Çocukları bozan oyunlar: Strese giriyor, yalnız uyuyamıyor, çığlık çığlığa uyanıyorlar

Çocukları bozan oyunlar: Strese giriyor, yalnız uyuyamıyor, çığlık çığlığa uyanıyorlar

Küçük çocuklar için hazırlanan bazı dijital oyunlar, ürkütücü karakterleri, kanlı sahneleri ve kullanılan ses-efektleri ile korku filmlerinden farksız

Her gün yüzbinlerce çocuğun oynadığı korku oyunları, karakter, oyun içeriği, ses-efekt, kanlı ve cinsel içerikli sahneleriyle korku filmlerinden farksız. Özellikle okul sıralarında yayılan akım nedeniyle pek çok aile endişeli. Oyunu okuldaki arkadaşından duyup oynayan pek çok çocuğun, artık yalnız uyuyamadığı, çığlık çığlığa uyandığı belirtiliyor. Uzmanlar, korku içerikleri nedeniyle psikiyatri kliniklerine yapılan başvurularda artış olduğunu ifade ediyor.

YALNIZ UYUYAMIYOR

5 yaşındaki çocuğunun Huggy Wuggy izledikten sonra içine kapandığını anlatan bir anne şunları söylüyor: “Oğlum geceleri yalnız uyamıyor, sürekli ağlıyor. Oyun videolarından hem korkuyor, hem de izlemeden yapamıyor. Az önce oğlum yatakta tir tir titreyerek ağlıyordu. Bu oyun değil, resmen çocuklarımızın üzerine derin bir proje. Çocuklarımızın elindeki oyunlara girdiği ve izlediği görüntülere lütfen dikkat edelim.”

ÇIKMAZA GİRDİK

Bazı anneler çocuklarının yaşadıklarını sosyal medyadan paylaştı. İsmini vermeyen bir anne, “Siren Kafa odana gelecek, Huggy Wuggy seni yiyecek diye çocuğumu korkutan arkadaşları var. Biz bu içeriklerden uzak tutsak bile çocuklar arasındaki yayılımı durduramıyoruz. Pek çok aile ile görüştüm, bu anlattıklarımı dikkate bile almadılar. Gerçekten çıkmaza girdik” dedi. Bir başka anne 3’üncü sınıfa giden çocuğunun korku içeriklerini arkadaşlarından duyduğunu söyledi: “Her gün gelip sordu, uzak tutmaya çalıştık. Fakat başaramadık. Evde sürekli bağırıp çağıran, garip sesler çıkaran birine dönüştü. Sanki biri onu kontrol ediyor gibi davranıyor.”

SAKIN KANTİNE İNME

Bu karakterler akran zorbalığını da tetikliyor. Okul duvarına Momo karakteri çizildiğini anlatan bir anne “Okulun bodrum katına Momo çizmişler. Çocuğumu zorla bodruma indirmeye çalışmışlar. ‘Sen Momo’ya inanmıyorsun ama orada yaşıyor’ diye korkutmuşlar. Çocuk aylardır çığlık çığlığa uyanıyor” diyor.

MEB’de görevli öğretmen A.D. ise şunları anlattı: “Öğrencilerim son zamanlarda Momo adında izledikleri bir çizgi filmden etkilenerek birbirlerini korkutmaya başladılar. Okulun alt katındaki kantine inecekleri zaman birbirlerini ‘Sakın oraya inme. Orada Momo seni bekliyor’ diye korkutuyorlar. Sürekli bu karakterlerin isimlerini duyuyorum.”

Kliniklere başvuru arttı

Oyun karakterlerinin çocuklar için korkunç bir stres kaynağına dönüşebildiğini söyleyen NP Etiler Tıp Merkezi’nden Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Melek Gözde Luş aileleri, çocuklarına “bu karakterlerin gerçek olmadığı ve zarar vermeyeceğini” söylemeleri konusunda uyardı. Luş, “YouTube’da benzer korku içerikli videoları çocuklar birbirine sorarak öğreniyor. Bu videolarda +18 ibaresi yer almadığı için güvenli internet uygulamalarını aşarak çocukların karşısına çıkabiliyor. Cihazınızda ebeveyn kontrolü programı kullanın. Ama yine de tamamen güvende olamazlar. İçerikler konusunda çocukları yönlendirmeli, şiddet ve korku barındıran oyun ve sitelerden uzak tutmalısınız” diye konuştu. Hem dijital oyunlardan kaynaklanan anksiyete ve fobik tepkiler, hem de dijital oyun bağımlılığı sebebiyle çocuk ergen psikiyatrisi polikliniğine başvuru sıklığının arttığını kaydeden Luş, şunları kaydetti: “Öğretmenlerin dijital oyunların olası zararlı etkileri konusunda bilgiyi yayma, öğrenciyi gözlemleme ve kontrol altında tutma, gerekli gördüğünde aile ile işbirliği yapma gibi görevleri üstlenmesi çok önemli. Okullarda bu konuyla ilgili seminerler ve bilgilendirici uyarıcı etkinliklerin düzenlenmesi faydalı olur.”

YouTuberlar körüklüyor

Çoğu ilköğretim çağındaki onlarca çocuğu kıskaca alan bu sorunun önemli bir ayağı da YouTube. Oyunlara ait içeriklerin anlatıldığı videoları hazırlayan 'YouTuber'lar “+18” ibaresi yerleştirmediği için, içerikler filtreleri aşıp doğrudan çocukların önüne düşüyor. İçeriklerle ilgili herhangi bir yaptırım uygulanmayan YouTuberlar ise bu konuda sorumluluğun kendilerinde olmadığını, ebevenylere görev düştüğünü öne sürüyor. Hedef kitle olarak küçük çocukları seçen 'YouTuber'lar, daha çok izlenme uğruna çocukların psikolojilerini altüst ediyor. Küçük çocuklar için uygun olmayan içeriklere ilişkin kısa videolar bile 'YouTube’da milyonlarca kez izleniyor.

Yeni Şafak

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.