepimizden… Yine de bir ipucu vereyim. Birbiriyle boğuşanlar, zaafa düşerler; hedefine ulaşamaz, başarılı olamazlar. Öncelikle bizi çuvala koyup arada bir çuvalı sallayanları fark etmeliyiz. Peşinden çuvalda olduğumuzu anlamalıyız. Bizi ağlarına alanlar, çuvallayanlar bellidir. Bunlar iç ve dış hainlerdir. Çuvaldan kurtulmayı zorlaştıran ise nefsî, siyasî, cemaatî taassuplardır. Bağlı bulunduğu cemaate muhabbette ifrat etmek makuldür. Normal olmayan kendi meşrebinden başkasını doğru kabul etmemektir.

Bu arada şu anekdot da aklıma takılıyor. Bilindiği gibi İspanya, boğa güreşlerinin ve dev arenaların beşiğiydi. İspanya kralı Franko’ya sormuşlar:

- Bunca yıl ülkeni nasıl idare ettin?

- Çok kolay oldu, demiş. Onları (arenalardaki kalabalığı kastederek) yüz binlik beşiklerde uyuttum.

Diyalog, hayatı tamamen oyun ve eğlenceden ibaret bilmeyi, hiçbir ideali olmamayı ne de çarpıca anlatıyor.

İslâm’a hizmeti esas alanlar farklı yollarla çalışabilirler. Metotların farklılığı normaldir. Çünkü fıtratlar bunu gerektiriyor. Kimisi tasavvuf tarikiyle, bazısı önce iman ve Kur’an hakikatlerini yaşamak, ardından bu gerçekleri gönüllere taşımakla dine hizmet edebilir. Hatta bazı mü’minler hiçbir gruba dâhil olmadan da dinine hizmet etmeye çalışabilir. Yeter ki başkalarının aleyhinde bulunmasın.

Düze çıkmamız için çevremizde olup bitenleri görmemiz gerekiyor. Bu da İslâm’ın ana caddesinden ayrılmamak, her türlü aşırılıktan uzak durmak, kardeşlerimizin hatalarına müsamaha ile bakmakla mümkündür.

Her daim duamız şöyle olmalı: Ya Rabbi! Bizi sırat-ı müstakime hidayet eyle! Sapkınların ve gazabına uğrayanların izinden gitmekten muhafaza eyle. Amin… amin…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum